Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekattır? Abdest nasıl alınır? 24 Ocak hutbesi
İslam aleminde heyecanla beklenen bir zaman olan günlerin en değerlisi Cuma günü geldi! Duaların geri çevrilmediği bu mübarek günde, Cuma namazı için camilere akın edilir. Sokaklara taşan cemaat, imamın okuyacağı 24 Ocak Cuma hutbesi huşu içinde dinleyecek. Peki, Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekattır? İşte, Cuma hutbesi metni ve detaylar...
Bir Cuma gününe daha gelmenin sevinci ve heyecanı ile Cuma namazı vakti için hazırlıklara başlandı. İslam aleminin haftalık bayramı olan Cuma gününde, Müslümanlar camileri dolduracak ve hatta birçok yerde sokaklara taşacak. Diyanet tarafından hazırlanan 24 Ocak Cuma hutbesi konusu Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlendi. Peki, Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekattır, kime farzdır, sünnetleri nelerdir? Abdest nasıl alınır? Cuma hutbesi metni ve Cuma namazı hakkında merak edilenler haberimizde.
CUMA NAMAZI NASIL KILINIR, KAÇ REKATTIR?
Cuma günü camide öğle namazı vaktinde cemaatle kılınır. Cuma namazı dört rekat ilk sünnet, iki rekat farz ve dört rekat son sünnet olmak üzere on rekattır. Önce ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dini konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar.
Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekat Cuma namazı kıldırır. İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekat Cumanın farzı kılınır. Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur.
Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.
CUMA NAMAZI KİMLERE FARZDIR?
Şu şartları taşıyan kişiye Cuma namazı kılmak farz olur:
1. Müslüman olmak,
2. Akıllı olmalı,
3. Ergenlik çağına gelmiş olmak,
4. Erkek olmak,
5. Hür ve serbest olmak,
6. Mukim olmak (misafir olmamak),
7. Sağlıklı olmak,
8. Kör olmamak,
9. Ayakları sağlam olmak.
ABDEST NASIL ALINIR?
Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafında abdest nasıl alınır şöyle anlatılmış; Niyet ve besmele ile abdeste başlanıp önce eller bileklere kadar ve parmak araları da hilallenerek/ovuşturularak üç defa yıkanır. Varsa deri üzerindeki hamur, boya, sakız gibi maddeler temizlenir. Parmaktaki yüzük oynatılır. Misvak veya diş fırçası ile, bunlar yoksa sağ elin parmaklarıyla dişler temizlenir. Sağ el ile üç defa ağza, üç defa da burna su verilir. Üç kere yüz yıkanır. Sonra dirsekle birlikte sağ kol üç defa, sonra aynı şekilde sol kol üç defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak avuç ve parmakların içiyle başın üstü bir defa mesh edilir. Bu şekilde başın dörtte birini mesh etmek yeterli ise de iki elle başın tamamının mesh edilmesi Malikî mezhebine göre farz, diğer mezheplere göre sünnettir. Eller yine ıslatılarak başparmakla kulağın dışı, şehadet parmağı veya serçe parmakla içi mesh edildikten sonra her iki elin arkasıyla boyun mesh edilir. Önce sağ, sonra sol ayak, parmak uçlarından başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dâhil olmak üzere yıkanır. Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
CUMA HUTBESİ METNİ
Diyanet'in sitesinde yayımlanan 24 Ocak Cuma Hutbesi metni şu şekilde:
SORUMLULUK SAHİBİ BİR BABA OLABİLMEK
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimizin insanoğluna lütfettiği en
kıymetli nimetlerden biri aile olmaktır. Zira aile
güvendir, dayanaktır, sığınaktır. İyilikte
yardımlaşmak, el birliğiyle kötülüğe engel olmaktır.
Aile aynı zamanda insanı geleceğe hazırlayan en
önemli kurumdur. İnsan ilk eğitimini ailesinden alır.
Karakteri aile ocağında şekillenir. Sevgiyi, saygıyı,
dürüstlüğü önce anne babasından öğrenir.
Ailede anne ile birlikte babaya da önemli
görevler düşmektedir. Babanın sorumluluğu ailesinin
maddi ihtiyaçlarını karşılamaktan ibaret değildir.
