Haberler

Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu Toplantısı

Devlet Bakanı Ali Babacan, "Bizim İçin Türkiye'yi Sevmek Demek, Türkiye'nin Kalkınması, İleriye Gitmesi, Dünya Üzerinde Siyasi ve Ekonomik Olarak Bir Güç Haline Gelmesi, Ülkemizin Her Alanda Sonsuz İtibar Sahibi Olması İçin Çalışmak Demektir. Türkiye'nin Borç Yükünü Azaltarak Ülkemizin İstediği, Hak Ettiği Yere Gelebileceğine İnanıyoruz" Dedi.

Devlet Bakanı Ali Babacan, "Bizim için Türkiye'yi sevmek demek, Türkiye'nin kalkınması, ileriye gitmesi, dünya üzerinde siyasi ve ekonomik olarak bir güç haline gelmesi, ülkemizin her alanda sonsuz itibar sahibi olması için çalışmak demektir. Türkiye'nin borç yükünü azaltarak ülkemizin istediği, hak ettiği yere gelebileceğine inanıyoruz" dedi.

Babacan, yüzde 99.99'u blok satış yöntemiyle özelleştirileceği belirtilen Halkbank'ın özelleştirilmesinde 'metot değişikliği' sinyali verdi. Babacan, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısında yaptığı konuşmada, ilginç açıklamalarda bulundu. YOİKK Teknik Komite Eylem Planları'nı anlatan Babacan, başkanlığını Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın yürüttüğü Şirket Kuruluşu Teknik Komitesi'nin, şirket kuruluşu ile ilgili çalışmalarını başarılı bir şekilde tamamladığını söyledi. Önümüzdeki dönemde de teknik komitenin, şirket kuruluşlarının maliyet ve işlem sayısı açısından iyileştirilmesi çalışmalarını sürdüreceğini belirten Babacan, şunları söyledi: "Ayrıca TOBB tarafından yürütülen Ticaret Sicili Otomasyon Projesi 2007 Mart ayından itibaren uygulanmaya başlanacaktır. Yine Teknik Komite, şirket tasfiyeleri ile ilgili bir durum tespiti yaparak sürecin iyileştirilmesine yönelik bir çalışma yapacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın başkanlığında faaliyetlerini sürdüren İstihdam Teknik Komitesi, Bakanlığın hazırlamakta olduğu istihdam paketini yatırım ortamını iyileştirme perspektifi ile değerlendirilecektir. Teknik Komite ayrıca, işsizlik sigortası fonundan eğitim ve beceri kazandırma gibi aktif işgücü politikalarına ayrılacak kaynaklardan tüm işsizlerin yararlanmasına yönelik çalışmalar yapacaktır. Bu kapsamda, işgücü piyasasının analizi ve mesleki eğitiminin yönlendirilmesi konusunda çalışmalar yapılacak; Mesleki Yeterlilik Kurumunun etkin biçimde faaliyete geçmesini sağlayacak uygulama mevzuat çalışmaları tamamlanacaktır. DPT Müsteşarlığı'nın başkanlığını yürüttüğü Sektörel Lisanslar Teknik Komitesi, sektörel lisans ve ruhsat maliyetlerinde yapılabilecek iyileştirilmeleri tespit etmek üzere detaylı bir çalışma yapacaktır. Ayrıca, organize sanayi bölgelerinin izin ve ruhsat işlemlerinde tek durak ofis gibi faaliyet gösterebilmelerini teminen gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Başkanlığı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürütülen Yatırım Yeri Teknik Komitesi çalışmaları kapsamında, geçici faaliyet niteliğinde olan madencilik faaliyetlerine ilişkin imar izinlerinin düzenlenmesi amacıyla Madencilik Faaliyetleri izin Yönetmeliği'nde düzenleme yapılacaktır. Teknik Komite, arazi kullanımına ilişkin Mekansal Veri Alt Yapı çalışmalarını tamamlayacaktır. Gemi ve yat İnşa sanayinin ihtiyaç duyduğu yatırım yerleri için planlı alanlar kurulması yönünde çalışmalar yapılacaktır. Ayrıca, tarımsal üretime dayalı sanayi kolları için organize tarım bölgeleri oluşturulmasına yönelik çalışmalar da yapılacaktır. Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı'nın eş başkanlığında faaliyetlerini sürdüren Vergi ve Teşvikler Teknik Komitesi önümüzdeki dönemde vergi tabanını genişletici ve vergi kanunlarında kayıtdışılığa neden olan düzenlemelere ilişkin çalışmalar yapacaktır. Ayrıca, teknoparklar bünyesinde faaliyet gösteren işletmelere tanınan vergisel kolaylıklar ile yerinde AR-GE faaliyeti yürüten firmalara tanınan kolaylıkların etkinliği ve uygulama birliği gözden geçirilecektir. Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Gümrük Müsteşarlığı'nın eş başkanlığında faaliyetlerini sürdüren Dış Ticaret ve Gümrükler Teknik Komitesi, gümrüklerin personel ve idari kapasite açısından güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yürütecektir. Ayrıca, otomasyonlu gümrük idarelerinin sayısının artırılması çalışmaları çerçevesinde 88 gümrük idaresine ilaveten 11 gümrük idaresinin otomasyona geçirilmesine yönelik çalışmalar tamamlanacaktır. Teknik Komite, dış ticaretteki kambiyo işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasına yönelik çalışmaları yıl sonuna kadar tamamlayacaktır.

