Haberler

Yıldırım, Sendika Temsilcileriyle İftarda Bir Araya Geldi

Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye'nin birliğinin, beraberliğinin fotoğrafı burada.

Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye'nin birliğinin, beraberliğinin fotoğrafı burada. Tabii ki toplu sözleşmelerde masalarda oturacağız, kıran kırana mücadelemizi yapacağız ama diğer yandan da aynı masaya oturup sohbet edeceğiz, konuları demokratik bir anlayışla değerlendireceğiz ve böylece ortak akılda Türkiye'nin geleceği için, ülkemizin istikrarı, kalkınması için üzerimize düşen sorumluluğu birlikte taşıyacağız." dedi.

Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde işçi, işveren ve memur sendikalarının temsilcilerine verdiği iftarda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 15 yıllık güven ve istikrar sayesinde dünya ekonomisinde 17'nci, Avrupa ekonomisinde ise altıncı sıraya yerleştiğini, ekonomik istikrar ile demokratik istikrarın beraber gittiğini ifade etti.

Demokrasiye yapılan saldırıların aynı zamanda ekonomiye yapılan saldırılar anlamına geldiğini belirten Yıldırım, 15 Temmuz darbesinin bastırılmasının ardından değerlendirme kuruluşlarının Türkiye hakkında olumsuz açıklamalar yaptıklarını, bunun sonrasında da Türkiye ekonomisinin Amerikan seçimleriyle beraber yaşanan dalgalanmalardan olumsuz etkilendiğini bildirdi.

Başbakan Yıldırım, aralık ayının başında hükümet olarak aldıkları hızlı kararlar sayesinde bu olumsuzluğu da büyük oranda azalttıklarını kaydederek, "Geçen bir yıl zor bir yıl olmasına rağmen bir darbe, ekonomik kriz, referandum ve aynı anda üç terör örgütüyle mücadele etmemize rağmen Allah'a şükür dimdik ayaktayız, ülkemizin aydınlık yarınları için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz." dedi.

Türkiye ekonomisinin 2002'den bu yana küresel krizlere rağmen yüzde 5,6 oranında büyümeyi başardığına işaret eden Yıldırım, "Önemli bir yere geldik ama bunu yeterli görmüyoruz, asıl bundan sonrası daha önemli. 2002'den 2016 sonuna kadar Türkiye ekonomisi yüzde 115 gerçek anlamda büyüme kaydetti." diye konuştu.

"Moral bozukluğunu gidermiş durumdayız"

Yıldırım, 2016'nın son iki ayından itibaren ihracatın iyi seyrettiğini, yılın ilk dört ayında ihracatın yüzde 9 gibi güçlü bir artışı yakaladığını söyledi.

Türkiye'nin bulunduğu bölgenin çevresindeki karışıklıklara ve savaşlara rağmen yatırım için en fazla tercih edilen bölgelerin başında geldiğini ifade eden Yıldırım, "Terör örgütünün 2015 yılında başlattığı çukur ve hendek siyaseti sonrası bölgede yaşanan o ciddi sorunlar, oradaki insanlarımızın evlerini terk etmek zorunda kalmaları ve bütün şehirlerin, ilçelerin tahrip edilmesi sonucu yaşanan moral bozukluğunu Allah'a şükür gidermiş durumdayız. Bölgede 20 binin üzerinde yeni konut inşa ediliyor, 23 ilimizi kapsayan cazibe merkezleri programıyla 100 milyar üzerinde yatırım talebi oldu, üç binden fazla müteşebbis müracaat etti ve çalıştırmayı taahhüt ettiği sayı 400 binin üzerinde. İnşallah bununla ilgili adımları attık." dedi.

Yıldırım, 10 yıl içerisinde bölgeye daha çok yatırım yapılacağını ve böylece doğu-batı arasındaki kalkınmışlık farkının tamamen kapatılacağını, terör örgütlerinin sömürü alanlarının ortadan kaldırılmış olacağını aktardı.

Hükümet olarak her zaman çalışanın yanında olduklarını belirten Yıldırım, "Ülkenin imkanları, kabiliyetleri oranında her zaman daha iyisini elde etmek hepimizin arzusudur. Siz temsil ettiğiniz kitlelere en iyi imkanları sağlamak için örgütlüsünüz, bunun için gayret ediyorsunuz ama büyük fotoğrafı da gözden kaçırmamamız lazım. Büyük fotoğraf Türkiye fotoğrafıdır. Türkiye fotoğrafı içerisinde her kesimin imkanların en iyisinden istifade etmesi, kaynakların da risklerin de adil bölüşümü esas olmalıdır." diye konuştu.

