Burak Dalgın: Türkiye İstihdam Krizi ile Başetmeli

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Bağımsız Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, TBMM'de yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin ağır bir istihdam krizi ile karşı karşıya olduğunu ve reform ihtiyacını vurgulayarak, ekonomik kalkınma seferberliğine yönelik çağrıda bulundu.

(TBMM) - Bağımsız Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, "Bizim borç, vergi ve para basma, faiz kapsamından çıkmamız lazım. Kalkınma seferberliğine ihtiyacımız var. Türkiye'nin daha çok sanayi, ticaret, teknoloji ve tarım konuşması, kalkınma seferberliği ile ileriye doğru hamle yapması lazım. İş yapmayı kolaylaştırmak, rekabetin önünü açmak, ihracatın yolunu açmak gibi işleri hızlı bir şekilde yapmak durumundayız. Hizmet sektörü reformunu içermeyen hiçbir ekonomik reform programını ciddiye almayınız. Türkiye ağır bir istihdam krizi yaşıyor. Türkiye istihdam krizini ciddiye almazsa buradan çıkamaz" dedi.

Bağımsız Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'deki istihdam, işsizlik ve işgücü piyasasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Türkiye'de istihdam çok yönlü bir kriz yaşıyor" diyen Dalgın, 15 yaş üstündeki nüfusun yarısının istihdamda olmadığını, istihdamda ciddi bir kayıt dışılık olduğunu vurguladı. Gençlerin ümitlerini yitirdiğini dile getiren Dalgın, "İstihdam yaratmayan yatırımlar, artan beceri uyumsuzluğu, üniversite eğitiminin artık ekstra kazanç getirmemesi gibi sorunlar var. Bunu aşmak için de ortaya program koymak lazım" ifadesini kullandı. Dalgın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Az çalışabiliyoruz çünkü iş yok. 85 milyon nüfuslu ülkemizde çalışma çağındaki kişi sayısı 66 milyon 500 bin. Bu 66 milyonun yarısı çalışmıyor yani çalışma çağında iki kişiden birini bile istihdam edemeyen noktadayız. İstihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 500 bin. Bizimle nüfusu aynı olan Almanya'da bu rakam 46 milyon. Verimlilik farkını bir kenara bırakalım, sadece çalışan insan sayısıyla bile aramızda ciddi fark var.

Mevsim etkisinden arındırılmış verilere göre işsiz sayısı 3 milyon. Eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücünün toplam çalışma çağındaki nüfus içindeki oranı yüzde 29.4 yani 12 milyon kişi. Yani Belçika'nın nüfusu kadar.

"Kalkınma seferberliğine ihtiyacımız var"

Ekonomiyi dövizden, borsadan, faizden, Merkez Bankası rezervlerinden ibaret gören bir anlayış var. Ben onu kökünden reddediyorum. Hizmet sektöründe reform, girişimcinin önünü açmak ve verimlilik odaklı bir modele geçmek istihdam krizinden çıkışın tek yoludur. Üstüne üstlük Türkiye'deki ekonomi tartışmalarının büyük çoğunluğu 3 tane kurum etrafında gerçekleşiyor. Hazine, maliye, Merkez Bankası. Bunların ne iş yaptığını bir hatırlayalım. Hazinenin işi borç bulmak, maliyenin işi vergi toplamak, Merkez Bankası'nın işi para basıp faiz vermek.

Demek ki bizim borç, vergi ve para basma, faiz kapsamından çıkmamız lazım. Kalkınma seferberliğine ihtiyacımız var. Türkiye'nin daha çok sanayi, ticaret, teknoloji ve tarım konuşması lazım. Kalkınma seferberliği ile ileriye doğru hamle yapması lazım, yarına doğru büyük bir atılım yapması lazım ki yeni teknolojileri ve verimliliği yakalayabilelim.

"Girişimciliğin prangalarının çözülmesi gerekir"

Üreten yatırımları çekmek gerekir. Bunun için de mülkiyet hukukuna saygı duymak, altyapı yatırımlarını yönlendirmek gerekir ki yatırım gelsin. Hem yerli yatırımcı yatırımını yapsın hem de yabancı yatırımcı 'evet burada potansiyel var' desin. Girişimciliğin prangalarının çözülmesi gerekir. Türkiye'de sanayici olmak, girişimci olmak delilik gibi bir şey. İş yapmak çok zor. Bir sürü lisans ve bariyer var. Bu prangalarla siz iş insanlarının ayağını bağlarsanız insanlar uçamaz. Onlar uçamazsa iş kurulmaz, iş kurulmazsa istihdam olmaz. Bu yasakları bir kaldırmamız lazım.

İş yapmayı kolaylaştırmak, rekabetin önünü açmak, ihracatın yolunu açmak gibi işleri hızlı bir şekilde yapmak durumundayız. Hizmet sektörü reformunu içermeyen hiçbir ekonomik reform programını ciddiye almayınız. Türkiye ağır bir istihdam krizi yaşıyor. Bu sadece bir iktisadi mesele değil. Bu aynı zamanda bir sosyal mesele. Bu aynı zamanda her vatandaşımızın, bilhassa genç vatandaşlarımızın psikolojisiyle alakalı bir mesele. Türkiye istihdam krizini ciddiye almazsa buradan çıkamaz."

Kaynak: ANKA / Güncel
title