Yahudi Prensesinin Yaşamı Nasıl Dibe Vurdu?

FORBES dergisinin son yayımladığı ‘En zengin 400 Amerikalı’ listesine baktığımda zenginlerin

2009 yılında fakirleşmiş oldukları dikkatimi çekiyor. Ama böyle yoksulluk dostlar başına. Dünyanın en zengin adamı Bill Gates geçen 12 ay içinde 7 milyar dolar kaybetmiş. Kaybetmiş de ne olmuş, Gates 16 yıl arka arkaya en zengin ünvanını koruyor, serveti ise 50 milyar dolar. Microsoft’un akıl babası hala yerkürenin en zengini.

‘Yatırımcılar Kralı’ diye ün yapan Warren Buffet’ın 2008’in ilkbaharından bu yılın sonbaharına servet kaybı 10 milyar dolar. Gates’in yakın arkadaşı Buffett’ın Berkshire Hathaway şirketi hisselerinin yüzde 20 değer kaybetmesine rağmen 40 milyar dolarlık servetiyle listede ikinci sırada.

Yıllık bir dolar maaşla New York belediye başkanlığını yapan Michael Bloomberg yönettiği şehrin en zengini, Amerika bazında ise 8’inci. Geçen yıla kıyasla 1.5 milyar dolar kaybeden Bloomberg’ün net serveti 17.5 milyar dolar. Belediye başkanını takiben en zengin dört New York’lu ve servetleri: David Koch (16 milyar dolar), George Soros (13 milyar), Carl İcahn (10.5 milyar), Donald Perelman (10 milyar).

En zenginler listesini hazırlayan kıdemli editör Matthew Miller, “Bu yıl servet katliamı yaşandı. Ekonomik krizden herkes yara aldı, tüm sektörler etkilendi. Ülkede süper zenginlerin toplam servet kaybı 300 milyar dolar oldu. Geçen 12 ayda kollektif servet miktarı 1.57 trilyondan 1.27 trilyona düştü” diyor.

Miller New York borsasının çökmesiyle servet kaybına uğrayan süper zenginlerin gene de dimdik ayakta kaldıklarına işaret ediyor: “Zenginleşmeye başlayınca daha zengin olma şansın artıyor. Çünkü mega zenginler ekonomiyi, halkın ne yediği, hangi müziği dinlediği, ne giydiği gibi daha pek çok şeyi kontrol ediyorlar.”

Zenginler sınıfında olmasa dahi birkaç hafta öncesine kadar para sıkıntısı çekmeden yaşayan bir New York’lunun hikayesi ibret verici. Barbara Juris adlı kadın tanınmış bir yazara içini döküyor: “Benf Yahudi Amerikalı Prenseslerin en ünlüsüydüm. Yalnızca Chanel ayakkabılar giyerdim, çantalarım Chanel idi, üç bin dolar fiyatlı. Saatim Bulgari... Elbiselerim 2 bin dolar etiketliydi. Saçlarımı sosyete kuaförü Sally Hershberger’e yaptırırdım, bahşiş hariç 600 dolara. Manikürcüm evime gelirdi. Pırlanta bileziklerim vardı. Hiç otobüse binmedim, bir yere gideceğim zaman araba servisini kullanırdım. Riverdale’deki dört yatak odalı evimiz çok gösterişli idi. Haftada beş kere temizlikçiler gelirdi. Geçen Noel’de bir gece içinde bütün yaşamımız ters yüz oldu.”

Amerika’nın üstüne çöken ekonomik kriz mirasyedi gibi para harcayan 57 yaşındaki Barbara’yı fena çarptı. 34 yıllık kocası Larry eğlence aleminde kendisine yılda 250 bin dolar getiren işini tümüyle kaybetti. Juris’ler kazançlarının üstünde para harcıyorlardı. Hiç birikimleri yoktu. Lüks evlerinin aylık 2000 dolar ipotek ödemesini yapamadıkları gibi kredi kartlarına borçlarını da karşılayamadılar. Barbara dibe çarpan hayatını özetliyor: “Ev elimizden gitti. Bulgari saatimi sattım, arkadan EBay’de Chanel çantalarımı. Ama borçların biteceği yoktu. Bankama gidip ödemelerde indirim yapmalarını aksi halde iflas ilan ettiğim takdirde hiç para alamayacaklarını söyledim. Kabul ettiler. Bu arada 26 bin dolarlık evlilik yüzüğümü de satıp borçlara yatırdım. Artık kuruşun hesabını yapar hale geldim.”

Barbar Juris şimdi Manhattan’da imalathanelerin bulunduğu sokakta giyim eşyalarının seyyar satıcılığını yapıyor. Halk otobüslerine binmeye de başlamış.

Haberler