Uluslararası Selefilik Konferansı" Sona Erdi

Arap ve Uluslararası İlişkiler Forumu Genel Müdürü Muhammed el-Ahmeri, "İnsanlar çağların çocuklarıdır. 7. yüzyıldaki dini kuralları günümüze uygulamamamız gerekmektedir." dedi.

Katar Merkezli Arap ve Uluslararası İlişkiler Forumu'nun düzenlediği Uluslararası Selefilik Konferansı'nın ikinci gününde Orta Doğu ülkelerindeki Selefilik örnekleri, Selefilik-medya ilişkisi ve Selefiliğin değişim ve dönüşümü ele alındı.

Arap ve Uluslararası İlişkiler Forumu Genel Müdürü Muhammed el-Ahmeri Selefiliğin tekfircilikten sıyrılması gerektiğini belirterek, "Kıbleye dönen birinin tekfir edilmesi başka hiçbir grup tarafından yapılmamaktadır. İnsanlar çağların çocuklarıdır. 7. yüzyıldaki dini kuralları günümüze uygulamamamız gerekmektedir. Çünkü, Müslümanlar, insanları yüceltmiyor aksine İslam insanları yüceltiyor. Allah kelamından başka kutsal yoktur. Fıkıh usullerinde selef diye bir şey yoktur. İcma-kıyas, kitap ve sünnet vardır. Selefilerin metotlarında icma varsa her zaman kabul edilebilirlerdi. O nedenle, selefiliği tekrardan ele almamız gerekiyor." dedi.

Radikal selefiliğin, görünürde alınan bütün karşı güvenlik tedbirlerine rağmen, paradoksal bir şekilde Batı'da da yükselişini sürdürdüğünü söyleyen Batı Darfur'daki Gneina Üniversitesi İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Faroug Ahmed Yahya ise "Radikal Selefilik, özellikle kişilerin oluşturulduğu ergenlik dönemlerinde ve üniversitelerde yaygınlaşıyor. Radikal Selefilik, toplumda kadının konumunu ve sanatı engellediği için Afrika halklarının geçmişine pek uymuyor olsa da manevi eksikliği olan Afrikalı gençleri kendi tarafına çekmektedir." dedi.

"Modern medyada Selefi propaganda"

Modern medyada özellikle dini içerik oluşturan televizyon kanallarının kendilerine has ekoller geliştirdiklerini belirten Gazeteci ve Din Sosyolojisi Uzmanı Faiza Kallal, "Arap dünyasında Selefi medyanın ortaya çıkması ve bu anlamda üretilen programlar insanları etki altına almaktadır. Özellikle modern medyanın kendi içeriğini hazırlaması ve aynı zamanda direkt hocaların ve şeyhlerin bu kanallar aracılığıyla doğrudan kitlelere hitap etmesi Selefi propagandayı minberlerden kitle iletişim araçlarına indirgeyerek farklı bir boyuta taşımıştır." açıklamasında bulundu.

1000 üniversite öğrencisi üzerinde yaptığı araştırma hakkında bilgi veren Kallal, "Bu araştırmanın sonucunda tespit ettiğimiz en önemli şey Selefi medya dini motor olarak kullanıp toplumları ıslah etmeye yönelik bir metot belirlemiştir. İdeolojik, özellikle mezhebi propagandalar yapılmıştır." dedi.

Radikal Selefilerin geniş kitleleri bilhassa gençleri etkilediği en büyük eylem şeklinin sosyal medya içerikleri olduğunu belirten Kallal, "Yaşadıkları toplumlara tutunamayan gençleri internet aracılığıyla etkileyerek fikren kendilerine çekmeye çalışıyorlar. Bunu ancak eğitim ile engelleyebiliriz." değerlendirmesini yaptı.

Mısır özelinde Radikal Selefilik'e değinen Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Araştırmalar Merkezi Öğretim Üyesi Dr. Cemal Nassar ise "Mısır'da Selefilik ile ilgili pek çok kurul vardı. Bunların siyaset ve toplumla ilgili çok ciddi meşgaleleri yoktu. Mısır'da bütün Müslüman ümmeti baskı altında yaşıyordu. Mısır'ın yaşamış olduğu kırılma tecrübe eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Dini fikirleri nasıl uygulayacaklarını bilselerdi şu anki durum farklı olurdu. Selefi hareketlerin Mısır'da nasıl bir rolleri olacağını iyi belirlemeleri lazım. Yoksa, şu anki yönetimle karşı karşıya gelmeleri iyi sonuçlar doğurmayacaktır." açıklamasında bulundu.

90 ülkeden 250 akademisyenin katıldığı konferansın sonuç bildirgesi kasım ayında İngilizce, Türkçe ve Arapça dillerinde yayınlanacak.

CEO Güncel Haberler