Haberler

Tzob Başkanı Bayraktar'dan 'Okul Sütü Programı Yeniden Başlatılsın' Çağrısı

Sağlık Bakanlığı Tarafından 2006 Yılında Ankete Dayalı Olarak Yapılan Bir Çalışmada; Ankete Katılan Bireylerin Sadece Üçte Birinin Süt Tükettiği Görüldü. Süt Tüketmeyenlerin Tüketmeme Sebebini 'Sütü Sevmemek' Olarak Açıkladığı Görülürken, Sütü Sevmeme Oranının 30 Yaş Altı Bireylerde 30 Yaş Üzerine Göre Daha Fazla Olduğu Gözlendi.

Sağlık Bakanlığı tarafından 2006 yılında ankete dayalı olarak yapılan bir çalışmada; ankete katılan bireylerin sadece üçte birinin süt tükettiği görüldü. Süt tüketmeyenlerin tüketmeme sebebini 'sütü sevmemek' olarak açıkladığı görülürken, sütü sevmeme oranının 30 yaş altı bireylerde 30 yaş üzerine göre daha fazla olduğu gözlendi.

Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gelişmiş ülkelerdeki süt tüketim rakamlarının Türkiye ile karşılaştırıldığında Avrupa Birliği'nde Türkiye'nin 10.7 katı, Amerika Birleşik Devletleri'nde ise 11.8 katı daha fazla süt tüketildiğini kaydetti. Türkiye'de süt tüketiminin, gelişmiş ülkelerle kıyaslanamayacak derecede düşük olduğuna işaret eden Bayraktar, dünyada birçok ülkenin bu sorunu çözmek için bireyleri özendirici ve teşvik edici

okul sütü programlarına başvurduklarını hatırlattı. Bayraktar, mevcut verilerin 60'dan fazla ülkede okul sütü programlarının uygulandığını gösterdiğini de belirterek, süt tüketimini artırma amaçlı gelişmiş ülkelerde uygulanan programların genel itibariyle yasal altyapısının olması noktasında benzerlik gösterdiğini kaydetti. Bayraktar, uygulamalardaki farklılıkların ülkeden ülkeye değiştiğini de belirterek, şunları kaydetti:

"Örneğin; AB'de, eğitim kuruluşlarındaki öğrencilere, işlenmiş süt ürünlerinin tedarik edilmesi için topluluk yardımları verilmektedir. Ayrıca, bu yardımlara ilaveten üye ülkeler, aynı ürünler için ulusal yardımlar da verebilmektedirler. Üye ülkeler, ulusal yardımlarını süt sektörüne bir vergi koymak ya da süt sektöründen diğer herhangi bir katkıyla finanse edebilmektedirler. Bu hususlar 1999 yılında çıkarılan bir yönetmelikle belirlenmiş ve yasal olarak garanti altına alınmıştır. Çek Cumhuriyeti

çalışmalarda ulaşılan başarıda devletin rolünü en açık şekilde ortaya koyan ülkedir. Küçük ölçekli bir işletme tarafından 1996 yılında başkent Prag'da başlatılan 'Okul Sütü Programı', AB'ye üyelik sürecinde 1999 yılından itibaren devlet projesi haline gelmiştir. Çek Cumhuriyeti'nde 2004 yılında 2569 okulda 540 bin öğrenciye süt ve süt ürünleri (uht süt, aromalı süt, yoğurt, sütlü tatlılar, sütlü çikolatalar ) dağıtılmış ve programın süt tüketiminde yüzde 19 oranında bir artış sağladığı gözlenmiştir. Program

'Laktea' adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş tarafından yürütülmüş ve finansmanın yüzde 50'si ulusal ve topluluk yardımları ile yüzde 50'si ise aileler tarafından karşılanmıştır. Bir diğer başarılı uygulama örneği Portekiz'dir. Bu ülkede 'Okul Sütü' uygulamaları sonucunda yıllık kişi başına içme sütü tüketimi 29 litreden 70 litreye yükselmiş, 10 yıl içerisinde boy ortalamasında 3 santimetreye yakın artış olmuş, ayrıca çocukların okula devam ve zihinsel aktivitelerinde belirgin değişiklikler gözlenmiştir.

Meksika' da uygulanan Okul Sütü Programı, tamamen devlet desteği ve finansmanı ile sürdürülmektedir. Yoksul ailelerdeki okul çağı öncesi 0-5 yaş çocukları için de ailelere süt dağıtımı yapılmaktadır.Dağıtım, kahvaltı şeklinde olup, sütün yanı sıra meyve ve kurabiye gibi ürünlerde yer almaktadır. Günde 5 milyon paket süt dağıtılmaktadır. Bazı bölgelerde, daha fazla öğrencinin programdan faydalanabilmesi için finansmanın sadece yüzde 5'i ailelerden karşılanmaktadır."

Okul sütü programının uygulanabilmesi için Türkiye'de de önemli projeler gerçekleştirildiğini anımsatan Bayraktar, 2001-2003 yılları arasında iki yıl süreyle yaklaşık 1 milyon 100 bin öğrenciyi kapsayan bir projenin hayata geçirildiğini ve başarılı olduğunu kaydetti. Fakat daha sonra uygulamanın kaldırıldığını ve günümüze kadar da okul sütüne yönelik bir faaliyet olmadığını ifade eden Bayraktar, okul sütü programlarının aynı zamanda süt hayvancılığında istikrarı sağlamak ve süt piyasasını düzenlemek için

bir araç olarak kullanıldığına da dikkat çekti. Avrupa Birliği Komisyonu Okul Sütü Programı'nın genel amaçlarından birini 'Süt ürünleri pazarını genişletmek' olarak belirttiğini kaydeden Bayraktar, komisyonun programın esas amaçlarından birini ise, 'AB pazarında süt ürünleri için istikrar sağlamak ve yaşama standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunmak' şeklinde açıkladığını bildirdi.

Okul sütü toplam ulusal süt tüketiminin Tayland'da yüzde 25, Japonya'da yüzde 9, ABD'de yüzde 7, Finlandiya'da yüzde 5, Norveç'te yüzde 4, İsveç'te yüzde 4, Kanada'da ve Danimarka'da yüzde 3'ünü oluşturduğunu belirten Bayraktar, "Yani bahsedilen ülkelerde sütün önemli bir kısmı okul sütü programları kanalıyla tüketilmektedir. 2013 yılı için 20 milyon ton süt üretiminin hedeflendiği ülkemizde, böyle düşük tüketim miktarlarıyla üretilen sütün nasıl tüketileceği merak konusudur. Sonuç olarak okul sütü

programları; sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından sosyal, tüketim alışkanlıklarının artırılarak süt ve süt ürünlerine talep oluşturması ve süt sektöründe arz-talep dengesinin sağlanması açısından da ekonomik fayda sağlamaktadır. Bu nedenle, sağladığı fayda ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar dikkate alındığında, bu programın mutlaka yasal bir zemine oturtulması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Böylece, bu programların uygulandığı ülkelerdeki gibi sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi devlet garantisine

alınmış olacaktır. Winston Churchill'in de dediği gibi 'Bir toplumda çocuklara süt vermekten daha iyi bir yatırım düşünülemez'" dedi.

(MÜG-MAY-NÇ-E)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title