Babacan, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Patent Enstitüsü'nün eş başkanlığını yürüttüğü Fikri Mülkiyet Hakları Teknik Komitesi'nin ise, fikri ve sınai hakların korunması ve tescil süreçlerinin hızlandırılmasına yönelik mevzuatın Avrupa Birliği'ne (AB) tam uyumunun sağlanması ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi yönünde çalışmalar yapacağını kaydetti.

"ULUSLARARASI SERMAYELİ FİRMA SAYISI 15 BİNE YÜKSELDİ"

Babacan, ayrıca patentli buluşların sanayiye kazandırılması ve değerinin tespit edilmesi amacıyla 'Patent Değerlendirme Ajansı'nın kurulması için gerekli çalışmalar yapılacağını ifade ederek, "Teknik Komite, meslek birlikleri ile birlikte fikir ve sanat eserleri hakkında ortak veri tabanının oluşturulmasını; fikir ve sanat eserlerinin kiralanması ve ödünç verilmesine yönelik olarak ikincil mevzuatın yürürlüğe konulmasını da gerçekleştirecektir" şeklinde konuştu.

Bakan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başkanlığını Türkiye Yatırım Tanıtım ve Destek Ajansı'nın yürüttüğü Yatırım Promosyonu Teknik Komitesi, Ajans tarafından yürütülecek orta vadeli stratejik hedeflerin belirlenmesine katkı sağlayacaktır. Ajans, 2007 yılı Şubat ayı sonuna kadar kuruluş çalışmalarına İlişkin ikincil mevzuat düzenlemeleri ile personel alımı ve kurumsal atama sürecini tamamlayacaktır. Bu çalışmalar kapsamında, Türkiye Yatırım Portalı (InvestinTurkey) ve yatırım ortamı tanıtım broşürlerinin, sunum dili açısından çeşitlendirilmesi çalışmaları tamamlanacaktır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının başkanlığında faaliyetlerini yürüten KOBİ Teknik Komitesi, KOBİ'lerin finansmana erişim imkanlarını artırmak ve kolaylaştırmak üzere gerekli düzenlemeleri yapacaktır. KOSGEB'in imalat sanayi dışındaki sektörlere destek verebilmesine yönelik kanuni düzenleme yapılması ve bu çerçevede KOSGEB'in idari ve mali yapısının güçlendirilmesi de yine Teknik Komite'nin gündemindeki diğer önemli bir çalışma olacaktır. Ayrıca, Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı şirketlerine genel veya proje bazlı fon kurma yetkileri verilmesine ve kredi kefalet sisteminin daha etkin ve yaygın çalışmasına yönelik mevzuat çalışmaları Teknik Komite tarafından tamamlanacaktır. Komite, KOBİ'ler için BASEL ikiye yönelik bilgilendirme çalışmaları da yapacaktır. KOBİ Teknik Komitesi'nin gündeminde yer alan AR-GE ve yenilikçilik çalışmaları kapsamında; AB 7. Çerçeve Programı, diğer uluslararası fonlar ve milli fonlardan faydalanma imkanları ve AR-GE projelerinin hayata geçirilmesinde yetişmiş eleman açığını karşılayacak eğitim ve danışmanlık, AR-GE projelerine ön ödeme mekanizması oluşturulması, Sektörel bazda AR-Ge yapılmasını teminen, moda tasarımı, endüstriyel tasarım ve mühendislik tasarımı yapabilecek 'tasarım evlerinin' kurulması yönünde gerekli adımlar atılacaktır. Başkanlığı Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yürütülen Kurumsal Yönetim Teknik Komitesi çalışmaları kapsamında, borsada işlem gören şirketlerin kurumsal yönetim ilkelerini benimsemesi ve uygulamasına yönelik çalışmalar daha da ileriye götürülecek; borsa dışı şirketler için en iyi kurumsal yönetim uygulamalarının benimsenmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Teknik Komite ayrıca, kamu sermayeli şirketlerde kurumsal yönetim ilkelerinin belirlenmesi ve uygulanması için gerekli yasal altyapının tamamlanması için çalışmalarını sürdürecektir. Yatırımların artırılması tüm dünya ekonomilerinin öncelikli hedefleri arasındadır. Bu nedenle yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda ülkeler arası rekabet her geçen gün yoğunluk kazanmaktadır. Türkiye bu rekabet ortamında var olduğunu, uygulanmakta olan yatırım ortamını iyileştirme reform programının başarılı sonuçları ile ortaya koymuştur. Bu anlamda sağlanan ilerlemelerin ekonomik programımıza sağladığı katkı açıktır. Ancak yatırım ortamının hızla değişen öncelik ve ihtiyaçları düşünüldüğünde yeterli değildir. Zira, yatırım ortamının iyileştirilmesi, sürekli hareket eden bir hedeftir. Politikalarımız ve stratejilerimiz bu hareketli hedefi yakalayacak şekilde süreklilik arzetmeye devam edecek; çalışmalarımız aynı heyecan ve kararlılıkla sürecektir. YOİKK Teknik Komitelerinin önümüzdeki dönem için hazırladıkları eylem planları bu yaklaşımımızın somut bir göstergesidir. Özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum ki eylem planının takvimine baktığınızda yapılacak çalışmaların önemli bir bölümünün 2007'de tamamlanacağını göreceksiniz. Bu takvimi bugün kamuoyuna açıklayarak, bir bakıma tüm iş dünyamıza çalışmaları takip etme fırsatını da sunmuş oluyoruz.

Yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla yaptığımız tüm bu çalışmaların ülkemize sağladığı katkılar artık net bir şekilde herkes tarafından görülmektedir. Nitekim, gerek ulusal gerekse uluslararası yatırımlarda kayda değer artışlar sağlandığı ilgili tüm kesimler tarafından dile getirilmektedir. Alınan tedbirlerin uygulamada sağladığı etkileri ortaya koymak bakımından, her geçen gün artan sayıda ülkemizi tercih eden uluslararası yatırımcıların kurdukları şirket sayısı önemli bir göstergedir. 2006 yılı Kasım ayı sonu itibariyle (toplamda), ülkemizde 14.782 adet uluslararası sermayeli firma faaliyette bulunmaktadır. 2005 yılı Ocak-Aralık döneminde yaklaşık 9.7 milyar dolar olan uluslararası doğrudan yatırım girişi, 2006 yılının Ocak-Kasım döneminde, 18.3 milyar dolara ulaşmıştır. Son yıllarda yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda atılan adımların olumlu sonuçlarının uluslararası kuruluşlarca yapılan çalışmalara da yansıdığını görmekteyiz".

"BAZILARI SADECE SLOGAN ATARAK ÜLKENİN YÖNETİLEBİLECEĞİNİ ZANNEDİYOR"

