Haberler

'Yine Çaktın'

Kılıçdaroğlu'na Böyle Cevap Verdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Kayseri'deki yolsuzluk iddialarına ilişkin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin, söz konusu kişiyi yolsuzluktan ihbar ettiğini belirterek, ''Yargılama 2 yıl sürmüş, adı geçen şahıs 6 yıl 14 gün cezaya mahkum olmuş ve cezası Yargıtay tarafından onaylanmıştır. Şu anda bu zat hapiste, cezaevinde. Yine çaktın, yine çaktın; devamlı yaptığınız iş bu...'' dedi.

Erdoğan, TBMM Genel Kurulunda, 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı'nın tümü üzerindeki eleştirileri hükümet adına yanıtladı.

Küresel ekonomik kriz sürecinde, IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapılmadığını anımsatan Erdoğan, birçok gelişmiş ekonominin yeni stand-by anlaşması yapma ihtiyacı duyduğunu anlattı.

Türkiye'nin, kendi imkanlarıyla yola devam ettiğini belirten Erdoğan, ''Küresel bir krizi hem de ağır bir krizi kendi öz kaynaklarımızla, kendi imkanlarımızla aştık'' dedi.

-''BEKARA KARI BOŞAMAK KOLAY; İŞ YAP, İŞ''

Konuşmalar sırasında, sürekli olarak ''yolsuzluk'' kelimesinin tekrar edildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''Elinde aslı astarı olmayan belgeleri sallayanlar, -şimdi yine burada da sallandı- bunları çok gördük. Bakın, yerel seçimlerde İstanbul adayı olan Sayın Kılıçdaroğlu, benim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanım ile ilgili de birçok şey konuştu. Benim belediye başkanımın dokunulmazlığı yoktu, yargıya götürseydin ve yargılansaydı. Aldığın neticeye bak, ne aldın? Çünkü bugüne kadar açtığın tüm dosyaların içi hep boş çıktı, boş. Belediye Başkanı adayı iken fakirlere ayda 600 lira maaş bağlayacağınızı ifade etmiştiniz. Şimdi CHP'nin Genel Başkanı oldunuz. Haydi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı tüm fakirlere 600 lira versin; hadi yap... Bekara karı boşamak kolay; işi yap, işi. Gerçekçi olacağız; biz ülke yönetiyoruz ülke, devlet yönetiyoruz. Öyle kuru kuruya, 'şuraya şu kadar vereceğim, buraya bu kadar vereceğim' demekle bu iş yürütülmez. İşte senin partinin belediyesi bu, hadi ver 600 lira.''

-''YİNE ÇAKTIN; DEVAMLI YAPTIĞINIZ İŞ BU''-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, konuşmasında söz ettiği Kayseri'deki yolsuzluk iddialarına da yanıt veren Erdoğan, belediye başkanının, söz konusu kişiyle ilgili anında davayı açtığını ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

''Şikayeti hemen ortaya koymuş. 27.06.2007 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği yazılı şikayet ile belediye çalışanı Hacı Ali Hamurcu'yu yolsuzluktan ihbar etmiş. Vurgulanması gereken şudur; bu şikayeti AK Parti'li belediye başkanı yapmıştır. 20 gün sonra da bu kişi yakalanmış ve savcılık tarafından adı geçenin 3 kere ifadesi alınmıştır. Birinci ifade 16 sayfa, ikinci ifade 12 sayfa, üçüncü ifade 3 sayfadan ibarettir. Tüm bu ifadeler dosyalarında mevcuttur. Kaybolan herhangi bir ifade yoktur. Yargılama 2 yıl sürmüş adı geçen şahıs 6 yıl 14 gün cezaya mahkum olmuş ve cezası Yargıtay tarafından onaylanmıştır. Şu anda bu zat hapiste, cezaevinde. Hapiste şu anda. Yine çaktın, yine çaktın; devamlı yaptığınız iş bu.

Soruyorum şimdi; yolsuzluğun olduğu yerde 13 bin 375 kilometre bölünmüş yol olur muydu? Yolsuzluğun olduğu yerde hızlı tren hatları olur muydu? Yolsuzluğun olduğu yerde 160 bin derslik, 80 üniversite olur muydu? Yolsuzluğun olduğu yerde bin 807 sağlık tesisi, 263 hastane, 224 ek bina olabilir miydi? Cumhuriyet tarihinde 596 bin metrekare adalet sarayı inşa edilmiş. 8 yılda, bizim inşa ettiğimiz yaklaşık 2 milyon metrekare. İnşaatı devam edenler bittiği zaman 3 milyon metrekare oluyor.''

