2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda... Ak Partili Aksu: Yürütmenin Yargıya Müdahalesi, Ak Parti İktidarlarında Dün de Yoktu Bugün de Yok

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, "Biz geçmişte milletin iradesini yok saymak isteyen vesayet odaklarına karşı nasıl durduysak bugün de yargının bağımsızlığına gölge düşürmek isteyenlere karşı aynı kararlılıkla duruyoruz. Türkiye'de yargıya, yürütmenin bir müdahalesi AK Parti iktidarlarında dün de yoktu, bugün de yok. Yürütmede bulunan AK Parti'nin şayet yargıya bir müdahalesi olsaydı 2008'de AK Parti'ye Türkiye'de herhangi bir yargı mensubu kapatma davası açabilir miydi" dedi.

Haber: Erva GÜN - Esra TOKAT

(TBMM) - Ak Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, "Biz geçmişte milletin iradesini yok saymak isteyen vesayet odaklarına karşı nasıl durduysak bugün de yargının bağımsızlığına gölge düşürmek isteyenlere karşı aynı kararlılıkla duruyoruz. Türkiye'de yargıya, yürütmenin bir müdahalesi AK Parti iktidarlarında dün de yoktu, bugün de yok. Yürütmede bulunan AK Parti'nin şayet yargıya bir müdahalesi olsaydı 2008'de AK Parti'ye Türkiye'de herhangi bir yargı mensubu kapatma davası açabilir miydi" dedi.

AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş'un başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Adalet Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe teklifi ve kesin hesaplarının görüşmeleri devam ediyor.

AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, adaletin yalnızca bir devlet politikası değil, tarihi bir sorumluluk ve evrensel bir görev olduğunu belirterek, "Dünya beşten büyüktür" diyerek Gazze'de soykırım uygulayanlara karşı adalet çağrısında bulunduklarını söyledi.

Aksu, adaletin statik bir kavram olmadığını, çoğu zaman bir yolculuk olduğunu ifade ederek, her vatandaşın eşit haklara sahip, huzurun hakim olduğu bir Türkiye için 23 yıldır çalışan bir iktidar olduğunu savundu. Aksu, önümüzdeki 100 yılda Türkiye'yi adaletin hakim olduğu bir ülke yapma gayretiyle çalıştıklarını belirttiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile ekibine teşekkür etti.

"Seçilmiş olmak, yargılanmama hakkı da vermez"

Masumiyet karinesi ve "beraati zimmet asıldır" ilkesine sonuna kadar inandığını kaydeden Aksu, "Seçilmiş olmak, suç işleme iddiası var olduğunda yargılanmama hakkı da vermez" dedi. Aksu, sözlerine şöyle devam etti:

"Son derece saygın bir şekilde adalete ve yargıya güvenerek bağımsız yargının, bağımsızlığı unsurunu da ortadan kaldırmadan ve özellikle Anayasamızın 138'inci maddesinde karşılığını bulan, 'Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz' hükmüne tabidir.

Adalet üç sac ayağı üzerinde yükselir: Hukuki, ahlaki ve sosyal adalet. Hukuki adalet, bütün vatandaşlarımızın kanun yönünde eşit olması demektir. ve bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde kimsenin ayrıcalığı yoktur. Hukukun üstünlüğü vardır. Devletin görevi kanunları yapmak kadar onlara bağlı kalmaktır. İşte tam da bu noktada yargının bağımsızlığı, milletin iradesinin de güvencesidir.

"AK Parti'nin yargıya müdahalesi olsaydı 2008'de AK Parti'ye bir yargı mensubu kapatma davası açabilir miydi?"

Biz geçmişte milletin iradesini yok saymak isteyen vesayet odaklarına karşı nasıl durduysak bugün de yargının bağımsızlığına gölge düşürmek isteyenlere karşı aynı kararlılıkla duruyoruz. Türkiye'de yargıya, yürütmenin bir müdahalesi AK Parti iktidarlarında dün de yoktu, bugün de yok. Yürütmede bulunan AK Parti'nin şayet yargıya bir müdahalesi olsaydı 2008'de AK Parti'ye Türkiye'de herhangi bir yargı mensubu kapatma davası açabilir miydi?

AK Parti'nin Genel Başkanı Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere 72 kişinin siyasetten yasaklı olması talep etme cesaretini gösterebilirler miydi? Eğer yürütmenin yargıya müdahalesi olmuş olsaydı 367 gibi bir utanç kararını yargı acaba verebilir miydi? Eğer yürütmenin yargıya müdahalesi olmuş olsaydı MİT müsteşarına FETÖ'nün yargı içerisindeki elemanlarını kullanmak suretiyle acaba operasyon yapması mümkün olabilir miydi?

Eğer yürütmenin yargıya müdahalesi olsaydı Cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza ve pek çok kişiye karşı kumpas kurarak, sahte yöntemlerle hukuku çiğneyerek 17-25 Aralık'ta hukuk darbesi yapma cüreti ortaya konabilir miydi? Biz adaleti üstün tutan bir bakış açısıyla yol yürüyoruz. Milletimiz de bunu görüyor ve çeyrek asırdır takdir ederek bu yolda yürüyoruz.

"Milletin menfaatinden yana tavır alan bir yargı anlayışını hakim kıldık"

Bir ülkede kanunlar ne kadar mükemmel olursa olsun, onları uygulayanlar vicdanıyla hareket etmiyorsa orada gerçek adaletten söz edilemez. Bağımsız adalet dediğiniz şey jüristokrasiye dönüşür. Bu durumda bağımsız yargı bağımlı yargıdan daha kötü sonuçlar bile doğurabilir. Bu nedenle biz ahlaki adaletin güçlendiği, şahsi veya grup çıkarından değil milletin menfaatinden yana tavır alan bir yargı anlayışını hakim kıldık.

Türkiye her alanda büyürken, bölgesinde söz sahibi bir güç haline gelirken, bütün bunların temelinde adalet ve güven vardır. Bizim mücadelemiz bu güveni artırmak ve zarar vermek isteyenlere karşı da dimdik adaletin yanında durmaktır. Unutmamalıdır ki adaletin olmadığı yerde terör palazlanır, faili meçhuller başlar, fitne çoğalır, kardeşlik zedelenir. Adaletin olduğu yerde ise birlik vardır, huzur vardır, kardeşlik vardır. AK Parti 86 milyonun kardeşliği temelinde bu mücadelenin adıdır."

Kaynak: ANKA / Güncel
title