Yılmaz, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Gerek Özgür Suriye Ordusu, gerek Peşmerge, her ikisini de öneren Türkiye olmuştur. Türkiye olmasaydı hiç şüpheniz olmazsın Kobani düşerdi" dedi.

Bakan Yılmaz, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı Philip Breedlove, Antalya'da düzenlenen NATO toplantısı kapsamında Türkiye'ye geliyor. Amerikalı General, Eğit-Donat kapsamında Kırşehir'i de ziyaret edecek mi? Eğit-Donat Programı'nda, gelinen son durum hakkında bilgi verir misiniz?" şeklindeki soru üzerine Bakan Yılmaz, Amerika ve NATO'nun Avrupa'daki en büyük komutanının dün Genelkurmay Başkanlığına geldiğini, Kırşehir'i de ziyaret edeceğini bildirdi.

Eğit-Donat Programı'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarına uygun olarak, DAEŞ terör örgütüne karşı yerel unsurları güçlendirmek amacıyla yapıldığını hatırlatan Yılmaz, bölgedeki yerel unsurlara yetenek kazandıracağını, bu ayın sonunda başlayacağını, Ürdün'de de devam ettiğini kaydetti.

-"Halkın değerleriyle uyum içerisinde bir ömür geçirmek lazım"

"7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in cenazesine iktidar ve muhalefetten kimsenin katılmaması konusunda ne düşünüyorsunuz? Protestolar oldu, siz kendisini tanır mısınız 12 Eylül döneminden?" sorusu üzerine Bakan Yılmaz, 12 Eylül döneminde üniversitede okuduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Özü şu, bu dünyada hoş bir seda bırakabilmek lazım. Hakkın rızasını kazanabilmek için halkın rızasını kazanmak lazım. Dolayısıyla, bu halkın değerleriyle uyum içerisinde bir ömür geçirmek lazım. Eğer bu halkın değerleriyle çatışılırsa sonuçta herkes gelip geçecek ama hoş bir seda bırakılır mı, o da ayrı bir soru olarak kalacak. Biz herkese bu dünyadan göçtüğünde ardında hayırla yad edilecek bir hizmet bırakması... Bu süreler bizlere verilmiş bir fırsat. Ne için? Biz göçtükten sonra hayırla yad edilmek için. Eğer iyi hizmet yaparsak bu millet terazisi hiç şaşmaz bizi hayırla yad eder. Sıkıntılı bir iş yaptığımızda da o zaman da der ki 'Bir kimse geldi gitti' der. Milletin değerlerinden kopmamak lazım, özü bu."

-"Peşmerge'ye ilk yardım Türkiye'den"

Bakan Yılmaz, "Irak'ta da DAEŞ'e karşı Peşmerge güçleri ile Irak ordusu arasında bir çaba var. Bu noktada bizim katkımız hangi boyutta?" sorusu üzerine de Bağdat ve Erbil'i ziyaret ettiğini anımsatarak, "Erbil'i ziyaretimde bizim Mehmetçiğimizin Peşmergelere vermiş olduğu Diyadin'deki eğitim kampını da ziyaret ettim. Biz Peşmerge'ye eğitim veriyoruz, kendileri de çok memnunlar. Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi, Peşmerge ilk yardım istediği an yardım veren ülkelerden birisi Türkiye. Ancak bazıları bir verir sesini çok yükseltir, biz ise veririz söylemeyiz" diye yanıt verdi.

Kuzey Irak ziyaretinde Peşmerge'nin savunmadan sorumlu yetkilisiyle bir araya geldiğini, bu ziyaret sırasında bir gazetecinin "Türkiye olarak yardımda geç kalmadınız mı? şeklindeki bir sorusuna verdiği karşılığı şöyle aktardı:

"Dedim ki biz Peşmerge'ye ilk yardım istediğinde, ilk yardımı gönderen ülkeyiz. Ancak bizim açıklamamıza gerek yok. Yardım edilenin bunu bilmesi yeterli. Peşmerge yetkilisi de 'Sayın Bakan doğru söylüyor. Türkiye ilk yardım eden ülkelerden biriydi' dedi. Dolayısıyla Türkiye bu coğrafyada gücüyle, ağırlığıyla, sözüyle ne dediyse yapar ve bütün mağdur milletlere yardım eder. Buna Peşmerge de dahil."

Peşmerge'nin dışında Musul valisi ile Erbil'de görüştüğünü anlatan Yılmaz, "Onların da talebi 'Bizi eğitin, güçlendirin. Biz, sivil Şia militanları tarafından kentin kurtarılmasına kaygıyla bakıyoruz. Biz bu Musul'u yerel güçlerimizle kurtaralım.' Dolayısıyla biz Peşmerge'nin yanında Musul'un yerel güçlerinin gösterdiği personele de eğitim veriyoruz" dedi.