-''SESİMİ SADECE MİLLET KESER''-

Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde 9 şehirde doğalgaz bulunduğunu belirterek, şu anda 66 şehirde doğalgaz kullanıldığını ifade etti. Erdoğan, ''Yolsuzluk olsa bu şebekeler olur muydu? 460 bin konut inşa edildi. Burada benim vatandaşım var. Diyorum ya 3-4 tane koyun güdemeyen bu ülkeyi yönetemez anlamaz bu işlerden'' diye konuştu.

Göreve geldiklerinde Türkiye'nin IMF olan borcunun 26,5 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu anda IMF'ye 6 milyar dolar borç kaldığını belirtti.

Merkez Bankasının 27,5 milyar dolarlık döviz rezervinin 79 milyar dolara yükseldiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

''Hesap ortada ama anlamak kolay değil. Biz geldiğimizde doğrudan sosyal yardımlar noktasında çok ciddi adımlar attık. Çünkü demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin gereği olan bu adımları atmamız gerekiyordu. Tarımda çiftçilere verdiğimiz destek 36 milyar lira. Yolsuzluğun olduğu yerde çiftçi alın terinin karşılığını bu kadar alamazdı. Benim çiftçim Ziraat Bankasından yüzde 59 faizle kredi alıyordu. Kim vardı iktidarda? Merhum Ecevit başta değil miydi? Yüzde 59 faiz vardı. Şu anda aynı Ziraat Bankası düşürdü, düşürdü, düşürdü, 0 ile 12 arasında değişiyor.''

Muhalefet partisi milletvekillerinin bu sözlerine itiraz etmesi üzerine Erdoğan, ''Bağırmakla, çağırmakla benim sesimi kesemezsiniz. Bu sesi kesmeniz mümkün değil. Benim sesimi bu ülkede sadece millet keser'' dedi.

Türkiye'deki Ar-Ge çalışmaları hakkında da bilgi veren Erdoğan, ''Ar-Ge harcamaları noktasında milli gelire oranı Türkiye'de 2003 yılında 4,8 seviyesindeydi. Şu anda binde 8,5... AB ülkelerinden Bulgaristan'da bu oran bindelik dilimlerle ifade ediyorum, 4.9, Letonya 6.1, Romanya'da 5.8, Slovakya'da çok daha düşük. Avrupa'da Ar-Ge'ye ayrılan pay düşüyor, bizde hızla artıyor. İşte fark bu. Türkiye Genelinde Ar-Ge harcamaları 2002 yılında 2,9 milyar lire iken 2009'da 8,5 milyar liraya çıktı. Türkiye 2003-2008 yılları arasında OECD ülkeleri arasında Ar-Ge harcamalarını en hızlı artıran birinci ülke oldu'' diye konuştu.

-''SAĞLAM, SAĞLIKLI, DİRENÇLİ BİR EKONOMİ''-

Erdoğan, dünyanın, yüzyılın en büyük küresel kriziyle başa çıkmak için, krizden kurtulmak, krizin etkilerini telafi etmek için yoğun bir mücadele içinde olduğunu söyledi.

''Bölgesel ve küresel siyasi meselelerde söyleyecek sözümüz olduğu gibi küresel ekonomi noktasında da dünyaya söyleyecek sözlerimiz, önerilerimiz, tavsiyelerimiz, eleştirilerimiz var'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin, şu anda dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğunu anımsattı.

G-20 zirvelerinde, IMF ve Dünya Bankası toplantılarında, tüm uluslararası platformlarda uyarılarını yaptıklarını belirten Erdoğan, ''Biz de geldiğimiz andan itibaren tüm G-20 toplantılarına katılarak Türkiye'nin düşüncelerini en geniş anlamda kendilerine ifade ettik. Sınırsızca, sorumsuzca kazanma arzusunun dünyayı felakete sürükleyeceğini, gelir dağılımındaki uçurumun açılmasıyla daha büyük küresel sorunların ortaya çıkacağını dile getirdik'' diye konuştu.

''Küresel krizin etkilerinin yavaşladığı bir süreçte, AB'ye ve diğer gelişmiş ekonomilere yeni ve daha büyük krizlerin yaşanmaması için mesajları iyi okunması gerektiğini, yeni tedbirlerin alınması gerektiğini'' ifade ettiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''2009 yılında bir önceki yıla göre küresel ticarette yüzde 11 oranında daralma yaşandı. Bu yıl küresel ticarette yüzde 11,4 gibi bir büyüme bekleniyor ki bu da ancak zararları telafi edecek bir büyüme oranı. Yüksek oranlı büyümenin devam edebilmesi için küresel ölçekli ticaretin artırılması gerekli hale gelmiştir. Özellikle, bazı Avrupa ülkelerinde mali disipline ilişkin endişeler giderek artıyor. Bütçe açığı ve borç stoku bir risk olarak ortaya çıkıyor. Kamu maliyesi sorunlu olan ülkelerin orta vadeli bir mali program ortaya koymalarını bekliyoruz.

