2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda.

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) geçmiş yıllarda verdiği depolamalı rüzgar ve güneş enerjisi lisanslarının kamuya milyarlarca dolar zarar ettirdiğini savundu. Usta, "Özelleştirmelerle verimlilik sağlanacağı söylenmişti ama tam tersi oldu. Dağıtım bedelleri enerji bedellerini katladı, özel sektör verimliliği beklentisi boşa çıktı. Dağıtımın özelleştirilmesi milletin sırtında bir kambur haline geldi" dedi.

Haber: Ogün AKKAYA- Berfin BAYIR

(TBMM) - Tbmm Plan Ve Bütçe Komisyonu'nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) geçmiş yıllarda verdiği depolamalı rüzgar ve güneş enerjisi lisanslarının kamuya milyarlarca dolar zarar ettirdiğini savundu. Usta, "Özelleştirmelerle verimlilik sağlanacağı söylenmişti ama tam tersi oldu. Dağıtım bedelleri enerji bedellerini katladı, özel sektör verimliliği beklentisi boşa çıktı. Dağıtımın özelleştirilmesi milletin sırtında bir kambur haline geldi" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bütçe görüşmeleri sürüyor.

Komisyonda konuşan İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, "Bakanlığın yaptığı son ihalede rekabetçi bir model izlendi, yerli malzeme kullanımı şartı getirildi, bu olumlu bir adımdır. Ancak EPDK'nın 34 bin megavatlık lisans dağıtımında hiçbir rekabet yapılmadı. 'Erken gelen oturur' anlayışıyla verilen lisanslarda devletin katkı payı, teminat ve asgari sermaye şartı da yoktu. Bu lisansların büyük bölümü yatırımcılara değil, çantacılara gitti. 53,1 milyar dolarlık kamu zararı oluştu. Bu, asrın soygunudur" dedi.

EPDK'nın uygulaması nedeniyle "devlete pahalı elektrik satılacağını" belirten Usta, "Ya elektriği pahalı satacaksınız ya da hazineden sübvanse edeceksiniz. Her halükarda bu fark milletin cebinden çıkacak" ifadesini kullandı.

"Özelleştirmelerle verimlilik sağlanacağı söylenmişti ama tam tersi oldu"

Elektrik dağıtım bedellerine de dikkat çeken Usta, 2014'ten 2025'e kadar konutlarda dağıtım bedelinin yüzde 2 bin 513 oranında arttığını söyledi. Usta, "Özelleştirmelerle verimlilik sağlanacağı söylenmişti ama tam tersi oldu. Dağıtım bedelleri enerji bedellerini katladı, özel sektör verimliliği beklentisi boşa çıktı. Dağıtım özelleştirilmesi milletin sırtında bir kambur haline geldi" diye konuştu.

Usta, Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementleri sahasına ilişkin de "Bu maden sahasının özel sektör eliyle işletmeye açılması 2842 sayılı yasaya göre mümkün değildir. Ancak kanun değişikliği yapılırsa bu mümkün olabilir. Bununla ilgili açıklama bekliyoruz" dedi.

Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine de değinen Usta, "Derin sondaj gemileri Akdeniz için alınmıştı. Şu anda gemiler limanlarda bekliyor. Mavi Vatan'da bir gemimiz var mı? Bu gemiler ne iş yapıyor? Türkiye orada maalesef yok" ifadelerini kullandı.

Akın: "Türkiye Elektrik Anonim Şirketleri'nin özelleştirilmesi ulusal güvenlik meselesidir"

Komisyonda konuşan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, enerji politikalarının giderek şirketlere teslim edildiğini söyleyerek "Kamusal alan içerisindeki sürdürülen enerji alanı neredeyse kalmama üzerinden gidiyor. Burada bir tercih var doğal olarak. Mevcut tercih üzerinden devam eden sürecinde 2022 yılında enerji politikalarında şirketlerin hakkı yüzde 32 iken şimdi bu yüzde 83'e çıkmış ancak öyle bir durum ki sadece üretim açısından değil. Aynı zamanda Cengiz Holding, Limak, Aydın, Sabancı gibi şirketler neredeyse bunların merkezi haline gelmiş. Kısaca 5-10 tane şirkete teslim edilmiş bir enerji politikasıyla karşı karşı olduğumuzu söylemek isterim" dedi.

