Haberler

Washington'dan 6 Mesaj

ABD Dışişleri Bakanlığının Üç Numaralı İsmi Nicholas Burns, Gelecek Hafta Yapacağı Türkiye Ziyareti Öncesi Türk-amerikan İlişkilerinin Geleceğine İlişkin Mesajlar Verdi. Burns, Gül ve Başbakan Erdoğan İçin, "Güvenilir İsimler. Bize Verdikleri Sözleri Tuttular" Dedi. Türkiye'nin Ortadoğu'da Öneminin Arttığını İfade Eden Burns, Yakın Stratejik Ortaklığın Canlandırılması Gerektiğini Söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığının üç numaralı ismi Nicholas Burns, gelecek hafta yapacağı Türkiye ziyareti öncesi Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine ilişkin mesajlar verdi. Burns, Gül ve Başbakan Erdoğan için, “Güvenilir isimler. Bize verdikleri sözleri tuttular" dedi. Türkiye'nin Ortadoğu'da öneminin arttığını ifade eden Burns, yakın stratejik ortaklığın canlandırılması gerektiğini söyledi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Burns, Washington'daki düşünce  kuruluşlarından Atlantik Konseyi tarafından düzenlenen ve Türkiye ile  ilgilenen önemli isimlerin katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada,  “Türkiye ile ilişkilerimizde önemli bir zaman. Türkiye, yeni hükümetini  seçti. İlişkilerde yeni bir dönem başlıyor” dedi.

Toplantıda, ABD'nin eski Ankara Büyükelçilerinden ve daha önce Burns'ün  görevinde bulunan Marc Grossman'ın sunduğu Burns, "Irak, İran ve  Suriye'ye komşu olan Türkiye'nin, 2008 yılında ABD ile bağlantısının çok  daha önemli hale geleceğini" vurguladı. Burns, “Türkiye, Orta Doğu'daki  olayları daha derin bir şekilde anlamamıza yardım edebilir. Biz iyi  dinliyoruz. Ancak Türk yetkililerinin, dünyanın bu bölgesindeki  stratejik zorluklara cevap verilmesinde katılımcı olmasına ihtiyacımız  var” diye konuştu.

Türkiye'nin enerji koridoru olarak önemine değinen Burns, "İran ile  Türkiye arasında imzalanan gaz anlaşmasından rahatsızlık duyduklarını"  belirtti ve "dünyanın kesinlikle İran'ı desteklememesi, yaptırım  uygulaması gerektiğini" söyledi. Burns, "İran'ın, Türkiye'nin komşusu ve  ticaret ortağı olduğunu anladıklarını" belirtmekle birlikte, “İran ile  her zaman olduğu gibi iş yapmanın zamanı değil. Bunu, Japonya, Güney  Kore, Hindistan ve Pakistan gibi İran ile iş yapan diğer  müttefiklerimize de söylüyoruz” dedi.

Burns, “Orta Doğu'da barış ve güvenliğin geleceği, başta Türkiye ve ABD  olmak üzere diğer ülkelerin vereceği doğru kararlara dayanıyor”  ifadesini kullandı.

"Türkiye ile yakın stratejik ortaklığı canlandırmaya ihtiyaç olduğunu"  kaydeden Burns, bu çerçevede kendisinin gelecek hafta İstanbul'da,  ABD'nin politikası doğrultusunda “Ekümenik” olarak nitelediği Fener  Rum Patriği Bartholomeus, Türk iş çevreleri ve sivil toplum  kuruluşlarıyla, Ankara'da da resmi yetkililerle bir araya geleceğini  kaydetti.

Kendisinden sonra ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın, Irak'a komşu  ülkeler toplantısına katılmak üzere Türkiye'ye gideceğini belirten  Burns, gelecek aylarda birçok üst düzey temasın gerçekleşmesinin  öngörüldüğünü ifade etti.

"ABD'nin Irak'taki tutumu yüzünden Türkiye'de Amerikan karşıtlığının  arttığını" belirten Burns, "buna karşın ilişkilerde tezkere döneminin  ardından yaşanan sıkıntıların artık geride kaldığı inancının hem Ankara  hem de Washington'da kuvvetlendiğini" söyledi.