Türkiye ekonomisine ilişkin 8 yıl boyunca en sık işittiğimiz eleştiri şu olmuştur; 'küresel ekonomide her şey iyi gidiyor. Sıcak para bolluğu var, küresel ticaret artıyor, dolayısıyla Türkiye bu iyi gidişten etkileniyor' Türkiye'de ekonominin kendi imkanlarıyla, kendi kaynaklarıyla hızlı bir şekilde büyüyeceğine inanmak istemeyenler, ekonomideki iyileşmeyi harici etkenlerde aramayı ısrarla sürdürdüler. Şu anda küresel kriz karşısında Türkiye'nin gösterdiği direnç, Türkiye'nin ne kadar sağlam, sağlıklı, dirençli bir ekonomiye sahip olduğunu da tartışmaya mahal bırakmaksızın ispat etmiştir. Bizi son derece insafsız bir biçimde 'küresel krizi iyi yönetememekle' itham edenler var ama Sayın Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum. 'Şu anda artık Türkiye'de küresel kriz yok' dediler.

2010 yılının ilk üç çeyreğine baktığımızda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında bulunan Türkiye, Avrupa'da ve OECD ülkeleri arasında da hızlı büyüyen ekonomi olma başarısını gösterdi. IMF 2010 yılı için Türkiye'nin yüzde 7,8 oranında büyüyeceğini tahmin ederken, OECD ise yüzde 8,2 oranında büyüyeceğini öngörüyor. Aynı şekilde Avrupa Komisyonu da 2010 yılında Türkiye'nin yüzde 7,5 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. Biz ise çok daha mütevazı davrandık, 2010 yılı için kendimize yüzde 6,8 oranında bir büyümeyi esas aldık. 2010 yılının ilk üç çeyreğinde yüzde 8,9 oranında büyüme kaydetmiş durumdayız. 2010 yılı bütçe açığımızın milli gelirimize oranını yüzde 4 olarak hedefledik.''

Başbakan Erdoğan, IMF'nin, bu yıl bütçe açıklarının milli gelire oranlarının, ABD'de yüzde 11.1, Japonya'da yüzde 9.6, 27 AB ülkesinde yüzde ortalama 6.9, Polonya'da yüzde 7.4, İrlanda'da yüzde 17,6 ve Yunanistan'da yüzde 7,9 olacağını tahmin ettiğini ifade etti.

-''2011 BÜTÇESİ, TOPLUMSAL DUYARLILIĞI OLAN SOSYAL YÖNÜ KUVVETLİ BİR BÜTÇEDİR''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2011 bütçesinin, toplumsal duyarlılığı olan, sosyal yönü kuvvetli, dezavantajlı grupları gözeten; üretimi, yatırımı, ticareti, ihracatı destekleyen bir bütçe olduğunu; işçi, esnaf, memur, çiftçi, emekli, öğrenci, yatırımcı ve sanayiciler gibi tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını, sorunlarını dikkate aldığını, özellikle ücretli kesimin alım gücünü artırdığını ifade etti. Erdoğan, ''En önemlisi de 2011 Haziran ayında genel seçimler yapılacak olmasına rağmen, bugün görüşmeye başladığımız bütçe seçimden etkilenmeyen, seçim nedeniyle popülizme başvurmayan, 'Seçim var' diyerek hedeflerinden vazgeçmeyen bir bütçedir'' dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerindeki görüşmelerde eleştirileri yanıtlayan Başbakan Erdoğan, bütçenin hayırlı olmasını diledi.

60. Hükümet olarak 4'üncü; 58'inci, 59'uncu ve 60'ıncı hükümetler olarak da 9'uncu bütçelerinin bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başladığını belirten Erdoğan, görüşmelerin yapıcı bir ortamda geçmesini, katkı verici bir anlayışla sürdürülmesini, karşılıklı anlayış ve nezaketin asla elden bırakılmamasını temenni etti.