İşçi, memur ve emekliyi enflasyonun altında ezdirmemeye gayret ettiklerini söyleyen Yıldırım, işsizlik rakamlarının da istihdam seferberliğiyle aşağı çekilmeye çalışıldığını dile getirdi.

"İşsizliği mutlaka tek haneye düşürmek mecburiyetindeyiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde başlattığı istihdam seferberliğine sahip çıkıldığını gördüklerini aktaran Yıldırım, hem özel sektör hem de kamuda 1 milyon 200 binin üzerinde istihdam sağlandığını ve böylece işsizlikteki trendin aşağıya döndüğünü aktardı.

Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"Bunu yeterli görmüyoruz, çift haneli işsizliği mutlaka tek haneye düşürmek mecburiyetindeyiz. Bunun yolu belli; daha fazla yatırım, daha fazla üretim, daha fazla istihdam, daha fazla katma değer. Satacağız, ürettiğimizi satacağız ve kamunun çok daha verimli çalışması. İki tane fırsatımız var, iki tane de tehdididimiz var. Fırsatlarımız nedir? Bir, genç bir nüfusa sahibiz, genç nüfus demek enerji demek, dinamizm demektir. Diğer fırsatımız nedir? Ülkemiz dünya pazarlarının ortasında yer alıyor ve ülkemizin bulunduğu stratejik konum gelecek için bizlere birçok fırsat sağlıyor. İstihdama katılım oranımız iş bulduğumuz insanımızın oranından daha büyük, temel problemimiz bu. İstihdama, yani daha fazla gencimiz yıldan yıla iş hayatına hazır hale geliyor ama aynı gençlere aynı zamanda iş bulma imkanlarımız onu karşılayamıyor. Bu meselenin farkındayız, bunu çözmenin yolu da daha fazla iş yeri, daha fazla yatırım."

Daha fazla yatırımın istikrar ve güvenle olabileceğini anlatan Yıldırım, istikrarın olmadığı ülkeye kimsenin yatırım yapmayacağını vurguladı.

"İktidar sandıkta kurulacak"

Anayasa değişikliğine ilişkin iki konunun üzerinde durmak istediğini belirten Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"Sistemin tam anlamıyla yürürlüğe girmesiyle beraber sandıktan tek başına güçlü iktidar çıkacak her seçimde. İktidar sandıkta kurulacak ve Türkiye sürekli güçlü iktidarla tanışmış olacak. İkinci özelliği istikrar sürekli hale gelecek. Buna bir de üçüncüyü ilave edebiliriz, bu yeni sistemde bölücülük, üniter yapıya karşı siyasetin sonu geliyor. Çünkü yüzde 50 artı 1 almadan iktidar olunamıyor. Çıta yükseldi, eskiden çok parçalı siyasetle yüzde 30'larla bile iktidar olma şansı vardı bu artık yok. Yüzde 50 artı 1 demek Türkiye'nin her köşesinden, her yerinden destek almak anlamına geliyor, bu da 80 milyonun birliği, beraberliği, kardeşliği demek yani vazgeçilmez dört ilkenin kalıcı hale gelmesi demektir, tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet. Böylece bir olarak, beraber olarak ülkemizi milletimizin arzu ettiği aydınlık yarınlara taşımak mümkün hale gelecek."

Çalışma hayatında yapılan düzenlemeler

Başbakan Yıldırım, 15 yıl içerisinde çalışma hayatına yönelik çok sayıda düzenleme yapıldığını anımsatarak, sendikalara faaliyetlerini serbestçe kendi tüzükleriyle belirleme hakkı getirdiklerini, sendikaların mali denetimlerinin bağımsız denetim organı olan yeminli mali müşavirliklerin yapmasına imkan sağladıklarını, yöneticilere kişisel sorumluluk getirerek sendika tüzel kişiliğini koruma altına aldıklarını anımsattı.

Siyasi partilerin yönetici veya üyelerinin yaptığı yanlıştan dolayı kapatıldığını, bugüne kadar kapatılan siyasi parti sayısının 50'yi geçtiğini anımsatan Yıldırım, kurumların kişisel yanlışların kurbanı olmaması için gerekli tedbirleri aldıklarını bildirdi.

Kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı verilmesinin de bu dönemde gerçekleştiğini dile getiren Yıldırım, anlaşmazlık halinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarını bağlayıcı hale getirerek çalışanların lehine düzenlemeyi yaptıklarını ifade etti.

