Haberler

Yaşımız daha farklı hesaplansaydı nasıl olurdu?

Mert Çuhadaroğlu

Mert Çuhadaroğlu

Yazar
08.06.2022 03:37

Bazı günlerde zaman bulduğumda yarım saat bile olsa farklı değişik konularda düşünmeyi ve fikir yürütmeyi seviyorum, bu yazının başlığı da öyle günlerden birisine denk geldi.

Biz genellikle insanın yaşı ve bilgisi arttıkça onu deneyimli olarak görme eğilimindeyiz. Örneğin 50 yaşındaki bir insanı 20 yaşında birisi ile kıyasladığımızda daha bilge kabul ederiz genellikle.

Çocukların özellikle dünyaya ilk geldikleri yıllarda yetişkinlerden çok farklı olarak bazı avantajları ve harika özellikleri olduğunu düşünüyorum, spiritüel konular başta olmak üzere pek çok harika yetkinlikleri var. Bu nedenle bu manada düşünüldüğünde yeni doğan bir çocuğu 100 yaşında kabul edip onun bazı konulardaki bilgeliğine, isteğine, merakına saygı duyabiliriz. İnsan yaşlandıkça pek çok özelliğini yitiriyor, hayal kurmak, her şeyin mümkün olduğuna inanmak gibi. Dolayısıyla 70 yaşındaki bir insanı da bu anlamda 30 yaşında kabul edebiliriz. 100'den başlayıp geriye doğru giden yeni bir yaş sisteminden bahsediyorum aslında.

Çocuklardan öğrenebileceğimiz çok fazla şey olduğunu düşünüyorum. En son katıldığım bir şirket açılışında birisi bir diğeri ise beş yaşında iki muhteşem çocuk ile harika zaman geçirdim. Cesaretleri, hayal güçleri gerçekten büyüleyiciydi. Bu özelliklerimizi ne zaman kaybediyoruz tam olarak bilmiyorum ama keşke uzun yıllar bizimle kalabilselerdi.

Bebekleri gözlemleyin, emeklemeyi ve yürümeyi öğrenmek ne kadar çok zaman alıyor öyle değil mi? Eğer yetişkin bir insanın olumsuz iç seslerine ve eleştirilerine sahip olsalardı bebekler asla yürümeyi öğrenemezlerdi. Demek ki sabırlı olmayı öğrenmek aynı zamanda istediğimiz şey istediğimiz zamanda ve şekilde olmadığında eleştirilerimizi kontrol edebilmemizi ve umutlu olmaya devam etmemizi de içeriyor.

Bebeklerin konuşmayı öğrenmeleri ve konuşmaya başlamaları da aynı yürüme olayında olduğu gibi uzun zaman alır. Hamilelik süresinin ve bebeği yetişkin hale getirmenin insanlardaki kadar uzun süre aldığı başka canlıların sayısı çok azdır. Buna rağmen nasıl olup da sonraları çok sabırsız hale geliyoruz?

Hayal kurmak, hayallere inanmak ve onların peşinden gitmek, pek çok şeyin mümkün olduğuna inanmak, umut dolu ve neşe dolu olmak, gülümsemek, önyargılardan uzak olmak bebeklerin ve çocukların sahip oldukları inanılmaz özelliklerden sadece bir kısmı. Bence bizimle kıyaslandıklarında çok daha bilge varlıklar. Onları bu halde koruyabilmek için elimizden geleni yapalım. Onlardan öğrenebileceğimiz o kadar çok şey var ki.

title