Merhamet eğitimi almış, güzel ahlakla donanmış,
değerlerini benimsemiş bir nesil yetiştirmek her
babanın öncelikli sorumluluğudur. Hutbemin başında
okuduğum hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.s) şöyle
buyurmaktadır: "Bir baba çocuğuna güzel ahlâktan
daha değerli bir miras bırakmış olamaz."
Aziz Müminler!
Baba olmak, Hz. Nuh misali evladının imanla
şereflenmesi için gayret göstermektir. Onun dünya ve
ahiret saadetini kazanması için çırpınmaktır. Hz.
Nuh, tevhit gemisine binmeyi reddeden oğluna son
bir umutla şöyle seslenmişti: "…Haydi yavrum gel,
sen de bizimle birlikte gemiye bin, kâfirlerle
beraber olma!"
Kıymetli Müslümanlar!
Baba olmak, Hz. İbrahim misali duayı dilinden
düşürmemektir. İtaatkâr bir kul olabilmek için
Allah'a sığınmaktır. Salih bir nesil için O'na
yalvarmaktır. Nitekim İbrahim (a.s) Rabbine şöyle
niyaz etmişti: "Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim
olanlardan eyle, soyumuzdan da sana teslim
olacak bir ümmet çıkar. Bize ibadet usullerimizi
göster, tövbemizi kabul et. Şüphesiz tövbeleri
kabul eden, merhameti bol olan yalnız sensin."
"Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları
namaza devam edenlerden eyle! Ey Rabbimiz,
duamı kabul eyle!"4
Değerli Müminler!
Baba olmak, Hz. Yakup gibi zorluklar
karşısında metanetini korumaktır. Ne kadar ağır
olursa olsun dünya imtihanını sabır ve tevekkülle
karşılamaktır. Evladına daima sevgiyi, merhameti,
adaleti ve şefkati aşılamaktır. Yanlış yaptıklarında
onları uyarmak ama hiçbir zaman onlardan ümidini
kesmemektir. Hz. Yakup, kıskançlıkları sebebiyle
kardeşleri Hz. Yusuf'u kuyuya atan çocuklarına şöyle
seslenmiştir: "…Hayır! Nefsiniz sizi kötü bir iş
yapmaya sürüklemiş; artık bana düşen güzelce
sabretmektir. Anlattığınız şeyler karşısında, bana
yardım edecek olan ise ancak Allah'tır."
Aziz Müslümanlar!
Baba olmak, Hz. Lokman gibi evladına şefkatle
öğüt vermektir. Ona doğruyu ve yanlışı, haramı ve
helali öğretmektir. Hz. Lokman, oğluna şu güzel
nasihatlerde bulunmuştur: "Yavrucuğum! Allah'a
ortak koşma; çünkü O'na ortak koşmak elbette
büyük bir zulümdür." "Yavrucuğum, namazını
özenle kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye
çalış, başına gelen musibetlere sabret." "Gurura
kapılarak insanlara burun kıvırma, yeryüzünde
böbürlenerek yürüme; unutma ki Allah gurura
kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez."
"Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini de yükseltme…"6
Değerli Müslümanlar!
Baba olmak, âlemlere rahmet olarak gönderilen
Peygamberimizin sünnetinin izinde yürümektir. Allah
Resûlü (s.a.s), örnek bir aile babasıydı. Çocukları
arasında hiçbir ayrım yapmazdı. Kızı Fatıma'yı
görünce ayağa kalkar, elinden tutar, şefkatle öper ve
kendi yerine oturturdu.
O sadece kendi yavrularına
değil bütün çocuklara anlayışlı davranırdı.
Peygamberimizin terbiyesinde büyüyen Hz. Enes,
Resûl-i Ekrem'den şöyle bahseder: "Resûlullah'a on
sene hizmet ettim. Vallahi bana bir kez olsun 'Öf!'
bile demedi."
Muhterem Müminler!
Çocuklarımız bizden ilgi ve şefkat bekler.
Yanımızda değerli olduklarını hissetmek ister. Hayatı
öğrenirken, kendilerine rehberlik edecek pusula,
sığınacakları liman olmamızı arzu eder. Öyleyse
günlük hayatın koşuşturması ve geçim telaşı içinde
çocuklarımızı ihmal etmeyelim. Dinine, vatanına ve
bütün insanlığa faydalı nesiller yetiştirmek için her
türlü fedakârlığı gösterelim. Yavrularımızı
sevgimizden, ilgimizden ve duamızdan mahrum
bırakmayalım.