İdamına gelinlikle giden ilk kadın seri katil Lavinia Fisher'ın tüyler ürperten hikayesi!

Dünyanın ilk kadın seri katili olarak anılan Lavinia Fisher'ın, aslında hiç cinayet işlememiş olduğunu söylesek... Evet yanlış okumadınız, elini kana bulamayan bir seri katilden söz ediyoruz.

Amerika'nın ve dünyanın ilk seri katili Lavinia Fisher, kocası John Fisher ile birlikte 'The Six Mile Wayfarer House' isimli bir otel işletiyordu.

Çift, genelde kasabada yaşamayan ve ilk kez bölgeye gelen konuklarına akılalmaz bir tuzak kuruyordu. Odalardaki yatakların altına özel bir mekanizma yerleştiren Fisher'lar, misafir yatağa uzandığında, o özel mekanizmayı açıyor ve misafirin, odaların hemen altında yer alan karanlık bodrum katına düşmesini sağlıyorlardı. Lavinia'nın ikram ettiği çayı içtiği için yeterince sersem olan misafiri, bodrum katında Lavinia'nın kocası John Fisher, elinde bir baltayla bekliyor olurdu. Sonrası malum...

Otelde kalan konukların gizemli bir şekilde ortadan kaybolması, bölgedeki emniyet güçlerinin dikkatini çekse de, ellerinde kanıt olmadan bir şey yapmaları mümkün değildi. Ancak, bu korkunç tuzağı bozacak bir isim vardı: John Peeples!

Otele konaklamaya giden John Peeples, çay içmekten nefret eden bir konuktu. Bu nedenle Lavinia Fisher'ın ikram ettiği çayı, kaba görünmemek için içiyormuş gibi yapıp arkasındaki saksıya döküyordu. Lavinia ve kocasının hal ve tavırlarından hoşlanmayan John Peeples, odasına gittiğinde, her an tetikte olmak adına, o gece sandalyede uyumaya karar verdi. Peeples, uyumaya çalışırken yatağın altında bir mekanizmanın açıldığını görünce neye uğradığını şaşırdı ve kendisini pencereden dışarı atarak koşar adım emniyet güçlerine gitti.

Sonrasında otelde araştırma yapan emniyet güçleri, önceden burada kalmış olan konukların kişisel eşyalarına rastladı. Cesetlerin ise otelin arazisine gömüldüğü ortaya çıktı. Sadist çiftin, Old City Jail hapishanesinde asılmasına karar verildi.

Ölmek istemediğini söyleyen Josh Fisher, tövbe ettiğini söylese de işe yaramadı. Lavinia ise evli olduğunu, evli kadınların idamının yasak olduğunu hatırlattı. Çözüm basitti. Lavinia'nın eşi John Fisher'ı önce idam ettiler, böylelikle Lavinia dul bir kadın oldu ve asılması meşru bir boyut kazandı.

Lavinia ise idama giderken, güzelliğiyle birilerini etkileyebilmek ve bir erkeğin kendisiyle evlenmesini sağlamak için ölüme gelinlikle gitti. Ancak işler Lavinia'nın tahmin ettiği gibi gitmedi, kalabalıktan kimse Lavinia'dan etkilenip onunla evlenmek istemedi. Lavinia'nın ölmeden önceki son sözler ise şunlar oldu: "Cehenneme gönderecek bir mesajınız varsa bana söyleyin, sizin yerinize ben iletirim."