Yılmaz, hem Merkezi Irak Hükümetine hem Peşmerge'ye hem de Musul'daki yerel güçlere destek verdiklerini, vermeye de devam edeceklerini kaydetti.

-Türkiye'nin Kobani desteği

Mesut Barzani'nin ABD ziyaretinde, "Türkiye olmasaydı Kobani düşerdi' yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine Bakan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bizim en büyük desteğimiz ne oldu biliyor musunuz? Üç gün içerisinde 200 bin üzerinde insanı kabul etmemiz oldu. Cephedeyken aklınız evladınızda, evinizde olursa kendinizi cephede hazır hale getiremezsiniz. Oradaki savaşçılar, yapı evlatlarını, yakınlarını Türkiye'ye göndererek daha hazır şekilde cepheye gitme imkanına kavuştular. Bu herkesin gözden kaçırdığı bir husus. Orada DAEŞ ile çarpışmak isteyenler için uygun bir ortam sağlandı.

İkinci husus ise Türkiye, Peşmergelere koridor açtı. Artı Türkiye Özgür Suriye Ordusu'nun da Peşmerge ile birlikte Kobani'deki yerel güçlere destek vermesini istedi. Artı koalisyon güçlerinin de buraya hem malzeme hem silah hem de hava bombardımanı hedefleri üzerine saldırısıyla desteği oldu. Hiç şüpheniz olmasın eğer Kobani'den gelenleri almasaydık, kendi evlatlarının veya oradakilerin bakımını, can güvenliğini nasıl koruruz kaygısına düşerlerdi. Kendilerini DAEŞ'a karşı kontrol edemeyip... Onlara şu verildi, bu Peşmerge geldi, zor döneminizde arkanızda güç var. Gerek Özgür Suriye Ordusu, gerek Peşmerge, her ikisini de öneren Türkiye olmuştur. Türkiye olmasaydı hiç şüpheniz olmasın Kobani düşerdi."

Bakan Yılmaz, o dönem Kobani'nin her tarafının DAEŞ tarafından kuşatıldığına dikkat çekerek, Kobani ile ilgili bir haritayı paylaştı.

Kobani'nin ele geçirilmemiş birkaç sokağının kaldığını ifade eden Yılmaz, "Eğer burada gerçek bir katkı aranırsa Türkiye ve Türkiye'nin destek verdiği Peşmerge ve Özgür Suriye Ordusu ve koalisyonu söylemek lazım" dedi.

-"Buralar yüzyıl önce dedelerimizin yaşadığı yerdi"

"Kobani'nin stratejik bir özelliği var mı Türkiye açısından? Yoksa Türkiye'ye çekilmiş bir operasyon mu Kobani?" sorusuna Bakan Yılmaz, "Biz öyle düşünmüyoruz. Türkiye ile ilgili özel olarak yapılmış bir olay değildir. Ancak şöyle bir düşünce de var. 'Buradaki mevcut hukuki yapılanmaların uluslararası toplum nezdinde meşruiyetinin sağlanması için böyle bir operasyon başlattık' diyenler de var. Dolayısıyla bu konu üzerinde de çalışılabilir, düşünülebilir" karşılığını verdi.

Yılmaz, şunları kaydetti:

"Buralar yüzyıl önce bizim dedelerimizin yaşadığı yerdi. Ayrımız, gayrımız yoktu. Buradaki insanlara da hep bakın, Osmanlı vatandaşı olmaktan... Osmanlı ama ismi Türkiye Devleti denir daha. Dolayısıyla Ahmet Türk, niye soyadı Türk'tür? Ne olursa olsun sonuçta bu coğrafyada yaşayanların ortak adı Türk'tü. Ortak adının altına Arap da olabilirdi, Kürt de olabilirdi, Türkmen de olabilirdi veya Kafkas kökenli kardeşlerimiz de olabilirdi. Dolayısıyla Türk ismi bu coğrafyada ırka ait bir niteleme değildi. Bin yılın getirmiş olduğu ortak birlikte yaşama ortak kader ve ortak tarih birliğinin yarattığı bir değerdi."

"Türkiye bu coğrafyada başı sıkışan herkese yardım ediyor. Biraz evvel sizin saydığınız unsurlara da sözü geçer anladığım kadarıyla o Özgür Suriye Ordusu'na. Demek ki Türkiye'nin ricasıyla bir başkasının ricası arasında fark var" değerlendirmesi üzerine İsmet Yılmaz, "Doğrudur. Başka ülkelerde Özgür Suriye Ordusu'nun yardım edebileceği bir durum varsa Türkiye üzerinden onlara mesajlarını iletmek istiyorlar. Bu coğrafyada olanların Türk ismi, aynı zamanda Bosna Hersek'e de gidin, Saraybosna'ya da. Saraybosna'daki insanlar diyor ki 'Buradaki insanlara Türk diye saldırıldı" diye konuştu.