Burns, "ziyareti sırasında, ilişkilerdeki merkezi unsurların yeniden  ortaya çıkarılmasını vurgulayacağına" işaret etti.

“Türkiye, bizim Geniş Orta Doğu'daki çıkarlarımız için kritik önemde”  diyen Burns, Türkiye'nin “tarihi” olarak nitelediği seçimleri  tamamladığını ve bu seçimlerle Türk demokrasisinin ne kadar güçlü  olduğunu sergilediğini, Müslüman dünyasındaki en etkili demokrasisi  olduğunu ifade etti.

"Seçim sonuçlarının belirleyici olduğuna" işaret eden Burns,  "Türkiye'nin şimdi içeride yenilenme ve büyüme dönemine girdiğini, dış  politikada daha büyük sorumluluklar üstleneceği bir dönemin başladığını"  belirtti.

Burns, “ABD, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip  Erdoğan ile mükemmel ilişkilerin devam etmesini bekliyor” dedi.

"Bush ve Rice'ın, Gül ve Erdoğan'ı yakından tanıdığını ve birlikte  çalıştıklarını" kaydeden Burns, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan  için, “Güvenilir isimler. Bize verdikleri sözleri tuttular. Daima  ABD'nin iyi müttefikleri oldular. Bu ilişkileri geliştirmek için çok  çalıştık” diye konuştu.

        

“TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ ARTTI”

        

"Bölgede istikrar için şimdi karşılıklı ve ortak çıkarlara ilişkin yeni  bir stratejik tartışma döneminin başlayacağını" belirten Burns,  "Türkiye'nin Ortadoğu'da çok uzun bir tarihinin bulunduğunu, Tanzimat  dönemiyle başlayan bir reform sürecinden geçtiğini" söyledi ve  “Türkiye, Müslüman bir toplum içindeki en başarılı laik demokrasidir.  Bunun Geniş Orta Doğu için de olumlu yankıları var” dedi.

"Bu noktada, 15 yıl önce ABD'nin o dönemdeki Ulusal Güvenlik Danışmanı,  Emekli General Brent Scowcroft ile birlikte çalışırken, bazı Amerikalı  diplomatların, 'Soğuk Savaş bitti, artık Türkiye'nin önemi azalacak'  dediklerini, ancak yanıldıklarını" anlatan Burns, “Bugün Türkiye'nin  bizim için önemi, eskisinden bile daha fazla. Orta Doğu, bizim ulusal  güvenlik çıkarlarımız için dünyada en hayati bölge” diye konuştu.

"Türkiye'nin, bölgede her ülkeyle çalışabildiğini, eşsiz derecede nüfuz  sahibi olduğunu" belirten Burns, “Türkiye ile Orta Doğu'da vazgeçilmez  ortaklar olarak çalışmamız çok önemli” dedi.

"İlişkilerde, 2002-2005 yılları arasında, Irak Savaşı'ndan kaynaklanan  zorluklar, yanlış anlamalar ve iletişim güçlükleriyle karşılaşıldığına"  işaret eden Burns, “Ancak artık virajı aldık. Dengemizi yeniden  kazandık. Bu seçimlerle beraber, daha güçlü bağlara sahip olma fırsatı  var” ifadesini kullandı.

Burns, "Rice ve Gül'ün, ilişkilerin yeniden canlandırılması için beraber  çalıştıklarını ve 'stratejik vizyon belgesinin' bu yöndeki ilk somut  adım olduğunu" belirtti.

"Ekonomik ve siyasi reformların, Türkiye'ye AB yolunu açacağını" ifade  eden Burns, "son meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir kez daha  Türkiye'de demokrasinin ne derece olgunlaştığını gösterdiğini" kaydetti.

"Modern Türkiye için anayasal sürece saygının önemine" işaret eden  Burns, “Abdullah Gül'ün, ülkemizin bir dostu olarak Cumhurbaşkanı  seçilmesini çok büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

Burns, "Türkiye'nin bölgesel liderlik rolünü üstlenebileceğini" de  belirtti.

