Gökhan Günaydın: Memlekette Casusluk Arıyorsanız, Memleketin Kozmik Odasına Kumpaslarla, Yalanlarla Girenlerin Casuslukla Yargılanmaları Gerekir
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Memlekette casusluk arıyorsanız, memleketin kozmik odasına her türlü kumpaslarla, yalanlarla girenler ve onlara izin verenlerin açıkça casusluktan yargılanmaları gerekir. Dönemin Genelkurmay Başkanlığı casuslukla suçlayıp tutuklayanların ve onların altına zırhlı araç verenlerin bunlarla tanımlanması gerekir. Dönemin Genelkurmay Başkanı'yken bütün yaverleri FETÖ'cü, dönemin başbakanı iken etrafındaki bütün korumaları FETÖ'cü; devletin üzerinden bütün sırları dinlenen ve casusluk istihbarat faaliyetlerine memleketi açık hale getirenlerin yarattıkları istihbarat açığının sorgulanması gerekir" dedi.
(TBMM) - CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Memlekette casusluk arıyorsanız, memleketin kozmik odasına her türlü kumpaslarla, yalanlarla girenler ve onlara izin verenlerin açıkça casusluktan yargılanmaları gerekir. Dönemin Genelkurmay Başkanlığı casuslukla suçlayıp tutuklayanların ve onların altına zırhlı araç verenlerin bunlarla tanımlanması gerekir. Dönemin Genelkurmay Başkanı'yken bütün yaverleri FETÖ'cü, dönemin başbakanı iken etrafındaki bütün korumaları FETÖ'cü; devletin üzerinden bütün sırları dinlenen ve casusluk istihbarat faaliyetlerine memleketi açık hale getirenlerin yarattıkları istihbarat açığının sorgulanması gerekir" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. CHP'li Günaydın, şunları dile getirdi:
"Biraz evvel Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Millet Meclisi'nde yaptığı grup konuşmasını izledik. Cumhuriyet Halk Partisi'nin şanzıman dağıtıp dağıtmaması meselesini bir tarafa bırakması ve kendi partisine bakmasını tavsiye ederiz. Kendi partisinden öte de memlekete bakmasını bir tavsiye ederiz. Evet, gerçekten AKP'nin 23'üncü yılını doldurduğu bir iktidar haftasının içerisindeyiz. Hani böyle 'gurur dolu bir 23 yıl' diyorlar ya, sadece birkaç şey örnek vermek isterim; Maliye Bakanı daha bir hafta evvel borcun yalnızca aslını değil, faizini de borçlanarak ödeyebildiklerini itiraf etmiştir. Yani 23 yıl sonra AKP'nin memleketi getirdiği nokta, dış borcun yalnızca aslını değil, faizini de borçlanarak ödeyebilen bir memlekettir ve Mehmet Şimşek 2026'da bunun zirveye çıkacağını, sonra yavaş yavaş yüzde 3.5'tan yüzde 3.3'e ineceğini, faizin milli gelire oranını söylüyor. Mesele bu kadar acıklı bir durumdadır. Diyor ki Erdoğan bugün, 'biz kaynaklarımızı faize değil yatırıma sevk ettik'. Yahu insan bu kadar mı verilere yabancılaşır? Yalnızca 2026 yılı bütçesinde faize 2 trilyon 747 milyar TL kaynak ayırıyorsunuz, buna karşılık milyonlarca çiftçiye, üreticiye, tarım sektörüne ayırabildiğiniz bütün kaynak 168 milyar lira. Başka bir deyişle faize ayırdığınız para, tarıma ayırdığınız paranın 16.5 katı. İnsan bu kadar gerçeğe aykırı sözleri söylerken hiç olmazsa biraz tereddüt eder. Gerçeğe aykırı sözlerin bu kadar pürüzsüz söylenebilmesi gerçekten psikolojik bir durumu yansıtmaktadır."
"Hüseyin Gün'ü biz değil siz çok iyi tanıyorsunuz"
2010'da İngiltere Lordlar Kamarası'nda çekilen bir fotoğrafı gösteren Günaydın, "Hüseyin Gün denilen bir kişi var. Biz bunu tanımıyoruz, siz tanıyorsunuz, çok iyi tanıyorsunuz. Hüseyin Gün'ün bir İngiliz, bir İsrail, bir Amerikan casusu olduğunu söylüyorsunuz ve bunun üzerinden de Ekrem İmamoğlu'na ve arkadaşlarına casusluk isnadında bulunuyorsunuz. Şimdi bu fotoğraf hangi tarihte çekilmiş? 2010'da İngiltere Lordlar Kamarası'nda. Kim var burada? Hüseyin Gün var. Yanında İbrahim Kalın; o dönem senin danışmanın, şimdi MİT Müsteşarı. İbrahim Kalın, Hüseyin Gün ile aynı ortamda öyle mi? Kürşat Tüzmen, Egemen Bağış, senin büyükelçin... İşte Hüseyin Gün'le kimin bağlantısı vardır sorusuna, bu bağlantı hangi tarihten beri devam etmektedir sorusuna verilebilecek en güzel cevap tam olarak da burada. Hüseyin'in Gün'ü ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü de iyi tanıyor" dedi.
