2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda.

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi üzerinde konuşan İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, bütçelerin 'devletin vicdan defteri' olduğunu belirterek, "Bütçe bizim için sadece bir mali belge değil, aynı zamanda bir adalet çizgisidir. Türkiye'nin kaderini belirleyecek olan şey kasada ne kadar para olduğu değil, o paranın kime, ne için ve hangi vicdanla harcandığıdır" dedi. DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık ise "Koskoca yapay zeka devrimini TÜBİTAK’taki bir enstitüye hapsetmişiz. Her konuda olduğu gibi, treni kaçırıp o trene binmeyip arkasından vagon takar hale geleceğiz" ifadelerini kullandı.

Haber: Erva Gün

(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi üzerinde konuşan İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, bütçelerin 'devletin vicdan defteri' olduğunu belirterek, "Bütçe bizim için sadece bir mali belge değil, aynı zamanda bir adalet çizgisidir. Türkiye'nin kaderini belirleyecek olan şey kasada ne kadar para olduğu değil, o paranın kime, ne için ve hangi vicdanla harcandığıdır" dedi. DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık ise "Koskoca yapay zeka devrimini TÜBİTAK'taki bir enstitüye hapsetmişiz. Her konuda olduğu gibi, treni kaçırıp o trene binmeyip arkasından vagon takar hale geleceğiz" ifadelerini kullandı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesabı görüşülüyor. İYİ Parti grubu adına söz alan İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, bütçeleri 'devletin vicdan defteri' olarak nitelendirerek, "O deftere yazılan her rakam aynı zamanda bir kararın, bir önceliğin ve bir tercihin ifadesi olur. Bütçe bir hükümetin vicdanına düşen aynadır" dedi. "O aynaya baktığımızda karşınıza çıkan şey fabrikalarda ter döken işçinin alın teri midir yoksa rant sofralarında kadeh kaldıranların bölgesi midir" diyen Uz, sorunun cevabının bütçenin sayılarında olduğunu dile getirdi. Uz, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz muhalefet olarak da bu tabloya sadece rakamlarla değil insan hikayeleriyle de bakmamız gerektiğini belirtmek istiyoruz. Çünkü bütçenin muhatabı Excel tablolarındaki kalemler değil sabah saat 5'te atölyede açan sanayici, borusunu üfleyerek çelik döken ustadır. O yüzden bütçe bizim için sadece bir mali belge değil, aynı zamanda bir adalet çizgisidir. Türkiye'nin kaderini belirleyecek olan şey kasada ne kadar para olduğu değil, o paranın kime, ne için ve hangi vicdanla harcandığıdır.

Türkiye'nin enerji bağımsızlığı ve çevresel sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyan yenilebilir enerji yatırımları maalesef son yıllarda kamuoyunda birer rant aracılığı haline gelmiş. 19 Kasım 2022'de EPFK tarafından yapılan, 'Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği Değişikliği', kamuoyuna bilgi verilmeden yapılan başvurular usulsüz tahsisler ve yatırım amacı taşımayan lisanslandırmalarla sektörde büyük bir rant kapısı açmıştır. Sektör temsilcisi açıkça söylüyor. Yönetmelik değişmeden önce eş, dost listeleri hazırlanmış, santral yapılacak araziler önceden tahsis edilmiş, yönetmelik harçları yönetmelik çıkmadan yatırılmış. Yani enerjide dönüşüm projesi, halkın enerjisini sömüren bir bürokratik düzen haline gelmiş.

Uz: "Bakanlığın 2026 bütçesi, reel sektörün toplam finansman ihtiyacının yüzde 3,5'una denk geliyor"

Bugün Merkez Bankası verilerine göre sektörün toplam kredi borcu 5.4 trilyon TL'ye ulaşmış. Ancak bu borcun sadece yüzde 24'ü uzun vadeli yatırım kararı. Sanayici üretim için değil, ayakta kalmak için borçlanıyor. Kredi faizleri yüzde 50'nin üzerinde. Teminat oranları yüzde 130'a dayanmış durumda. Sanayi Bakanlığı'nın 2026 bütçesi, reel sektörün toplam finansman ihtiyacının sadece yüzde 3,5'una denk geliyor. Ekonomik büyüklüğü ile orantısız, etkisiz bir bütçe olmuş oluyor. Türkiye'nin imalat sanayisi üretiminin yüzde 70'i ithal ara malına dayanıyor. Bu oran 10 yıl önce yüzde 62'ydi yani bağımlılığımız artıyor. Bu kadar açık ithalat bağımlılığı varken 2026 bütçesinde yerli üretim teknolojisi, ara malı yerlileştirme fonu ya da tedarik zinciri dönüşüm desteği için bir ayrıntı, bir satır bile yok. Bütçenin dili hala 'ithal et, muktedir ol, ihraç et' mantığıyla yazılmış. Bu sürdürülebilir bir kalkınma modeli değildir. Bu bağımlılığı sanayi politikası haline getirmek gerekiyor."

