Haberler

Eğitimde dijitalleşme çağı

Cansu Ayar

Cansu Ayar

Ortaokul Yöneticisi / Bahçeşehir Koleji Konyaaltı Kampüsü
19.11.2021 11:28

13 Ocak 2020'de tanımlanan bir virüs tüm dünyayı etkisi altına aldı. Öğretmenler uzaktan eğitim sürecinde , birçok farklı platformda öğrencileriyle bir araya gelerek bu süreci en verimli şekilde ilerletme yoluna girmiştir. Daha önce yaşanan pandemiler bu kadar yaygın hale gelmemiş, bölgesel veya kıtalarla sınırlı kalmıştır. İnsan hareketliliğinin sonucu olarak son yaşanan pandemi yayılma hızı bakımından insanoğlunu hazırlıksız yakalamış denilebilir.

Uzaktan eğitim dönemini değerlendirdiğimiz zaman ve mekandan bağımsız olunması, hastalığın yayılmasını engelliyor olması, teknolojinin derslere daha çok entegre edilmesi , derslerin defalarca seyredilebilmesi olumlu özellikleri arasında yer almaktadır. Salgın döneminin en önemli fırsatı , rutin yoğunluğumuzun içinde düşünme fırsatı bulamadığımız tutum , davranış ve alışkanlıklarımızı gözden geçirmek geniş bir zaman doğmuştur.

Uzaktan eğitim dönemini çok verimli geçiren okulların yanı sıra, internet ve bilgisayar gibi kaynakların yetersizliği olan kırsal kesimlerde bu süreç sıkıntılı geçmiştir. Çevrimiçi verilen eğitimlere erişmede fırsat eşitsizliği olan öğrenciler özellikle gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan önemli bir sorundur. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 23 Mart 2020-7 Mayıs 2021 verilerine göre 18 milyonu aşkın öğrencinin yalnızca 14 milyon 82 bini uzaktan eğitime katıldı. Nitekim uzaktan eğitime erişim için elzem olan dijital aygıtlara sahip olma ve dijital okur-yazarlık durumu öğrencilerin ve ailelerinin sosyal, kültürel ve ekonomik durumlarından bağımsız değildir. Bu nedenle dijital cihazlara sahip olan öğrenciler ile olmayanlar arasında "dijital uçurum" çok daha fazla olacak ve bu da eşitsizlikleri derinleşecektir. Öğrenme kayıplarının oluşturduğu hasarlar öğrencileri 2 yıl geriye götürmüştür. Bu süreçte öğretmen veli iletişimini kuramayan , uzaktan eğitime hızlı adapte olamayan öğretmen ve veliler bu süreci çok daha sancılı geçirmiştir.

Bunlarla birlikte pandeminin öğrencilerin akademik eğitimlerine olumsuz etkisi kadar sosyal ve psikolojik durumlarına da olumsuz etkisi göz ardı edilemez. Nitekim okullar yalnızca akademik eğitimin verildiği mekanlar değildir. Öğrencilerin akranlarıyla birlikte sosyalleştikleri mekanlardır. Sosyalleşme ise psikolojik iyileşmeyi beraberinde getirir. Dolayısıyla uzun süre ev ortamında kalarak okul ortamından , öğretmenlerinden ve akranlarından uzak kalan çocukların sosyal ve psikolojik sorunlarla karşılaşmaya başladıklarını görüyoruz.

Ailelerin, eğitimi sürecini sadece okul ile eşdeğer görmeleri ve çocuklarının öğrenme süreçlerini konusunda yeterince bilgi sahibi olmamaları süreci daha zor hale getirmiştir…

2020 - 2021 eğitim-öğretim yılı içerisinde yaşadığımız bu can sıkıcı olayları değerlendirdiğimizde acil önlem olarak yeni stratejilerin oluşturulması gereklidir.

Bu stratejiler;

*Yeni çevrimiçi öğrenme platformlarının oluşturulması,

*Daha sağlıklı okul koşullarının sağlanması,

*Yeni iletişim yolları geliştirmek,

*Öğretmenlerin mesleki gelişimine önem vermek,

*Okulları kriz dönemine hazırlıklı hale getirmek,

*Öğretmenlerin teknoloji becerilerinin artması,

*Öğrencilerinde kendi kendine öğrenme becerileri kazanmaları, kendi öğrenme sorumluluklarını takip etmeli, öğrencilerin daha fazla sorumluluk alması gerektiği

*Öğretmenlerin dijital cihazları eğitime entegre etmek için gerekli teknik ve pedagojik becerilerinin geliştirilmesi sağlanmalıdır.

Tüm bu yeniliklerinin yönetilmesi ise salgın sonrasında oluşturulacak yeni okul yönetimi felsefesi ile mümkün olabilir. Bu planlar devam eden bir kriz sırasında geliştirilebilir, fakat ideal olarak krizler ortaya çıkmadan önce geliştirilmelidir.

Türkiye'de uzaktan eğitimle normalde hedeflenen kazanımlara erişilemeyeceği varsayımı var. Bu nedenledir ki sınav konuları buna göre şekillendiriliyor ve uzaktan eğitim dönemi konuları sınava eklenmiyor. Eğer bugünü bir fırsata dönüştürmek istiyorsak, öğrencilerimize daha fazla sorumluluk verip öğrenme sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerinin takipçisi olabiliriz. Eğer başarabilirsek bu başlı başına çok büyük bir kazanım olur. O zaman eğitim sistemini dönüştürmüş oluruz.

title