Haberler

Zonguldak: Murat Karayalçın Zonguldak'ta

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, SHP Meclis Üyesi Şerafettin Turpçu'nun vefat eden annesinin cenazesi nedeniyle Zonguldak'a geldi.

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, SHP Meclis Üyesi Şerafettin Turpçu'nun vefat eden annesinin cenazesi nedeniyle Zonguldak'a geldi.

SHP Meclis üyesi Şerafettin Turpçu'nun hayatını kaybeden annesi Behice Turpçu (76), memleketi Zonguldak'ın Çaycuma ilçesi Dereli Köyü'nde düzenlenen törenin ardında dualar ve gözyaşları arasında defnedildi. Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen ve CHP Zonguldak Milletvekili Harun Akın, Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Genel maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Çetin Altun'un, İlçe ve Belde Belediye Başkanları, çok sayıda işadamı, siyasi parti, sivil toplum örgütü ve dernek temsilcisinin yanı sıra SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın da törene katıldı.

Tören sonrası Çaycuma İlçesi'ndeki belediye parkında partililerle biraraya gelen Karayalçın, burada çay içerek sohbet etti. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Karayalçın, parti içi istifalar konusunda şöyle konuştu:

"Bizim yurdumuza, topraklarımıza, çocuklarımıza yapılan her türlü saldırının tüm gücümüzle defedilmesi inancını taşımaktayız. Arkadaşlarımız bu eksiliğimiz varsa. Genel Başkan Yardımcısı kimliğini taşıyan arkadaşlarımızdı. Bu eksiliğimizi Genel Başkan Yardımcılık kimlikleriyle giderebilirlerdi. Ama her şeye rağmen ayrılmaları nedeniyle üzüntü duydum. Kendi tercihlerinde yeni yönelişlerinde başardılar diliyorum. Biz zor bir alanda siyaset yapıyoruz. Hem sosyal demokrat, hem solcu ve hem de Cumhuriyet her 2 inancı birlikte götürebilmesi, zor bir alanda siyaset yapması anlamına gelmektedir. Aklar var, karalar var. Bir de onların dışında gri bir alan var. SHP, bu gri alanda siyaset yapıyor. Bu alanda siyaset yapmak herkesin harcı değildir. Çok güçlü bir ideolojik bir donanıma, çok güçlü bir Cumhuriyetçi bir inanca sahip olmak gerekir. Sağduyulu, sabırlı ve kararlı bir siyaset yapmamız gereken inancındayız. Bu alanda kimi siyasetçilerin olmaya bileceğini anlayışlı karşılıyorum."

Hükümetin fındık politikasını da değerlendiren Murat Karayalçın, "Son derece yanlış, çok vahim bir politika izlediler. Türk ekonomisi, fındık üreticisi ve hatta kendileri için çok yanlış yapıyorlar. Devletin, ekonominin katamadığını fındık ürünü katıyor. 2 milyar dolar katıyor. Bu bir altın, Karadeniz petrolü ifadelerini kullanıyoruz. Hükümet çıkacak arz fazlasını dikkate alarak 150 bin ton dolaylarında fındığın alınacağını söylemesi gerekmektedir. Bu yaşamsal önem taşıyor. Başbakan veya bir bakan tarafından açıklanması demek, fındığın değerinin dünyada yüksek tutulması demektir. Bu açıklama yapılmazsa, hem Karadeniz üreticisi ve hem hükümet 2 milyar doları unutmalıdır. Bu oran 500 milyon dolara düşer. Çökmüş olan fındık piyasanın yeniden inşa edilmesi gerekmektedir. Maalesef fındık piyasası çökmüştür. Bu bir takım sertifikalı depoculuk yaklaşımları ile kolay kurulabilecek, tesis edebilecek bir platform olarak görülmemelidir. Derhal Türkiye'nin tüm düşünenlerin, tüm ilgilenenlerin çalışmaya başlaması gerekmektedir. Biz SHP olarak fındık düşünce atölyesi kurduk. 15 Eylül'de çalışmalarına başlayacağız. 2007 yılından Türkiye fındık piyasası nasıl yapılandırmalıdır konularında önerilerimizi sunacağız. 2004 don olayından sonra 2005 Eylül'ünden bugüne ortaya çıkan ödentinin ödeme zorunluluğunun yerine getirilmesi için kaynak yaratılması gerekmektedir. 'FİSKOBİRLİK'in işi, FİSKOBİRLİK'ten isteyin' yönündeki açıklamalar yanlış olur" dedi.

AK Parti'nin yüzde 2-3'lük baraj formülüyle ilgili çalışmalarını değerlendiren Karayalçın, baraj formülünü doğru bulmadığını söyledi. Türkiye'deki yüzde 10 barajı uygulamasının da kaldırılmasını isteyen Karayalçın, "Özel olarak DTP'lilerin ne meclise girmelerini kolaylaştıracak yaklaşımlar olmalı, ne Meclis'e girmelerinin önünü kesecek yaklaşımlar olmalıdır. Olması gereken Türkiye'deki herkesin, bütün kümelerin TBMM'de temsil edilmesini sağlayacak demokratik bir yapılanmanın ortaya konmasıdır. Daha açık bir şekilde Türkiye yüzde 10 barajını indirmelidir. 3 kasım 2002 seçimlerinde 14 milyon seçmenin, oyları sayılmadı. 14 milyon seçmenin oy verdiği partiler yüzde 10 barajının altında kalmaları nedeniyle oyları çöpe atıldı. Böyle bir anayasal düzen olmaz, böyle bir siyasi temsilden söz edilemez. Yapılması gereken Türkiye'de siyaset alanını değiştirmek ve yeniden düzenlemektir. Barajın, yöneldiğimiz, üyesi olmak istediğimiz AB ülkelerindeki gibi bir düzeye çekilmelidir. Özel olarak falancalar ve filancalar için, parti için deyse girsin, bağımsızsa girmesin türündeki ayrımcılık yapan yaklaşımların ortadan kaldırılmasıdır. Bütünsel, demokratik temsili olabildiğince sağlayan bir yaklaşımın ortaya konmasıdır" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, Malezya dönüşü Türkiye Milletvekilliği sözlerini eleştiren Murat Karayalçın, bu kurumun getirilmesi halinde ülkenin yeni bir çifte standartla karşı karşıya kalınacağı konusunda uyardı.

Karayalçın, getirilmesi düşünülen milletvekilliği kurumu hakkındaki eleştirilerini, "Türkiye Milletvekilliği gibi bir düşünceyi de son derece yanlış buluyorum. 550 sandalye 2'ye ayrılıyor. 450 sandalye yüzde 10 barajıyla seçiliyor. 100 sandalye yüzde 1-2 barajıyla seçiliyor. Bu olmaz, asla doğru görülmemelidir. 45 milyon seçmen olduğunu varsayarsak bir milletvekili, seçebilmek için 450 bin oy alması gerekir. Ama 450 sandalyelik kümede ise bir milletvekilinin seçilebilmesi için 4-5 bin oy olabilmektedir. Bir taraftan 4-5 bin oyla seçilebilirken diğer taraftan 450 bin oya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çifte standarttır. TBMM'nin hukuki, meşruiyeti vardır, siyasi meşruiyeti tartışılmaktadır. Bu sistem uygulanırsa yeni bir tartışma ve yeni bir çifte standart olayı ile Türkiye karşı karşıya kalır" değerlendirmesinde bulundu. edeğerinin dünyada yüksek tutulması demektir. Bu aç

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title