4. Uluslararası Cami Mimarisi Konferansı İstanbul'da Başladı

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

İstanbul Teknik Üniversitesi ile Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü iş birliğiyle düzenlenen konferansta, çağdaş cami mimarisi ve kültürel sürdürülebilirlik gibi konular ele alındı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, cami mimarisinin medeniyet dili olduğunu vurguladı.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü iş birliğiyle düzenlenen "4. Uluslararası Cami Mimarisi Konferansı" İstanbul'da başladı.

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde düzenlenen konferans kapsamında, dünyanın dört bir yanından gelen mimarlar, akademisyenler ve şehir plancıları, çağdaş cami mimarisinin şehir dokusundaki rolü, kültürel sürdürülebilirlik, malzeme ve form dili gibi başlıklarda sunumlar gerçekleştirecek.

Konferansın açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, cami mimarisinin sadece bir yapı değil, medeniyet dili olduğunu söyledi.

Çam, "İstanbul'un tercih edilmiş olmasını, özellikle de bilimde, fikirde, sanatta, kültürde, teknolojide, ilimde her alanda üstünlüğünü ortaya koymuş, köklerimize uzanan güçlü bir birikimimiz olan İTÜ'de böyle bir organizasyon tertip edilmesinden dolayı da ayrıca tebriklerimi sunuyorum. Emeği geçen herkese de çok teşekkür ediyorum." dedi.

Bu gayretlerin bir çaba, bir tatlı yarış olduğunu dile getiren Çam, bu işlerden anlayan akademisyenlerin, bilim adamlarının, sanatçıların, kültür adamlarının ve mimarların biraz daha heyecanlanması, biraz daha çaba sarf etmesi için ortam oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Çam, bu çabaların artarak devam etmesi temennisinde bulunarak, şunları söyledi:

"Zira İslam alemi pek çok yarışta olduğu gibi bu alanda da biraz yarışta geride kalmaya devam ediyor. Bütün dünyaya vermesi gereken birtakım mesajlar var. Vahiye dayanan, gerçek mesaja dayanan, Kur'an-ı Kerim'e dayanan, peygamber efendimizin nasihatlerine ve bilgilerine dayanan bir medeniyet yürüyüşümüzün, dünyaya vermesi gereken çok daha güçlü sesler var. 8 milyarlık bir dünya nüfusunun, sadece İslam alemi olarak değil, her alanda bütün dünyaya barış, huzur, mutluluk getirilmesi noktasında bir çabaya ihtiyaç var."

Camilerin sadece ibadet mekanı değil, birer yaşam ve maneviyat alanı olduğunu belirten Çam, "Camiler aynı zamanda bizim orada kendimizi geliştirdiğimiz, maneviyatımızı aldığımız, davamızı, misyonumuzu dünyada kalma nedenlerimizi öğrendiğimiz ve yaşamaya çalıştığımız bir mekanımızdır. Bu mekanların işlevsel hale getirilecek şekilde de dünyaya kazandırılması önemlidir. Sadece Müslümanların değil gayrimüslimlerin de etkilendiği ve istifade ettiği mekanlar olarak çoğalmasına, çaba sarf etmemiz gerekiyor." diye konuştu.

"Camiler herkesin, kadınların ve çocukların da ruhen gelişebildiği mekanlar olmalı"

İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal da cami kavramının yalnızca ibadetle sınırlı olmadığını, caminin yaşamın farklı boyutlarını içinde barındıran bir mekan olduğunu söyledi.

Cami mimarisinin çok katmanlı işlevine dikkati çeken Mandal, "Cami dediğimiz zaman aklımıza medrese geliyorsa, onun içerisinde ilmi, bilimi konuşuyoruz. Yine cami içerisinde şadırvanı konuşuyorsak, temizliği konuşuyoruz. İçerisinde avluyu konuşuyorsak bir araya gelmeyi konuşuyoruz. Minareyi konuşuyorsak, geleceğe olan umudumuzu konuşuyoruz." ifadelerini kullandı.

İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Emrullah Tuncel ise cami imarını sadece yapı olarak görmenin eksik bir yaklaşım olacağını, imarın iki ana unsur taşıdığını belirterek, "Birincisi maddi imardır, yani mekanın fiziksel inşasıdır. İkincisi ise manevi imardır. Yani camideki insanın eğitimi, ahlakı, kültürel gelişimi. Bu iki unsur birbirini tamamlamadıkça cami, gerçek anlamda imar edilmiş sayılmaz." dedi.

Tuncel, toplumun yarısını oluşturan kadınların cami mimarisinde yeterince düşünülmediğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Eşimle ne zaman bir camiye gitsek, çıkışta abdest mahalli ve namaz mekanıyla ilgili serzenişte bulunur. Kadınların da ibadetlerini huzur içinde yapabileceği alanların planlanması artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Bazen çok büyük yatırımlar yapılıyor. Fakat kadınlara, çocuklara yer verilmediğinde o toplumun manen imarı eksik kalıyor. Dolayısıyla camiler herkesin, kadınların ve çocukların da ruhen gelişebildiği mekanlar olmalı."

Programa, İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Küçükmehmetoğlu ve Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü Genel Sekreteri Prof. Mashary Al Naim de katıldı.

Kaynak: AA / Ali Osman Kaya - Güncel
title