Depremzede çift, depremzede hayvanları ile aynı apartman dairesini paylaşıyor

ELAZIĞ'da emekli makine mühendisi Mustafa Zeki (68), eşi Saniye Zeki (52) ile bahçeli evlerinde baktıkları 100'ün üzerindeki hayvanın büyük bölümünü, 24 Ocak'ta meydana gelen depremde evlerinin yıkılmasıyla kaybetti. Geçici olarak bir apartman dairesine taşınan aile, geriye kalan 8 hayvanıyla birlikte yaşıyor. Hayvan sevgisiyle herkese örnek olan çift, bahçeli bir eve taşınarak eskisi gibi daha çok hayvana bakmak istiyor.?Elazığ'da yaşayan 4 çocuk babası emekli makine mühendisi Mustafa Zeki, çocukluğundan beri sevgi duyduğu hayvanlarla birlikte yaşıyor. Eşi Saniye Zeki ile 24 Ocak'taki depremden önce 100'ün üzerinde hayvana bakan çiftin bahçeli evleri, 24 Ocak'taki depremde yıkıldı. Çift, birçok hayvanını kaybetti. Geçici olarak bir apartman dairesine taşınan çift, geriye kalan Habeş tavuğu, güvercin ve muhabbet kuşlarının da olduğu 8 hayvanıyla burada yaşamaya başladı. Çift, sokak hayvanlarını da beslemeyi ihmal etmezken bu davranışlarıyla herkese örnek oluyor. 'BAHÇELİ BİR EV OLSA DAHA İYİ BAKARIM'Çocukluğundan beri hayvanlarla bir bağı olduğunu ifade eden Mustafa Zeki, 24 Ocak'taki depremin ardından evlerinin yıkıldığını ve hayvanların çoğunun telef olduğunu belirterek, "Şimdi elimde 3- 5 hayvanım kaldı. Onlara da elimden geldiği kadar bakıyorum. Kedim, tavuğum, ördeğim var ama mağdurum. Bahçeli bir evim olsa hayvanlara daha iyi bakarım. Şimdi 3'üncü katta oturuyorum, haliyle bakamıyorum. Buraya geçici olarak geldim. Evim yok, hayvanlarla uğraşıyorum. İşim gücüm bunlar. Onlara sevgim ve saygım var. Evin içerisinde bakıp, ne gerekiyorsa yapıyoruz. En büyük yardımcım eşim. Maddi manevi elimizden geldiği kadar sahip oluyoruz. Kedilerime her gün ciğer yediriyorum. Gereken ilaçları da veriyorum. 3 Habeş tavuğu, 1 brahman tavuğu, 1 Hint horozu, 1 güvercinim ve 2 muhabbet kuşum var" dedi.'YEDİRMEZSEK VİCDAN AZABI ÇEKİYORUZ'Saniye Zeki ise hayvanlara bakarken stres attıklarını dile getirerek, "Hem çalışıp hem bakıyoruz, stres atıyoruz. Depremden dolayı evimiz yıkıldığı için zor oluyor. Evimiz bahçeliydi, hayvanlara bakıyorduk. Günde 2 sefer yemlerini veririz. Paramızla tavuk ciğeri alıp yediriyoruz. Yedirmezsek vicdan azabı çekiyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz. Bu bir sevgi işidir. Ufak bir bahçemiz olsaydı bizim için çok güzel olurdu. Kedilerimiz dışarıda, onları da doyuruyoruz. Onları doyurunca biz de doyduk diyoruz" diye konuştu.