En Bilinen 10 Aldatma Efsanesi

Aldatma üzerine bildiğiniz her şeyi unutun. İşte aldatmaya dair en bilinen 10 efsane ve uzman yorumu.
"Aldatma yuvayı dağıtır mı?", "En çok erkekler mi aldatır?", "Duygusal aldatma olur mu?" Bu sorular yakın ilişkilerde şüphesiz tarafların aklında dönüp dolaşan endişelerden bazıları.
Aldatılmak, yakın ilişkilerde kadının da erkeğin de korkulu rüyası. Bu hazin olguya dair kulaktan kulağa yayılan 'mitler'e evlilik ve ilişki uzmanların bakış açısı nedir? Neden aldatılıyoruz? İşte uzmanların gözüyle bilinmesi gerekenler.
Aldatma veya aldatılma korkusu, şüphesiz yakın ilişkilerde tarafların en büyük kâbusu. Bu kadar çok kaygı veren bir durum da ister istemez bu olgu hakkında kulaktan kulağa yayılan mitlere ve efsanelere neden oluyor. Peki, uzmanlar aldatma için ne diyor?
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. Cem Keçe'ye göre, aldatmanın mutlaka bir hikâyesi var. Aldatmayı bir trafik kazasına benzeten Dr. Keçe, bu kazanın oluşmasının altında yatan bir hikâye olduğuna dikkat çekiyor.
Dr. Keçe'ye aldatma olgusunu şu sözlerle anlatıyor:
Neden Aldatılıyoruz?
"Bu hikâyede aldatan kadar aldatılanın da payı vardır. Önemli olan bu kazayı yaptıktan sonra aldatan da aldatılan da bu kazadaki kişisel sorumluluklarını gözden geçirmeli ve "Neden aldattım?" ve "Neden aldatıldım?" sorularını kendi kendine sormalıdır. Her iki taraf da bu kazada kendine düşen payın muhasebesini yapmalı, daha çok bu konuya odaklanmalıdır. Aldatma ilişkilerde çok sık görülen bir şeydir. Çünkü ilişkilerin doğasında her zaman yasak ve kışkırtıcı olgular çekicidir. İnsanların cennetten kovulması yasak elma yüzünden olmuştur. Tanrı insanlara her şeyi vermiş ama 'Elmayı yeme' demiştir. Ama insanoğlu cenneti elinin tersi ile itmiş ve bir elma için cennetten kovulmayı göze almıştır. İnsanın doğası ve ruhu böyledir, aldatma da böyle bir olgudur."
Aldatma Aileden mi Geliyor?
Dr. Cem Keçe, aldatma ve aldatılma olgusunun aslında kişilerin ailelerinden gelen bir aktarım taşıdığına dikkat çekiyor:
"Eğer kişinin babası veya annesi aldattıysa, o da aldatabilir. Eğer ailede dayıdan, amcadan veya yakın akrabadan bilinen bir aldatma hikâyesi varsa, o kişinin hayatında da hem aldatma hem de aldatılma olabilir. Buna nesiller arası aktarım diyoruz. Aldatanın ve aldatılanların ailelerinde böyle bir hikâye genellikle vardır. Freud buna 'geçmişin tekrarlanma zorlanması' demiştir. Aldatan da, aldatılan da genellikle geçmişinde böyle bir olguya sahiptir."
Aldatmaya Doğru Veya Yanlış Diyemeyiz
"Terapistler, aldatmaya doğru veya yanlış, ahlaklı veya ahlaksız diye bakmazlar, bir hikâye olarak bakarlar. Karı-koca arasında yaşanan ilişki aldatmayı meydana getirebilir. Kadın anne olduktan sonra kocasını ihmal etmiş olabilir. Erkek, eşini doğumundan sonra 'kutsal anne' gibi görüp cinselliği başka biriyle yaşamayı tercih edebilir. İhmal edilme veya aşırı derecede işgal edilme, çok fazla miktarda duygusal şiddete maruz kalma, karı-koca ilişkilerinde aldatmayı meydana getirebilir."
Borderlıne ve Narsisistik Kişiler Aldatır
"Özellikle Borderline ve Narsisistik yapıdaki kişiliklerin aldatma olasılığı çok yüksektir. Çünkü yakınlaşma ve ayrışma problemi olan bu kişiler, aldatarak diğer kişiyle aralarında güvenli, duygusal bir mesafe yaratmak isterler. Bir nevi ilişkide balans ayarı yaparlar. Aldatmak, bir bakıma yakınlaşma korkusunu ya da yutulma, boğulma veya terk edilme korkularını kişinin kontrol altına almasıdır. Buna bir nevi aldatarak partneri ile arasındaki mesafeyi ayarlıyor da diyebiliriz."
Peki, aldatılan biri ne yapmalı?
Bu soruya da CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör yanıt veriyor:


















