Haberler

"Yeni Anayasa Sürecinde İmkanlar ve Riskler" Konferansı

Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç.Dr.Osman Can, "Türkiye, anayasasını tartışırken özgürlüklere sahici, dikkatli bir gözle bakmalı" dedi.

Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, "Türkiye, anayasasını tartışırken özgürlüklere sahici, dikkatli bir gözle bakmalı" dedi.

Anitta Otel'de Memur-Sen İl Temsilciliği tarafından düzenlenen konferansa katılan Can, toplumun hükümet ve muhalefetten içinde anayasa kelimesi geçen konuşmalar yapmalarını beklediğini ancak Türkiye'de "dersim" meselesinin konuşulmasının da anayasanın konuşulduğu anlamına geldiğini belirtti.

Anayasanın bir devlet teşkilatı olduğuna dikkati çeken Can, nerede bir devlet varsa orada anayasanın bulunduğunu, anayasanın devlet ile toplum arasındaki bir sözleşme olduğunu ifade etti.

Özgürlüğün anayasanın sonucu olduğunu vurgulayan Can, "Bir ülkede toplum nasıl yaşamak istiyorsa o şekilde bir özgürlük biçimi çıkar. Eğer o ülkede toplum nasıl yaşanılacağına karar vermiyorsa o zaman bir anayasa metni ortaya çıkar. Bu da o toplumun özgürlüğü değildir. Bir anayasaya çok sayıda özgürlük maddesi yerleştirmekle özgürlük olmaz. Türkiye anayasasını tartışırken özgürlüklere sahici, dikkatli bir gözle bakmalı" diye konuştu.

Fransa parlamentosunda kabul edilen "Ermeni teklifini" değerlendiren Can, şöyle konuştu:

"Fransa'da bir kanun geçti, biz burada kıyametleri koparıyoruz. Bu da bir anayasa meselesidir. Çünkü bunun ittihatçılığını, 6-7 Eylül'ü, KCK'yı tartışacağız. Alevi yurttaşlarımızın sorunlarını, inanç özgürlüğünü tartışacağız. İşte bunların hepsi anayasadır. Anayasayı kimin yaptığı, hangi amaçla yaptığı sorularının cevaplarını aramalıyız."

Fransız düşünür Montesquieu'nun, 'Yasama, yürütme ve yargının ayrılmadığı ülkelerde anayasa ve özgürlükten söz edilemez' dediğini hatırlatan Can,

"Montesquienu'nun kitabında Türkiye de yer alıyor. 'Osmanlı'da yasama, yürütme ve yargının bir arada olduğu için tiranlık olduğunu, insanların mutsuz olduğunu' söylüyor. Fransız sınırları içinde bilgin ancak Türkiye'ye gelince cehalet içindeler" diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin yapısına değinen Can, "mahkemenin üyelerinin aynı mahallenin insanlarından seçildiğini ancak 2010'da yapılan değişiklikle bu mahallelerin farklılaştığını" ifade ederek, Anayasa Mahkemesinin şu anki yapısının da ideal olmadığını savundu.

Can, şunları kaydetti:

"Anayasada Türkiye laik, sosyal, insan haklarına saygılı, demokratik olarak adlandırılıyor. Demokratik, laik değiliz, insan haklarına saygılı değiliz. Hukuk düzenimizin yüzde 60'ı darbe döneminde üretilmişse hukuk devleti de değiliz. Bir ev yaptınız ve oraya bir bekçi tahsis ettiniz. Oraya girmek istediğinizde size çeşitli bahaneler sunuluyor. 'Cahilsiniz, kıyafetiniz uygun değil' diyor, sizi almıyor. Ne zaman gireceksiniz- Zamanı gelince. Eğer o bekçi veya köpek sizi içeriye sokmuyorsa orada bir problem var demektir."

- ÇORUM

Kaynak: AA / Yerel

Yerel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title