Usta: "Toplam faktör verimliliği üzerinde büyümenin arttırılması gerekir"

İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, temel problemin verimlilik olduğunu vurgulayarak, "Toplam faktör gelirinin, seviye olarak 2002-2007 döneminde Türkiye iyi işler yaptı. Orada toplam faktör verimliliğini hem seviye olarak hem büyüme katkısında ciddi artışlar gördük. Fakat ondan sonra bir sekter gerileme trendi içerisine girdi ve bugün geldiğimiz noktada toplam faktör verimliliğinin katkısı çok az" diyerek büyümenin üç kaynaktan yapıldığını belirtti. Usta, şöyle devam etti:

"Sermaye stokunuzu artırırsınız, yatırım yaparsınız. İstihdam, yani iş gücünü daha fazla çalıştırırsınız. Diğeri de bunun dışındaki bütün alanlar. Sizin yönetim sisteminiz, hukuk sisteminiz, demokrasiniz, iş ortamınız, adalet sisteminiz, iş gücü verimliliğiniz, her şey bunun içerisinde. Şimdi sermaye sıkıntısı çeken bir ülke olduğumuzu düşünürsek, dolayısıyla istihdamda yalnız başına büyüme imkanı yok. Dolayısıyla bizim yapacağımız alan toplam faktör verimliliği üzerinde büyümenin arttırılması gerekir.

Teşvik dağıtıyorsunuz. Ama büyük rakam nerede? Turbun büyüğü nerede? Genel teşvik sisteminde. Kurumlar vergisinde ne kadar istisna var, bunun maliyeti nedir size, biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. Gelir İdaresi biliyor mu? Bilmiyor. Vergi harcamaları tahmini doğruysa 2026'da 768 milyar lira kurumlar vergisinden biz vergi harcaması yapıyoruz. İstisna ve muafiyetimiz var. Bunun önemli kısmı da bir teşvik sistemi ile alakalı. Vergi harcamalarının geriye doğru maliyetinin ne olduğuna ilişkin bize hiçbir rakam verilmiyor. Ama bunu sizin talep etmeniz lazım. Bunu sizin zorlamanız lazım."

Kısacık: "Koskoca yapay zeka devrimini TÜBİTAK'taki bir enstitüye hapsetmişiz"

Yeni Yol Grubu adına konuşan DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık ise konuşmasını yapay zeka, verimlilik ve kalkınma, yerel kalkınma hamlesi başlıklarında yaptı. Kısacık, yapay zekanın gelişimine ilişkin, "Şimdi yapay zeka çağındayız. Artık 'yapay zeka çağı geliyor' ya da 'yapay zeka tehlikesi geliyor' demiyorum. Geldi; şu anda işin içerisindeyiz. Yıkıcı bir yenilik var. Sizler de raporlarda bundan bahsetmişsiniz. Bu yenilik tüm sektörlerde devrim yaratacak nitelikte. Yalnızca bilgi sektörü değil; insanın yaşayışından eğitime, sanata, kültüre, sağlığa, turizme, sanayiye kadar tüm alanlarda devrim niteliğinde bir dönüşüm yaşanacak" dedi.

Dünya genelinde Amerika, Avrupa, Çin, Güney Kore, Birleşik Arap Emirlikleri'nin yapay zeka konusunu yıllar öncesinde gündemine aldığını, çoğu ülkede 'Yapay Zeka Bakanlığı' şeklinde bakanlık birimi oluşturulduğunu sözlerine ekleyen Kısacık, şöyle konuştu:

"Biz şu anda bakıyoruz, koskoca yapay zeka devrimini TÜBİTAK'taki bir enstitüye hapsetmişiz. Tüm sektörleri ilgilendiren, hayatın tüm alanlarını etkileyecek bir konuyu sadece TÜBİTAK'ın bir enstitüsüne bırakmışız. Bakın, şu anda hayat dönüşüyor ama biz bu konuyu bir enstitüye hapsetmişiz. ve şu anda yapay zekaya gerekli önemi maalesef vermiyoruz. Her konuda olduğu gibi, treni kaçırıp o trene binmeyip arkasından vagon takar hale geleceğiz. Şimdi biz TOGG üretiyoruz diye, bu vagona 250 yıl sonra binmişiz ve toplumu bununla meşgul ediyoruz. Toplu iğne üretilsin, toplu bir iğne üretilsin, gurur duyarız. Ama şu anda bizim öğrenmemiz gereken şey; bilim ve sanayi alanında, 'Biz yapay zekaya yön veren bir ülkeyiz. Yapay zekada yapısal reformlarımızı yaptık, yapısal kurumlarımızı kurduk, altyapımızı oluşturuyoruz' diyebilmek olmalı. Oysa şu anda yapay zeka sadece bir enstitüyle sınırlı. Başka bir şey yok. Bakın, stratejiye de baktım. Orada ChatGPT'den, Google DeepMind'dan, OpenAI'dan bahsetmişsiniz. Ama 'Biz şu yapısal reformu yaptık' diyebileceğimiz bir şey göremedim."

Kaynak: ANKA / Güncel
title