"Türkiye'nin 'iki kimlikli' olduğunu" söyleyen ve bunları “Ortadoğulu  ve Avrupalı” olarak adlandıran Burns, "bunun, Türkiye'nin Orta  Doğu'daki nüfuzu ve ABD ile ilişkileri bakımından önemli olduğunu"  kaydetti.

"Bush'un, Türkiye'nin AB üyeliğinin belki de en büyük destekçisi  olduğunu" belirten Burns, “Türkiye, Avrupa'nın geleceğinde hak ettiği  yeri ve sesi bulmalı” dedi. Burns, "Avrupa'nın da sosyal ve dini  problemlerle uğraşırken, hoşgörü ve bir arada yaşamayla ilgili  Türkiye'den bazı şeyler öğrenebileceğini" ifade etti.

        

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ

        

"ABD'nin PKK'yı terörist bir örgüt olarak tanıma pozisyonunun, eski  başkanlardan baba George Bush döneminden bu yana değişmediğini"  vurgulayan Burns, "Türklerin teröre verdikleri kurbanlar için yas  tuttuklarını" söyledi.

"ABD'nin, PKK ile savaşta Türkiye ve Irak'a yardım ettiğini" belirten  Burns, “Yavaş olmakla birlikte emin bir ilerleme sağlıyoruz” dedi.  "PKK'ya karşı atılacak somut adımlara ilişkin bir mekanizmanın  oluşturulduğunu" kaydeden Burns, “Bundan 6 ay sonra Türk halkı, PKK'ya  karşı somut adımlar atıldığını görmüş olacak mı?” sorusu üzerine de  “Kesinlikle öyle umuyorum” diye konuştu.

“Umarım bizim iyi niyetimizi sorgulamıyorsunuz” diyen Burns, "PKK'nın  başı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasına ABD'nin yardım ettiğini"  hatırlattı.

        

ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER

        

Ermenistan'ın Washington Büyükelçisi Tatul Markaryan'ın da katıldığı  toplantıda Burns, "Türkiye ile Ermenistan'ın ilişkilerinin  normalleştirilmesine ve Türk-Ermeni sınırının açılmasına önem  verdiklerini" söyledi.

Burns, "ABD kongresinde bekleyen 106 sayılı, 1915 olayları ile ilgili  tasarının kabul edilmesini desteklemediklerini" belirtti.

"AK Parti'nin seçimleri kazanmasının ardından, Türkiye'nin Ermenistan'a  el uzatmasını ve Ermenistan'ın da aynı ruhla bu çağrıya yanıt vermesini  umduklarını" ifade eden Burns, “Ermenistan ile sınırın açılmasını talep  ediyorsunuz, ama Ermenistan o sınırı tanımıyor ki?” denilmesi üzerine  “ABD, Türkiye ile Ermenistan arasına giremez” dedi.

        

KIBRIS

        

Burns, Kıbrıs ile ilgili olarak da KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat  ile Kıbrıs Rum kesimi lideri Tasos Papadopulos'un görüşmesinden memnun  olduklarını ifade etti ve bu görüşmelerin ilerletilmesini  cesaretlendirdiklerini belirtti. Burns, sonbaharda Kıbrıs'a gitmeyi  planladığını, ABD'nin Kıbrıs'taki çözüm çabalarına desteğinin sürdüğünü  söyledi.

Burns konuşmasında, Türkiye'de reformların ilerletilmesinden  bahsederken, "Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin kaldırılmasını ve  Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılmasını" tavsiye etti.

Bir katılımcının, “Amerikan basınının yazdığı gibi Türkiye'de laikler  azınlıkta mı? Eğer öyleyse azınlıkları koruyan ABD bu konuda ne  yapacak?” demesi üzerine de Burns, “Türk siyasi hayatına müdahale  etmek ABD'nin işi değil. Bizim Türk hükümetine ve demokrasisine  inancımız tam” diye konuştu.

Toplantıya Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy, Amerikalı  emekli General Brent Scowcroft, ABD'nin eski Ankara Büyükelçilerinden  Morton Abramowitz ve Mark Parris de katıldı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Dünya

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title