Arjantin'de Cumhurbaşkanı seçilen Carlos Menem'in de lakabının "El Turco" olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Niye El Turco? Suriye'den göçmüş, Osmanlı pasaportu taşıyor ondan. Ben Brezilya'ya gittim. Brezilya savunma bakanı Suriye ile ilgileniyor. Niye ilgileniyor? Diyor ki 'Bizim topraklarda Osmanlı döneminden gelen 3 milyon insanımız var.' Carlos Menem Hristiyan ama El Turco lakabını taşıyor, dolayısıyla da 'Türk' o coğrafyada yaşayan hepsinin ortak adıdır. Ne dille bağlantısı vardır, ne de etnik aidiyetle bir bağlantısı vardır" değerlendirmesinde bulundu.

-"Yardımın engellenmesi girişimiydi"

"Bayırbucak Türkmenleri'ne yapılan yardım ve Paralel Yapı tarafından MİT tırlarına operasyon düzenlenmesi. Siz bunu genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Yılmaz, şu yanıtı verdi:

"Türkiye bu coğrafyada Kürt'e yardım ediyor mu, ediyor. Türkiye bu coğrafyada Arap'a yardım ediyor mu, ediyor. Türkiye bu coğrafyada Yezidilere yardım ediyor mu, ediyor. Hristiyanlara yardım ediyor mu, ediyor. Bu coğrafyada Kürt'e, Arap'a, Yezidiye yardım edecek de kendini Türk olarak sayan bir gruba, Bayırbucak Türkmenlerine yardım etmeyecek. Bazı şeyler söylesen dahi iler tutar tarafı yoktur, bağdaşmaz. Yardım eder mi, eder. Öncelikle yardım eder. Bazı durumda açıklamak gerekir, bazı durumda açıklamamak gerekir. Gidin Bayırbucak Türkmenlerine kendilerine 'Türkiye'nin yardım ettiğini' söyler.

MHP Grupbaşkanvekili Şandır 'Teşekkür ediyoruz, Türk Hükümeti, Bayırbucak Türkmenlerine yardım ediyor' kayıtlarda var. Daha sonra çıkar 'yardım etmediğini' söyler. 'Yardım etme' demiyor, çünkü yardım ettiği için Türkiye Hükümetine teşekkür ettiğine ilişkin Meclis'te kayıt var. Dolayısıyla Türkiye yardım eder kardeşlerine."

Türkiye'nin bu coğrafyada mazlum ve mağdur olan herkese yardım ettiğini vurgulayan Bakan Yılmaz, "Bunlara da yardım etmiştir ama bazıları bu yardımın sürecine sekte vurmak istemişlerdir. Adana'daki tırlara yapılan baskın da Bayırbucak Türkmenlerine verilen yardımın engellenmesine yönelik artı bir girişimdir de" dedi.

Yılmaz, "Erbil'e gittiğimde hem Musul valisi ile görüştüm Araplarla hem Peşmergeyle görüştüm hem de bizim oradaki Türkmen Cephesi liderleriyle görüştüm. İki tane Türkmen Cephesi lideri, Irak Merkezi Parlamentosunda parlamenter. Bir tanesi de Peşmergenin parlamentosunda milletvekili. Bizim onlara karşı desteğimiz devam ediyor" diye konuştu.

-Bakan Yılmaz'a sürpriz

Editör Masası'nın sorularını yanıtlamasının ardından Bakan İsmet Yılmaz'a, AA Sivas bürosu çalışanları bir sürpriz yaptı. Yılmaz, Sivas'ın Gürün ilçesinde ikamet eden ilkokul öğretmeni Necati Tuncay ve sınıf arkadaşı Hasan Gölpınar'la canlı yayında buluşturuldu.

Necati Tuncay, Anadolu Ajansı'na teşekkür ederek, Bakan Yılmaz'ın başarılarıyla övündüklerini kaydetti.

Türkiye'nin güçlü bir hükümetinin, bakanlarının ve liderinin olduğunu ifade eden Tuncay, "Yunus Emre dizelerinde der ki 'Birgün bir Molla Kasım çıkar, sizi sorguya çeker' Allah'a hamdolsun Molla Kasımımız da var, mükemmelliyetimiz de var. Bundan iftihar duyuyorum" diye konuştu.

Daha sonra, ilkokul arkadaşı Hasan Gölpınar ile konuşan Yılmaz'a, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı tarafından ilkokul fotoğrafı hediye edildi.

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel