Almanya Treni Belgeseli

1974 yılından itibaren Avrupa ülkelerinin işçi alımını durdurmaya başlamaları hem göçmen işçiler, hem de Türkiye'de ki yakınları bakımından bir dönüm noktası oldu. Aile birleşimi yoluyla Avrupa'ya göç edenlerle birlikte Türk nüfusu hızla artmaya ve ayrı bir kültür varlığı olarak kendini hissettirmeye başladı. Bu aynı zamanda işçi göçünün artık sorun olarak algılanmaya başlanması anlamına geliyordu.

Türk işçileri Avrupa'da kalıcı olmayı düşünmüyordu. Misafir olarak geldikleri ülkelerde sadece iş gücü olarak kabul edilmişler, kültürel bir zenginlik olarak benimsenmemişler, toplumla kaynaşamamışlardı. Üstelik her ekonomik krizde suçlu muamelesi görüyor ve dışlayıcı kampanyalara maruz kalıyorlardı.

Yıllar geçtikçe aile büyüyor, çocuklar okul çağına geliyordu. Kendileri iş hayatının yoğunluğu ve kültürel yetersizlikten dolayı çocuklarıyla yeterince ilgilenemiyorlardı. Özellikle Almanya'da yaşayan Türk aileleri çocuklarını okullara göndererek kontrolsüz bir sürece girmekten çekindiler. Birçok aile çocuklarını hem okutmak hem de kimliklerini korumalarını sağlamak amacıyla Türkiye'ye gönderdiler.

Gerçekten kaçış, sorunları çözmekten ziyade sadece ertelemişti. Türk işçileri Türkiye'ye dönemeyeceklerini anladılar ve yıllarca ayrı kalarak hasretlerini çektikleri çocuklarını geri getirmek zorunda kaldılar. Fakat çocuklar geriye sorunlarıyla birlikte döndüler. Kültür farklılığı ve dil yetersizliği nedeniyle Türk çocukları, gittikleri ülkelerde adeta başarısızlığa mahkum oldular.

Çeşitli cemaatler ve siyasi örgütler etrafında oluşan öbekleşmeler, Türklerin içinde bulundukları toplumun hakim kültürü ve asimilasyon politikalarına karşı direnç oluşturmalarını sağlamakla birlikte aynı zamanda bölünerek zayıflamalarına yol açtı. Hem Türkiye'de ki siyasi partilerin, hem de Avrupa'da iş başında olan hükümetlerin belirli gruplarla iş birliğine gitmeleri ve diğerlerini dışlamaları sorunun daha da çetrefilli bir hal almasına sebep oldu.

Zaman akıp gidiyor, Türk işçileri Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde ilk yıllarda olduğu gibi kendi kaderleriyle baş başa bırakılıyordu. Ne toplum tarafından benimseniyor, ne de Türkiye tarafından sahipleniliyorlardı. Asıl sorunların tam olarak ne olduğunu, Türk işçilerinin hangi haksızlıklara ve suiistimallere maruz bırakıldıklarını kimse bilmiyordu.

Yapımcılığını Kuzey Haber Ajansının üstlendiği "Almanya Treni", yurt dışında yaşayan Türklerle ilgili hazırladığı belgesellerle dikkat çeken Yedirenk İletişim stüdyolarında hazırlandı. Belgesel'in drama çekimleri Alsancak Tren Garında, Buca ve Manisa'da çekildi. Belgeselle ilgili ayrıca 5 Avrupa ülkesinde de iki ay süren çekimler yapıldı. Belgesel'in gurbet türkülerini sanatçı Gülay seslendirdi.

Belgesel filmin beşinci bölümü, 26 Şubat tarihinde saat 18.15'te Kanal 24'te.