2011 bütçesinin temel özelliklerini Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in sunuş konuşmasında ayrıntılarıyla aktardığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Burada ayrıntılara girmeyeceğim ancak şu kadarını belirtmekte fayda görüyorum, AK Parti iktidarı tarafından bundan önce hazırlanmış olan 8 bütçe gibi 9. bütçe de güçlü Türkiye vizyonuyla uyumlu bir bütçedir. 2011 bütçesi, toplumsal duyarlılığı olan, sosyal yönü kuvvetli, dezavantajlı grupları gözeten; üretimi, yatırımı, ticareti, ihracatı destekleyen bir bütçedir. 2011 bütçesi, işçi, esnaf, memur, çiftçi, emekli, öğrenci, yatırımcı ve sanayiciler gibi tüm kesimlerin ihtiyaçlarını, sorunlarını dikkate alan, özellikle ücretli kesimin alım gücünü artıran bir bütçedir. Bu bütçemizde de bölgesel kalkınmaya, sosyal katılımcılığa önem verilmiştir.

2011 bütçesi vatandaştan aldığını vatandaşa veren bir bütçe olduğu kadar, birlikte kalkınmayı, hakça paylaşmayı hedefleyen, yarınları düşünen, geleceği tasarlayan bir bütçedir. En önemlisi de 2011 Haziran ayında genel seçimler yapılacak olmasına rağmen, bugün görüşmeye başladığımız bütçe seçimden etkilenmeyen, seçim nedeniyle popülizme başvurmayan, 'seçim var' diyerek hedeflerinden vazgeçmeyen bir bütçedir.''

Başbakan Erdoğan, Türkiye'de AK Parti iktidarlarıyla birlikte ''seçim ekonomisi'' kavramının tedavülden kalktığını ifade ederek, zira seçim ekonomisi ve popülizmin ''açık açık milletin kaynaklarını çarçur etmek, milletin emanetine haksızlık etmek'' olduğunu söyledi.

Türkiye'nin bunu defalarca yaşadığını ve çok ağır bedeller ödediğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Siyaseti, kendileri ve yakın çevreleri için bir geçim kaynağı, bir ikbal vesilesi olarak görenler, kendi hırsları uğruna, defalarca Türkiye ekonomisinin dengeleriyle oynadılar. Merkez Bankasına talimat verildi, karşılıksız para basıldı. Çeşitli toplum kesimlerine, bedeli, sonuçları, faturası hiç hesaba katılmadan bol keseden dağıtıldı. Tedbirler ertelendi, mali disiplin delik deşik edildi. Para politikaları rafa kaldırıldı, popülist vaatler havada uçuştu.

Seçim öncesinde geçici bir rahatlık yaşayan milletimiz, seçimin hemen ardından bu savurganlığın faturasını çok ağır şekilde ödedi. Enflasyon bu ülkede 3 haneli rakamlara kadar yükseldi. Bütçe açığında rekorlar kırıldı. Faizler astronomik seviyelere tırmandı. Arka arkaya gelen zamlar, isabetsiz tedbirler neticesinde milletin beli büküldü. Adeta kaşıkla verilen, kepçeyle geri alındı.''

-''MİLLETİMİZİN EMEĞİ KORUNDU, EKMEĞİ KORUNDU''-

Başbakan Erdoğan, 8 yıllık iktidarları boyunca, enflasyon yoluyla, faiz yoluyla, karşılıksız para basmak yoluyla milletin emeğine ve ekmeğine göz diken politikalardan özellikle sakındıklarını dile getirerek, yüzde 30 seviyesinden aldıkları enflasyonun, 2009 sonunda yüzde 6,5 seviyesine gerilediğini, Kasım 2010'da da yüzde 7.3 olduğunu anlattı.

Tek haneli düşük enflasyonun bu yıl da muhafaza edildiğine dikkati çeken Erdoğan, yüzde 63 seviyesinden devraldıkları devletin borçlanma faiz oranının ise yüzde 7 seviyesine kadar gerilediğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

''Şimdi az önce burada konuşuluyor ve faizin yükseltildiğinden bahsediliyor; insaf edin. Devletin borçlanma faizinin yüzde 63 olduğu bir orandan yüzde 7'ye iniyorsunuz, siz hala faizin yükseltildiğini konuşuyorsunuz. Bunun bir defa insafla yakından uzaktan alakası yok. Yani, milletimizin emeği korundu, ekmeği korundu. Maşallah, bundan ayrıca gururlandık; aferin, gelişme var. Ülkenin kaynakları, vatandaşın alın teri muhafaza edildi. 2002'den sonra 2 yerel seçim, bir genel seçim, 2 halk oylaması ve bir Cumhurbaşkanlığı seçimini yaşadık. Dikkatinizi çekiyorum, hiçbir seçim döneminde mali disiplin bozulmamış, piyasaların güveni sarsılmamıştır. Bugün de aynı şekilde, genel seçime 7 ay kalmasına rağmen Türkiye'ye, Türkiye ekonomisine güven hat safhada devam etmektedir.''