Devlet Bakanı Ali Babacan, Dünya Ekonomik Forumu (Worid Economic Forum) 2006-2007 Küresel Rekabet Endeksi'ne göre Türkiye'nin 125 ülke içerisinde 59. sırada yer aldığını ifade ederek, aynı endekste Türkiye geçen sene 117 ülke arasında 71. sırada bulunduğunu hatırlattı. "AT Kearney Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Güven Endeksi" 2005 yılı verilerine göre, Türkiye'nin, yatırımcıların güvenini kazanan yatırım yeri sıralamasında 29. sıradan 13. sıraya yükseldiğini vurgulayan Babacan, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Teşkilatı (UNCTAD) tarafından yayımlanan 2006 yılı Dünya Yatırım Raporu'na göre ise ülkemizin, 35. sıradan 22. sıraya yükselerek bu anlamda gelecek vaat eden ülkeler arasında yer aldığını kaydetti. Babacan, Türkiye'nin artık yatırımlar için cazip bir ülke haline geldiğine, bu hedefte çok hızlı ilerleme kaydettiğine ve dünya ekonomisinin güçlü bir aktörü olma yolundaki iddiasını açıkça sergilediğini savundu. Türkiye, son 4 yıl içinde ekonomik, siyasi, diplomatik alanda tarihi nitelikte başarılar elde ettiğini ifade eden Babacan, "Yine bunlarla eş zamanlı olarak demokratikleşme ve insan hakları konusunda standartlarımızı çok daha üst seviyelere çekme çabalarımız devam etmektedir. Türkiye'nin bu hızlı ilerleme süreci şüphesiz bazı kesimlerde rahatsızlığa neden olmaktadır. Bu rahatsızlığın, farklı söylemler altında dile getirildiğine de üzülerek şahit olmaktayız. Özellikle uluslararası doğrudan yatırımlardaki artış, Türkiye'nin içine kapanmasından medet uman, yıllar boyu içine kapanık bir Türkiye'den nemalanmış kesimleri rahatsız etmektedir" diye konuştu. Babacan, şunları söyledi: "Bizim için Türkiye'yi sevmek demek, Türkiye'nin kalkınması, ileriye gitmesi, dünya üzerinde siyasi ve ekonomik olarak bir güç haline gelmesi, ülkemizin her alanda sonsuz itibar sahibi olması için çalışmak demektir. Bizim için Türkiye'yi sevmek demek, gayri safi milli hasılamızın (GSMH) 1 trilyon dolara ulaşması, kişi başına milli gelirimizin 10 bin dolan aşması, dış ticaret hacmimizin 1 trilyon doları aşması, işsizliğin makul seviyelere çekilmesi, yoksulluğun tamamen yok edilmesi için çalışmak demektir. Bazıları kendilerine hayali düşmanlar edinip onlarla mücadele ediyorlar. Biz, kendimize hedefler edinip, onlara ulaşmak için mücadele veriyoruz. Bazıları sadece slogan atarak ülkenin yönetilebileceğini zannediyorlar. Biz, slogan atarak değil, paradan sıfır atarak, enflasyonu tek haneli oranlara çekerek, faizleri düşürerek, Türkiye'nin borç yükünü azaltarak ülkemizin istediği, hak ettiği yere gelebileceğine inanıyoruz. Uluslararası doğrudan yatırımlara, 'Ülkemiz elden gidiyor' mantığıyla yaklaşmak, ülkeyi geçmişte olduğu gibi karanlığa sevketme çabalarının somut bir tezahürüdür. Eğer bu yaklaşımda bir art niyet yoksa, açıkça bir paranoya söz konusudur. Türkiye, kalkınmak için, ilerlemek için, bölgesinde ve dünyada söz sahibi güçlü bir ekonomi olmak için, yatırımlarını artırmaya devam etmek zorundadır. Yatırımların önüne engel çıkarmak, Türkiye'nin bu büyük hedeflerinin önüne engel çıkarmaktır. Bizler de bu anlayışla, Türkiye'nin yatırım ortamını iyileştirme konusundaki kararlılığımızı devam ettireceğiz. 4 yıl boyunca yatırım ortamını iyileştirme konusunda verdiğimiz mücadele, önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir. Bu mücadelede hükümetimize katkı veren, destek veren, elini taşın altına koyan tüm kesimlere, özellikle de Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesi için hep birlikte gayret gösterdiğimiz YOİKK üyesi arkadaşlarıma ve çalışmalarda katkısı bulunan bütün kurum ve kuruluşlara huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum".

Babacan, basın toplantısı sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Halkbank'ın özelleştirilmesi konusunda hükümetin tutumunun sorulması üzerine Babacan, "Hükümetimizin özelleştirme konusunda en ufak bir gevşemesi sözkonusu değildir. Halkbank'ın özelleştirilmesiyle ilgili nihai kararı yakında vereceğiz. Çalışmalarımız son aşamaya geldi. Bu konuda herhangi bir geri adım sözkonusu değildir" diye konuştu. Babacan, bir soru üzerine ise, TBMM'de görüşülen Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nın yasalaşma sürecinin CHP tarafından yavaşlatıldığını ileri sürerek, şunları söyledi:

"Anamuhalefet partisi çalışmaları yavaşlatıyor. Meclis iç tüzüğünün verdiği hakları kullanarak yasal düzenleme yapmamızı maalesef ağırlaştırıyor. Yasanın bu şartlarda bir an önce çıkması zor görünüyor ama Mayıs 2007'ye kadar hız bir rahatlama yapabilir miyiz diye araştırıyoruz. Türkiye ve TBMM'ye zaman kaybettiriliyor. Bunda doğmamış çocuğun hakkı var. Sadece, 'muhalefet olsun ne olursa olsun' mantığı nedeniyle istediğimiz yasal düzenlemeleri yapamıyoruz. Muhalefet yapmak için muhalefet yapmak Türkiye'ye zaman kaybettiriyor, bu da bizi çok üzüyor".

(YZE-ÖK-ÖK-E)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title