Haberler

Ramazan’da mide sağlığınızı korumak için altın öneriler

Prof. Dr. Vedat Göral

Prof. Dr. Vedat Göral

Bağcılar Medipol Mega Üniversite Hastanesi
12.04.2021 04:34

Ramazan ayında beslenme şekillerimiz ve öğün sayısı değişiyor. İftar vakti geldiğinde aniden yenen ağır yemekler, sahura kalkmadan oruç tutmak, gibi beslenme hataları ile sıkça karşılaşıyoruz.

İftar vakti oruçları açıldıktan sonra metabolizmayı zorlamamak gerekiyor. İftardan sonra aşırı ve hızlı gıda tüketilmesi, bazı olumsuzluklara ve rahatsızlıklara neden olabilir. Ramazan ayında, gün içinde uzun süre boş kalan mideyi, iftar sofrasında bir anda doldurduğumuzda, reflü, midede rahatsızlık, kalp rahatsızlığı, tansiyon yüksekliği, şişkinlik ve hazımsızlık şikayetleri oluşabilir.

Genelde Ramazanda beslenme şekli, iftarda büyük ve bol kalorili bir öğün, sahurda daha hafif bir öğün şeklindedir. Ramazan'da öğünlerdeki besin çeşitliliği artmaktadır. Ancak besin çeşitliği artarken, günlük alınan karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral miktarları ideal beslenmeye uygun olmalıdır, yani fazla olmamalıdır.

İftar zamanı geldiğinde, bütün gün boş kalan mideye hızlı biçimde ve kalorisi yüksek gıdalarla yüklenilmemelidir. Eğer hızlı biçimde yemek yenirse; midede ağırlık, gaz, şişkinlik, bulantı,yanma, reflü gibi sorunların yanında, kabızlık problemi de ortaya çıkabilir. Genelde oruç, iftarda önce, su veya hurma ile açılmalıdır. Ayrıca sofrada bulunacak bir dilim peynir, 2 adet zeytin veya 2 parça hurma ile mide, yemeğe hazır hale getirilmelidir. Sonrasında ise yarım kâse çorba tüketilmelidir. Bu süreçte bir dilim tam tahıllı ekmek tüketmek daha yararlıdır.

İftarda yemeğe bir çorba ile başlanılmalı ve bir süre ara verdikten sonra, mümkünse ana yemeğe geçilmelidir. Böylece, iftara; su, çorba, peynir, zeytin, hurma veya kuru kayısı ile hafif başlayarak ana yemeğe daha sonra geçilmesi daha uygundur.

İftariyelik tüketiminden en az 15 dakika sonra, ana yemeğe geçilmesi, hazım açısından uygun olacaktır. Hamur işleri mümkün olduğu kadar, az tüketilmeli, yemeği yavaş yavaş ve lokmaları iyice çiğneyerek yemeliyiz.

TAM BUĞDAY, ÇAVDAR GİBİ POSALI BESİNLER TÜKETİN

Beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine, enerji verip aynı zamanda kan şekerinizin dengede kalmasını sağlayan bulgur pilavı, çavdar, tam buğday ekmeği veya kepekli ekmek gibi posalı besinler tercih edilmelidir. Bu besinler gün içinde daha tok kalmamızı da sağlayacaktır. Özellikle kızartmalardan, hamur işlerinden, aşırı şeker ve yağ içeren besinlerden ve asitli içeceklerden, uzak durmamız, gece oluşabilecek hazımsızlıklara, mide yanmalarına ve kilo problemlerine karşı sizi koruyacaktır. İftar yemeği, yoğurt, ayran, cacık, kefir, bol yeşillikli salata, birkaç dilim tam buğday ya da çavdar ekmeği ile desteklenmelidir. İftarda ağır hamur işleri, kızartma, kavurma, yağda kızartılmış şerbetli hamur tatlılarından uzak durmak gerekmektedir. Meyve tüketiminde kuru meyvelerden değil de, taze meyvelerden faydalanılması uygun olacaktır.

BİTKİ ÇAYI HAZIMSIZLIĞA İYİ GELİR

Yemeklerden sonra mideyi rahatlatmak adına çay ya da kahve yerine bitki çayının tercih edilmesi daha sağlıklı olacaktır. Ramazan ayında çay ve kahve iftardan en az bir saat sonra içilmelidir. Çay mümkünse, açık ve limonlu olmalıdır. Türk kahvesi ise şekersiz tüketilmelidir. İftarda birden yemeğe yüklenilmemelidir. Yemekten hemen sonra uyumamak gerekir. Yarım saat, soğuk ve yağışlı havada olmamak şartıyla,hafif tempoda yürüyüş yapın. İftarda şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar, meyve tatlıları veya meyve yemekten 1 saat sonra tüketebilirsiniz.

title