Darbe döneminin ürünü olan 2821 sayılı Sendikalar ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunlarını yürürlükten kaldırdıklarını, yerine daha kısa, anlaşılır 6356 Sayılı Sendikalar Toplu İş Sözleşme Kanunu'nu yürürlüğe koyduklarını bildiren Yıldırım, İş Kanunu'nda yaptıkları değişiklikleri anımsattı.

Düzenlemeyle 15 yaşını dolduranların sendikalı olabilmesini sağladıklarını, iş kolu barajını da yeniden düzenleyerek yüzde 10'lardan yüzde 1'lere indirdiklerini hatırlatan Yıldırım, grev ve lokavt yasaklarının alanlarını da daralttıklarını söyledi.

Ayrıca üyelik işlemlerinin noter yerine e-devlet aracılığıyla yapılması kolaylığını getirdiklerini aktaran Yıldırım, "Bunun sonucu, yaklaşık bugüne kadar 2 milyon işlem gerçekleşmiş. Bunun 500 bini istifa, ayrılma, 1,5 milyonu da yeni sendikacılığa giriş. Noter masrafını ortalama 100 lira kabul etsek, 200 milyon civarında bir kaynak çalışanın cebinde kalmış oldu." dedi.

Bu yılın verilerine bakıldığında sendikalaşma oranının henüz istenilen seviyeye gelmediğinin görüldüğünü dile getiren Yıldırım, özel sektörde daha düşük, kamuda daha yüksek bir sendikalaşma olduğunu bildirdi.

Özel sektörde yüzde 13 civarında, kamu sektöründe de bu oranın 2,5 milyon civarına ulaşıldığına vurgu yapan Yıldırım, "Oransal olarak baktığımızda yüzde 72'yi ifade etmektedir. Hükümet olarak sendikalılaşma oranının artmasından yanayız. Sendikalılaşma oranının yükselmesi için desteklerimiz devam edecek." diye konuştu.

"Biz daima bütün insanlığın barışından, huzurundan yanayız"

Açlığın, yokluğun ve emek istismarının kol gezdiği bir dünyada yaşandığının altını çizen Başbakan Yıldırım, bu noktada sendikalara büyük görev düştüğünü belirtti.

Sendikaların dünyanın çalışanlar bakımından en güçlü teşkilatları olduğunu vurgulayan Yıldırım, sendikaların alın teri gibi kutsal bir değerden güç aldığını dile getirdi.

Yıldırım, "Onun için verdiğiniz mücadele bütün mücadelelerin üzerinde en kutsal mücadeledir." dedi.

Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Ne güzel işte Türkiye'nin birliğinin, beraberliğinin fotoğrafı burada. Tabii ki toplu sözleşmelerde masalarda oturacağız, kıran kırana mücadelemizi yapacağız ama diğer yandan da aynı masaya oturup sohbet edeceğiz, konuları demokratik bir anlayışla değerlendireceğiz ve böylece ortak akılda Türkiye'nin geleceği için, ülkemizin istikrarı, kalkınması için üzerimize düşen sorumluluğu birlikte taşıyacağız. İnşallah hep beraber bu güzel ülkeyi her açıdan daha yükseklere birlikte taşıyacağız. Biz daima ülkemizin, bölgemizin bütün insanlığın barışından, huzurundan yanayız. Yaptığımızı bütün dünya görüyor. Suriye için yaptığımızı bütün dünya biliyor. Mazlum ve yardıma ihtiyacı olan insanlar için yaptıklarımızı bütün dünya görüyor, takdir ediyor."

İftardan notlar

Başbakan Yıldırım, işçi, işveren ve memur sendikalarının temsilcileriyle bir araya geldiği iftarda, konuşmasından önce masaları tek tek gezerek sendika temsilcileriyle tokalaştı, kısa süre sohbet etti.

Tasavvuf korosunun müzik dinletisi sunduğu iftar programında, Kocatepe Camisi Müezzini Furkan Tıraşçı Kuran-ı Kerim okudu.

Çankaya Köşkü'ndeki iftara, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak İşçi Sendikalar Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen) Genel Başkanı İsmail Koncuk, Medya İşçileri (Medya-İş) Sendikası Genel Başkanı Türker Çeltik, milletvekilleri ve bazı sendikaların temsilcilerinden oluşan yaklaşık 300 davetli katıldı.

Uluslararası İşverenler Örgütü (IOE) başkanlığına seçilen ilk Türk olan TİSK Başkanvekili Erol Kiresepi de davetliler arasında yer aldı.

(Bitti)

Kaynak: AA / Politika

Recep Tayyip Erdoğan Binali Yıldırım Çankaya Köşkü Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title