Haberler

Tuskon Genel Kurulu'na Kapatma Davası Damgasını Vurdu

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, Enerji Bakanı Hilmi Güler, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun da Aralarında Bulunduğu Bakanlar, AKP'nin Kapatılması Davasını Eleştirdi.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, Enerji Bakanı Hilmi Güler, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun da aralarında bulunduğu bakanlar, AKP'nin kapatılması davası açılmasını eleştirdi ve Türkiye'nin ekonomik ve siyasi istikrara ihtiyacına dikkat çekti.

     Türkiye İşadamları Ve Sanayiciler Konfederasyonunun (TUSKON) 2. Olağan Genel Kurulu'na AKP'nin kapatılması davasına yönelik değerlendirmeler damgasını vurdu.

-ÇAĞLAYAN: MİLLETİN YAŞATMIŞ OLDUĞU PARTİLERİ MİLLET KAPATIR"-

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan burada yaptığı konuşmada, siyasi istikrar ve ekonomik istikrarın birbiriyle olan bağlantısına dikkat çekerek, "dün yapılan müdahalenin sadece siyasi otoriteye yapılmış bir müdahale olmadığını, aynı zamanda ekonomiye, istikrara, üretime, ihracat, yatırım ve işsizliğe yapılan bir müdahale olduğunu" söyledi. Çağlayan, hayatında 5 işçi çalıştırmamış, 5 işçinin sigorta primini ödeme zorluğu yaşamamış, günü geldiğinde vergi ödeme düşüncesi ile dertlenmemiş insanların, bu sıkıntıları anlayamayacağını çok iyi bildiğini ifade etti. "Biz Sayın Başbakan'ın dediği gibi, dertliyiz, dertlilerdeniz" diyen Çağlayan, "Bizim derdimiz, Türkiye'nin büyümesidir, istihdamın artmasıdır, ülkemizin zenginleşmesidir. İşsizliğin azalmasıdır. Ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın, en büyük hakim millettir. Milletin yaşatmış olduğu partileri ancak millet kapatır'' değerlendirmesi yaptı.

-EROĞLU: "BİZ GÜCÜMÜZÜ MİLLETTEN ALIYORUZ"-

    

     Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da, Türkiye'nin son 6 yılda nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu, büyük hedefleri olan milletlerin yükseleceğini belirterek, "Meclis'te ne yazıyor? 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazıyor. Biz gücümüzü milletten alıyoruz. Ben insanları dörde ayırıyorum. Birincisi tükettiğinden çok üreten insan, bunlar faydalı insanlardır. İkincisi tükettiği kadar üreten ya da ürettiği kadar tüketen insan, bunun fazla bir faydası yok. Üçüncüsü çok az üretiyor, çok fazla tüketiyor. Bu insana 'asalak' diyoruz. Şimdi yeni bir insan türü icat ediyorum. Hiçbir şey üretmeyip de memleketin önüne engeller koyan insana da bir tarif yapıyorum; 'muzur insan'... Bundan neyi kastettiğimi herkes anladı" diye konuştu.

-BAKAN GÜLER: "BİZ SESSİZ, SAKİN BİR ŞEKİLDE ÇALIŞIYORUZ"-

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ise, enerji yatırımlarına ilişkin bilgi verdiği konuşmasında, kapatma davasına ilişkin "Biz sessiz, sakin bir şekilde çalışıyoruz. İşimize bakıyoruz. Çünkü Türkiye'de memleketi düşünenlerle düşünmeyenlerin bir mücadelesi var" değerlendirmesi yaptı.

-ÖZAK: "GERÇEK ATATÜRKÇÜ BİZİZ"-

    

     Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak da, Atatürkçülük konusuna değineceğini belirterek, TBMM'de Atatürk'ün "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ifadesinin yer aldığını ve buna sahip çıkacaklarını kaydederek, gerçek Atatürkçülüğün, işini çok iyi yapmakla, ihracatı, GSMH'yı, kişi başına düşen geliri artırmakla, yolsuzluk ve yoksulluğun önlenmesiyle sağlanacağını söyledi. Özak, evlere doğal gazı ulaştırmanın, duble yollar fikrine insanları alıştırmanın, sivil havacılığı yaygınlaştırmanın gerçek çağdaşlık, Kafkaslarda ve Balkanlardaki eserlere, vakıflara sahip çıkmanın gerçek milliyetçilik olduğunu vurgulayarak, "Gerçek Atatürkçü biziz. Bu vehimden, paranoyadan, akıl tutulmalarından ve niyet tutulmalarından artık kurtulmamız lazım. Bunları toplumumuz artık anlamıştır" dedi.

-İTO: "ÜLKEYİ İSTİKRARSIZLIĞA GÖTÜRMEYE KİMSENİN HAKKI YOK"-

     İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, AKP'nin kapatılması davasını değerlendirirken, Türkiye'de puslu bir hava oluşturduğunu ve Türkiye ekonomisini çok ciddi anlamda derinden etkileneceğini ifade etti. Yalçıntaş, "Küresel dalgalanmanın Türkiye'de nasıl hissedileceğini konuşuyoruz. Bu zor ortamda, Türkiye'yi istikrara götürmek sadece siyasi partilerin değil, başta kamu görevi yapan tüm kanaat önderlerinin üzerinde büyük bir ciddiyetle düşünmesi gereken bir süreçtir" diye konuştu. Yalçındaş, Türkiye'nin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu ve bunun tüm Türk milleti tarafından benimsendiğini, Türkiye'de demokrasi adına atılan adımları başka şekilde değerlendirerek ülkeyi istikrarsızlığa götürmeye de hiç kimsenin hakkı olmadığı söyledi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı ise, ''Görünmez bir elin'' Türkiye'ye girerek bir akıl tutulması yarattığını, bu akıl tutulmasına, bu akıl dışı duruma sivil toplumun, odaların, baroların, hatta siyasi partilerin gerekli tepkiyi göstereceğine inandığını kaydetti. (ANKA)

(EYL/ZG)

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title