Erdoğan, iktidara geldikleri 2002'de kamuoyu yoklamalarında en az güvenilen kurum olarak siyaset kurumunun çıktığına işaret ederek, ''ileri yaş grubunda olduğu kadar, genç nesil nezdinde de siyasetin kirli bir iş olarak görüldüğünü'' anlattı.

-''MİLLETİN AYNASINDA MAHCUP OLURLAR''-

O dönemde siyasete, siyasetçiye, siyaset kurumuna güvenilmediğini, siyasetçinin sokağa çıkmaya korktuğunu, ''Ben siyasetçiyim'' demeye çekindiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

''Siyaset yalanla, siyaset yolsuzlukla, siyaset sözünden dönmekle, çark etmekle, U dönüşü yapmakla, sabah söylediğini akşam yalanlamakla, hatta şimdi biliyorsunuz, yeni yeni tornistan, çakma, filan bu tür şeyler çıkmaya başladı... Bunlar bir yerden çıkıyor. Bazı gerekçeleri var bunların. İktidara gelmek için pervasızca atıp tutanlar, Kaf Dağının ardındakini vaat edenler, her yolu mubah görenler, ilkeleri rafa kaldıranlar, aynada kendilerine baktıklarında yüzleri kızarmasa da milletin aynasında mahcup olurlar ve her zaman mahcup olmuşlardır. Birilerinin şuur altı böyle şekillenmiş olabilir. Birileri bugün hala siyaseti bir yolsuzluk, bir usulsüzlük, kayırma, imtiyaz vesilesi olarak görüyor, şuur altındaki bu anlayışı siyasete egemen kılmaya çalışıyor.

Ben şunu büyük bir gururla, büyük bir samimiyetle ifade etmek istiyorum, milletimizin teveccühüne, takdirine, itimadına dayanarak şunu açık açık söylüyorum, AK Parti siyaseti temize çeken bir partidir. Siyaseti farklı olan bir partidir. Siyaset ile yolsuzluğu, siyaset ile popülizmi birbirinden ayırmış, birbirinden uzaklaştırmış bir partidir. AK Parti siyasete güveni yeniden tesis etmiş, siyasete itibarını iade etmiş olan bir partidir. Bizim siyasetimiz, bizim siyaset anlayışımız, bu ülkeye 8 yıl önce hakim olan siyaset tarzından tamamen farklı bir yerde durmaktadır.

Biz en başından itibaren büyük düşünüyor, büyük hedefler belirliyor ve bu büyük hedeflere ulaşmak için de büyük adımlar atıyoruz. Biz Türkiye'nin potansiyeline, dinamizmine inanıyor ve 8 yıldır bunun gereğini yapıyoruz. Tarihimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle çok büyük olduğumuzun bilincindeyiz. Bu bölgede, bu coğrafyada çok uzun süreler tarihe yön verdiğimizin, tarih yazdığımızın bilincindeyiz. Biz ufku olan, idealleri olan, büyük gayeleri, büyük vizyonu olan bir millet olduğumuzun idrakindeyiz. Bu ülkeye, bu millete biçilen elbisenin dar olduğunu, artık dar geldiğini biliyor, engelleri aşarak, zincirleri kırarak, prangalardan kurtularak, geleceğe yürüyoruz.''

Kaynak: AA / Politika

Haberler

Bakmadan Geçme

Uyku apnesi ehliyet alamıyor mu? Uyku apnesi nedir? Türk Telekom Sil Süpür nerede, uygulamanın neresinde? Emrah Büke kimdir? Şehit Polis Emrah Büke kaç yaşında, nereli, memleketi neresi? Emrah Büke cenaze namazı ne zaman kılınacak? Dostlara, arkadaşlara Cuma mesajları 2024! Cuma mesajı olarak gönderilebilecek anlamlı, kısa ve en güzel cuma mesajı! Vietnam yosun kurbağasının boyu ne kadardır? Survivor Bil Bakalım soru cevaplar 26 Nisan 2024 Cuma! Ken Edwards 1 dakika içinde kaç hamam böceği yemiştir? Survivor Bil Bakalım soru cevaplar 26 Nisan 2024 Cuma! 26 Nisan 2024 On Numara çekiliş sonuçları açıklandı mı? On Numara sonuçları saat kaçta? On Numara CANLI izle! Bugün kazanan numaralar neler? 26 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? 26 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 26 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 26 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 26 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 26 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 26 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 26 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu? 26 Nisan Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi!
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title