OSMANBEY'DE PİYASAYI DOLANDIRAN DÖVİZ BÜROSU SAHİPLERİ HAKKINDA KARAR

*4 sanığa 60 yıl 5'er ay hapis ve 483 bin 140'ar lira adli para cezasıÖzden ATİK / İSTANBUL, (DHA) ŞİŞLİ'de tekstilci Adil Işık, modacı Numan Nimet Ataker'in de aralarında bulunduğu iş insanlarını milyonlarca lira dolandırdığı iddiasıyla döviz bürosu sahiplerinin de arasında bulunduğu 17 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Yaklaşık 3 yıl süren dava sonunda mahkeme, şirket sahibi Ahmet Ali Demirkapı ile ortağı Erol Hacıosmanoğlu'nun arasında bulunduğu 4 sanık için 29 mağdura yönelik 'Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçundan ayrı ayrı 60 yıl 5'er ay hapis cezasına ve 483 bin 140'ar lira adli para cezasına çarptırıldı. 1 sanığa 'Tehdit' suçundan ceza verilirken, 12 sanığa beraat kararı verildi. Mahkeme 9 sanık hakkında ise 'Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama' suçundan da suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Erol Hacıosmanoğlu, Maustafa Çelik ve Remzi Şahin geldi. Şikayetçi Zeki Erkoç ve diğer şikayetçilerin avukatları da duruşmada hazır bulundu. Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında, döviz bürosunun uzun süredir ticari faaliyette bulunduğu ve bölgede ticari güven kazandıkları, şikayetçilerin paralarını hızlı alım satım olması sebebiyle bu işyerine emaneten bıraktıkları, ancak zamanla emanet paraların ödenmediği anlatıldı. Savcı, 17 sanık hakkında 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 'Örgüte üye olma' suçlarından dava açılmışsa da bu kişiler arasında örgütsel hiyerarşi bulunmadığından suçun yasal unsurlarının oluşmadığından beraatlerini talep etti. Sanıklar hakkında 'Dolandırıcılık' suçundan da delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat isteyen savcı, 6 sanık hakkında 'Güveni kötüye kullanma' suçundan ceza talep ederken, 1 sanık hakkında 'tehdit' suçundan ceza istedi.4 SANIĞA 60 YIL 5'ER AY HAPİS CEZASIKısa bir aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan döviz bürosu sahibi Ahmet Ali Demirkapı, ortağı Erol Hacıosmanoğlu, yüzde 27 hisse sahibi Leon Barahya ve şirket yetkilisi Mustafa Çelik'in aralarında Adil Işık'ın da bulunduğu 29 şikayetçiye yönelik 'Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçunu işlediklerinin sabit olduğu gerekçesiyle ayrı ayrı 60 yıl 5'er ay hapis cezasına ve 483 bin 140'ar lira adli para cezasına çarptırdı. Sanık Ali Tuğrul hakkında şikayetçi Nimet Ataker'e karşı 'tehdit' suçundan 5 ay hapis cezası veren mahkeme, ileride suç işlemeyeceğine yönelik kanaat oluştuğundan hükmün açıklanmasını geri bıraktı.EL KOYMA KARARLARI DEVAMSanıklar hakkındaki el koyma kararlarının devamına karar veren mahkeme, adli emanette bulunan 802 Suudi riyali, 348 bin 395 bin TL para, bin 300 İngiliz Sterlini, 20 bin 492 Amerikan Doları, 18 bin 855 euro, bankaya ait bin 730 TL, 5 Euro ve 824 dolar ve muhtelif ülkelere ait banknotun karar kesinleştiğinde sahiplerine iadesine de hükmetti.SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULACAKMahkeme, sanıklar Ahmet Ali Demirkapı, Mustafa Çelik, Cengiz Demirkapı, İbrahim Hacıosmanoğlu, Salih Diken, Şaban Nigerze, Erhan Küçük, Remzi Şahin ve Erhan Balcı hakkında 15 Aralık 2020 tarihli MASAK raporunu dikkate alarak 'Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama' suçundan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na kararın kesinleşmesi beklenmeksizin suç duyurusunda bulunulmasına da hükmetti. Sanıklar hakkındaki el koyma kararlarının da suç duyurusunda bulunulan dosyada değerlendirilmesine hükmedildi.CEZA ALAN SANIKLARIN YURTDIŞI YASAĞI DEVAMSanıklar Erol Hacıosmanoğlu ve Mustafa Çelik haklarındaki imza atmaları yönündeki adli kontrol kararlarının kaldırılmasına ve ceza alan sanıklar yönünden yurt dışına çıkış yasağının devamına ve beraat eden sanıklar yönünden ise yurtdışı yasağının karar kesinleştiğinde kaldırılmasına karar verildi.BERAAT KARARLARIMahkeme, sanıklar Ahmet Ali Demirkapı, Ali Tuğrul, İsmail Erdem, Leon Barahya, Jale Barahya ve Mustafa Çelik hakkında "Örgüt kurma", sanıklar Enes Furkan Demirkapı, Erol Hacıosmanoğlu, Musa Çakır, Cengiz Demirkapı, Erhan Balcı, Erhan Küçük, Murat Küçük, Remzi Şahin, Salih Diken, Samet Uğur ve Şaban Nigarze hakkında "Örgüte üye olma" suçundan yasal unsurları oluşmadığından beraat kararı verdi. Bu 17 sanık hakkında "Serbest meslek sahibi kişilerin dolandırıcılığı" suçundan da kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ayrı ayrı beraat kararı verildi. Sanıklar Enes Furkan Demirkapı, Jale Barahya ve Musa Çakır "Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçundan ve sanık Leon Barahya hakkında "İftira" suçundan da beraat kararı verildi.ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMALARDava öncesinde bazı mağdurların avukatı Sinan Keskin ve mağdurlar Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı. Avukat Keskin, dosya kapsamında moda dünyasının tanıdığı ünlü isimlerin olduğunu ve mağdurların yatırmış oldukları dövizlerin buharlaştırıldığını belirtti. Keskin, öncelikle mağdurların zararlarının giderilmesini istediklerini vurguladı. Davanın mağdurlarından Ilgıt Akyüz ise 22 yıldır tanıdığı bir dövizci olduğu için güven duyarak 500 bin dolarını bıraktığını ve geri alamadığını belirtti. Akyüz, "Döviz çok yüksek, biraz dursun, indiği zaman veririz" denmesi üzerine parasını bıraktığını, ancak birkaç ay sonra işlem yerinin kapandığını duyduğunu ifade etti. Feridun Erkoç da 300 bin dolarının gittiğini ifade ederek müteahhitlik yaptığı dönemde bu parayı verdiğini, 22 yıllık bir müessese olduğu için güven duyduğundan parasını bıraktığını anlattı. Olay nedeniyle kalp hastası olduğunu belirten Erkoç, "Paramızın tamamını değil, yarısını versinler, anlaşalım istiyoruz" dedi.OLAYIN GEÇMİŞİŞişli Osmanbey'de Haziran 2018'de 20 yıllık döviz şirketi bürosu sahipleri Ahmet Ali Demirkapı ile Erol Hacıosmanoğlu ve çalışanlarının, iş insanlarından yaklaşık 100 milyon lira topladıkları, emanet olarak alınan bu paraların daha sonra sahiplerine geri verilmediği belirtilmişti. Mağdurların şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, döviz bürosu şirketi sahiplerinin de arasında bulunduğu 14 sanık tutuklanmıştı. Sanıkların, "Güveni kötüye kullanma", "Nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 289 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.Sanıklar, yargılama devam ederken adli kontrol şartıyla tahliye edilmişlerdi.