"Bu firmayla 795 bin dolarlık bir ihale sözleşmesi imzalıyor"
Günaydın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daha önemli bir şey daha da var. 30 Haziran tarihinde Hüseyin Gün'ü gözaltına alıyorsunuz. Yani 2 Mart'ta ihbar yapılıyor, mart, nisan, mayıs geçiyor, haziran geçiyor, 4 ay sonra gözaltına alıyorsunuz, 3 Temmuz'da tutukluyorsunuz, 4 Temmuz'da da ifadesini alıyorsunuz. Söylenilen şudur: İki tane ajan çalışıyor Hüseyin Gün'ün yanında eski istihbaratçı. Neymiş bunların adları? Birincisi Aaron Barr, ikincisi de Christopher McGrath. Evet bunlar eskiden istihbarat servislerinde çalışmışlar. Dünyada çok yaygın olduğu üzere geçmişte istihbarat faaliyetlerinde bulunanlar, o kurumdan ayrıldıktan sonra belirli çalışma yasaklarına riayet eder ve arkasından başka yerlerde çalışmaya başlarlar. Bu adeta vakayı adiyedir. Aaron Barr ve Christopher McGrath Hüseyin Gün ile beraber çalışıyorlar. Bunların PRODAFT denilen bir şirketleri var ve Christopher McGrath bu PRODAFT firmasında yönetim kurulu üyesi.
Bakın bu firmayla Türkiye Cumhuriyeti'nin ilişkilerine; bu firmaya Çevre Şehircilik Bakanlığı 6 Kasım 2014 tarihinde 1 milyon 180 bin TL'ye lisans yönetim yazılım paketi alımı yapmış ihale çerçevesinde. Yani Hüseyin Gün ajan, Christopher McGrath ajan ve bu ajanlarla memleketin Çevre Şehircilik Bakanlığı 6 Kasım 2024'te ihale ilişkisi kuruyor. Bununla kalsa iyi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Tarihe bakıyoruz 18 Haziran 2025. Yani ajan olarak Hüseyin Gün'ün ihbar edildiği tarihten 3,5 ay sonra Sanayi Bakanlığı, üstelik de siber istihbarat konusunda bu firmayla 795 bin dolarlık bir ihale sözleşmesi imzalıyor. Bundan yalnızca 12 gün sonra Hüseyin Gün gözaltına alınacaktır. Ajan kimmiş? Ajan ile ilişki kuranlar, İngiltere'de fotoğraf verenler, ihale ilişkisi kuranlar kimlermiş işte buradan bunları çok güzel bir şekilde görüyoruz. Peki, burada Ekrem İmamoğlu bağlantısına ilişkin bir şey görebiliyor muyuz? Bir nezaket ziyaretinde çektirilen fotoğraf dışında hiçbir şey görmüyoruz."
"Casusluk faaliyetine memleketi açık hale getirenlerin sorgulanması gerekir"
Günaydın, "Şimdi algı ve kumpas deyince iki şeyden de bahsetmek lazım. 26 Ekim 2025 tarihinde Ekrem İmamoğlu bu memleketin yetiştirdiği en önemli, en güvenilir siyasetçilerden bir tanesi; İngiliz casusu olma iddiası ile tutuklandı, öyle değil mi? 26 Ekim 2025 Pazar. Bu da 27 Ekim 2025 fotoğrafı. Bu kim? İngiltere Başbakanı Keir Starmer'la Erdoğan'ın Türkiye'de el ele fotoğrafları. ya bu İngiltere mi seçimlere müdahale ederek, İBB seçimlerine müdahale ederek CHP'nin kazanmasını sağladı? Bir gün evvel Ekrem İmamoğlu İngiliz casusu olmakla suçlanıyor, ikinci gün İngiltere Başbakanıyla el ele fotoğraf çektiriyorsun öyle mi? İşte algı arıyorsak buralarda arayacağız" dedi.
Parti Meclisi Üyesi Berkay Gezgin ile fotoğraf iddialarına ilişkin ise Günaydın, şunları söyledi:
"Ya gücünüz gencecik bir çocuğa mı yetiyor? Bizim Parti Meclisi üyemiz Berkay. Berkay'ın fotoğrafını yayınladılar değil mi? Berkay burada, burada da Hüseyin Gün. Berkay'ın eli de şurada, yan yana böyle bir arkadaşıyla duruyor. Sonra bakıyorsunuz bu el burada durmaya devam ediyor ortadaki çocuğun eli; Berkay'ın sağında, bu tarafın da tarafında, başka bir deyişle bize göre solunda hiç kimse yok. Buraya Hüseyin Gün'ü montaj ederek mi siz bu alçak algı faaliyetinde başarıya ulaşacağınızı umuyorsunuz? Bütün bunlar yaşananların ne kadar alçak bir kumpastan ibaret olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Memlekette casusluk arıyorsanız, çok açık söyleyeyim; memleketin kozmik odasına her türlü kumpaslarla, yalanlarla girenler ve onlara izin verenlerin açıkça casusluktan yargılanmaları gerekir. Dönemin Genelkurmay Başkanlığı casuslukla suçlayıp tutuklayanların ve onların altına zırhlı araç verenlerin bunlarla tanımlanması gerekir. Dönemin Genelkurmay Başkanı'yken bütün yaverleri FETÖ'cü, dönemin başbakanı iken etrafındaki bütün korumaları FETÖ'cü; devletin üzerinden bütün sırları dinlenen ve casusluk istihbarat faaliyetlerine memleketi açık hale getirenlerin yarattıkları istihbarat açığının sorgulanması gerekir."




