"Türkiye Elektrik Anonim Şirketleri'nin özelleştirileceğini duyuyoruz"

Halkın bu şirketlerin müşterisi haline getirildiğini belirten Akın, "Devletin kamusal olarak yapması gereken enerji üretimi ve dağıtımı bu şirketlere teslim edilmiş ve biz de halkımızı bu şirketlerin müşterisi haline getirmiş durumdayız. Bu gerçekten ızdırap verici bir durum. Faturalara bakıldığında örneğin üretim sırasında yüzde 24 katlanırken son 4 yılda dağıtım bedelleri yüzde 4,642 kat artmış. Dağıtım sürecindeki bu şirketler vasıtasıyla halkın cebinden sürekli para götürülüyor. Örneğin Diyarbakır-Mardin arasında yangın sırasında köylü kendi arazisindeki arpasını bu olaydan kurtarmaya çalışırken yangının ortasında kaldı ve 15 tane köylümüz yanmış. Kocaeli, Isparta bir hafta elektriksiz kaldı. En son duyduğumuz kadar Türkiye Elektrik Anonim Şirketleri'nin özelleştirileceğini duyuyoruz. Eğer böyle olursa gerçekten bu ülke ulusal güvenlik meselesiyle karşı karşıyadır" diye konuştu.

"Gabar'da 600 yıldır akan bir nehir şu anda kurumuş durumda"

Akın, nadir elementler meselesi ile ilgili Fransız araştırmacı bir gazetecinin "Nadir Elementler Savaşı" isimli kitabını işaret ederek şunları kaydetti:

"Büyük ölçüde bu savaş Çin ile Amerika arasında ama son zamanlarda bizim ülkemiz de bu savaşın parçası haline getirilmek istendi. Kastettiğim nedir? Eskişehir'deki yaşanan durumdur. Nadir elementler kamusal olarak değerlendirdiğinde toprağına, suyuna zarar verir. Bir ton nadir element çıkartılmak için 200 bin ton toprak işletmeniz gerekiyor ve 200 bin ton toprak işletmek de öyle kolay değil. Türkiye maalesef buna hazır bir teknolojiye de sahip değil. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde İliç katliamlarının yaşanmasına sebep olacaksınız. Şimdi elimde bir örnek var. Gabar'da petrol üretiyorsunuz. Gabar'da 600 yıldır akan bir nehir şu anda kurumuş durumda. Petrol çıkartılırken o bölgedeki insanlarımız susuz kalmış. Yine Gabar'da insanlarımızın suyuna petrol karışmış durumda ve insanlar susuz kaldığı için bunu engellemeye çalışıyorlar. Köylülerin önüne jandarma dikiliyor. Böyle bir gerçekle karşı karşıyayız. Halkımız bu mevcut enerji politikasından, maden politikasından muzdariptir ve aynı zamanda ciddi bir süreç yaşamaktadır."

"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 58,4 milyarlık bütçesi ise 7,5 günlük faiz parası kadar"

Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan ise bütçenin sürdürülemez olduğunu belirterek "İktidar, getirdiği bütçeyle milletin umuduyla oynuyor" dedi. Doğan, bütçedeki faiz yüküne dikkat çekerek, "530 milyar lira büyük para ama 2026 yılında faize ayırdığımız miktarın sadece 70 gününe denk geliyor. 86 milyar liralık elektrik desteği ise 11 günlük faiz parası demek. 4,8 milyar liralık doğal gaz desteği 15 saatlik, 225 milyar liralık kömür yardımı da 30 günlük faiz parası demek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 58,4 milyarlık bütçesi ise 7,5 günlük faiz parası kadar" ifadelerini kullandı.

"Her yıl borç aldık ve borcu ödeyemeyecek hale geldik"

Türkiye'nin 24 yıldır denk bütçe yapamadığını vurgulayan Doğan, "Her yıl bütçe açık. Devletin imkanları, ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu açık 24 yıl boyunca devam etti. Her yıl borç aldık ve borcu ödeyemeyecek hale geldik. Şu anda 44 trilyon borcumuz var, güncellenmiş haliyle 50 trilyonu geçecek" diye konuştu.

Madencilik politikalarını da eleştiren Doğan, çevre ve güvenlik denetimlerinin yetersiz olduğunu belirterek, "AK Parti iktidarı döneminde 386 bin ruhsat verilmiş. Türkiye'nin bütün madenleri bugün mü çıkarılmak zorunda? Her maden bir ameliyattır; risk analizi yapılmadan verilen izinlerin bedelini tüm ülke ödüyor. Madenleri ham olarak satmak ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ham madde satma kültürü Afrika kültürüdür. Türkiye'nin madencilikte Afrikalılaştırılmasına izin verilemez" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA / Güncel
title