Eskişehir'de Çocuk İşçiliği ve MESEM'lerin Artışı
ÖVDER Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan, kentte MESEM'lerdeki öğrenci sayısının 1500'ü geçtiğini ve bu durumun çocuk işçiliği ile emek sömürüsünü beraberinde getirdiğini belirtti. Ekonomik kriz ile artan çocuk işçiliğinin eğitimdeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Haber: Meltem KARAKAŞ
(ESKİŞEHİR) - Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖVDER) Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan, kentte MESEM'deki öğrenci sayısının bin 500'ü geçtiğini belirterek, "MESEM'ler bir gün okula gidip, dört gün sanayide çalışan ve aynı zamanda asgari ücretin de yarısına çocukları çalıştıran bir emek sömürüsünden başka bir şey değildir. Ama burada aileler çocuklar aslında Türkiye'deki işçi ve emekçilerin çaresizliğini de ortaya koyuyor. İşverenler düzgün kayıt içinde bir işçi çalıştırmak yerine kayıt dışına da yönelen bir tarzda MESEM'deki öğrencileri kullanır hale geldi. Buna 'dur' demek lazım. Çünkü bizim çocuklarımız, bizim gençlerimiz umudunu kaybediyor, hayatını kaybediyor" dedi.
Türkiye'de çocuk işçiliği her geçen gün artıyor. 2024-2025 eğitim öğretim yılında 72 çocuk işçi, okulda olması gerekirken iş kazalarında hayatını kaybetti. Kocaeli Dilovası'ndaki parfüm deposunda meydana gelen yangında üç çocuk, Urfa'da beton dökümü sırasında meydana gelen inşaat çökmesi sonucunda da 16 yaşında iki çocuk hayatını kaybetti.
ÖVDER Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan, Çocuk işçiliğin MESEM'ler aracılığıyla meşrulaştığını belirterek, ekonomik sıkıntılar büyüdükçe ve haneye giren para azaldıkça çocukların çalışmak zorunda kaldığını ifade etti.
"Eskişehir'de birkaç yılda bin 500'ü geçti"
Eskişehir'de 400 olan MESEM'deki öğrenci sayısının birkaç yıl içinde bin 500'ü geçtiğini söyleyen Alkan, şöyle konuştu:
"Şunun altını çizmek lazım; MESEM'lerdeki iş cinayetleri bir yılda 72 çocuğumuzun hayatına mal oldu. Buradan ailelerine baş sağlığı dilemek lazım. Bu Türkiye'deki yoksulluğun indeksiyle doğru orantılı. Türkiye'de hane halkına giren para azaldıkça artık okumanın da bir karşılığı olmayınca, çocuk işçiliği ve MESEM projesi hızla yayılmaya başladı. Eskişehir'de ilk MESEM açıldığında 400'e yakın öğrencisi bile yoktu. Şu anda bin 500'den fazla öğrenci var. Çok kısa zaman içinde, 2-3 yıl içerisinde bu sayıya ulaştı."
"MESEM'ler emek sömürüsüdür"
MESEM'leri "emek sömürüsü" olarak nitelendiren Alkan, "Bu da şunu gösteriyor bize: Bu MESEM'ler bir gün okula gidip, dört gün sanayide çalışan ve aynı zamanda asgari ücretin de yarısına çocukları çalıştıran bir emek sömürüsünden başka bir şey değildir. Ama burada aileler çocuklar aslında Türkiye'deki işçi ve emekçilerin çaresizliğini de ortaya koyuyor. Ekonomik kriterler açısından böyle değerlendirmek lazım" diye konuştu.
MESEM'lerin meslek liselerinin "altını oyduğunu" söyleyen Alkan, "Bir de mesleki eğitimin geleceği açısından Türkiye'yi değerlendirmek lazım. MESEM projesi aynı zamanda endüstri meslek liselerinin, meslek liselerinin altını oymakta. Bir zamanların temel sloganı olan 'meslek liseleri memleket meselesi'nden çıkıp artık MESEM'ler her şeyi absorbe eden, kapatan bir halde" dedi.
"Bu kadar çok iyi bir projeyle bu MESEM, neden zengin çocukları buraya gitmiyor?"
"Gün geçmiyor ki bir çocuk ölümüyle, bir iş kazasıyla uyanmayalım" diyen Alkan, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
"Bu bazen Urfa'da oluyor, bazen Diyarbakır'da oluyor, bazen Denizli'de oluyor. Ama her gün hemen hemen karşımıza çıkıyor. Bir kuralsız çalıştırma modeli haline geldi. Tabii ki işverenler düzgün, kayıt içinde bir işçi çalıştırmak yerine kayıt dışına da yönelen bir tarzda MESEM'deki öğrencileri kullanır hale geldi. Buna 'dur' demek lazım. Çünkü bizim çocuklarımız, bizim gençlerimiz umudunu kaybediyor, hayatını kaybediyor.
Biz çok net olarak yakın bir zamanda ÖVDER olarak da sorduk: Neden bu kadar çok iyi bir projeyse MESEM'e zengin çocukları gitmiyor? Neden çok çok iyi projeyse özel okullar bu alan içerisinde faaliyet göstermiyor? Bu soruların cevaplanması gerekiyor. ve dediğimiz gibi hızla Türkiye'de, ilimizde MESEM'e kayıtlı öğrenci sayısı artıyor, örgün öğrenci sayısı azalıyor. Bu her açıdan, Türkiye'nin geleceği açısından kaygılı bir durum yaratmaktadır."















