Haberler

Tüsiad Yine Hükümete Yüklendi (3):arzuhan Doğan Yalçındağ: "Anayasa Tartışmaları Toplumun Enerjisini Emiyor"

Tüsiad Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Anayasa Tartışmalarının Toplumun Enerjisini Emdiğini Belirterek, Yeni Bir Toplumsal Sözleşmenin Yapılmasında Uygun Bir Yöntemin Seçilmesinin Asli Önemde Olduğunu Vurguladı.

-TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Anayasa tartışmalarının toplumun enerjisini emdiğini belirterek, yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılmasında uygun bir yöntemin seçilmesinin asli önemde olduğunu vurguladı. Hükümetin, laiklik konusunda toplumun kaygılarını gidermede yeterince somut ve ikna edici olamaması durumunda, Anayasa tartışmalarının kaçınılmaz olarak tek bir noktaya kilitleneceği uyarısında bulanan Yalçındağ, 21. yüzyıla yakışan, özgür, demokratik, çağdaş, atılımcı bir Anayasa'nın diğer unsurlarının tartışılmasının imkansız hale geleceğini ifade etti.

İSTANBUL (ANKA) - TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Anayasa tartışmalarının toplumun enerjisini emdiğini belirterek, yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılmasında uygun bir yöntemin seçilmesinin asli bir önem olduğunu vurguladı.

Hükümetin, laiklik konusunda toplumun endişelerini gidermede yeterince somut ve ikna edici olamaması durumunda, Anayasa tartışmalarının kaçınılmaz olarak tek bir noktaya kilitleneceği uyarısında bulanan Yalçındağ, 21. yüzyıla yakışan, özgür, demokratik, çağdaş, atılımcı bir Anayasa'nın diğer unsurlarının tartışılmasının imkansız hale geleceğini ifade etti

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİAD Yüksek İstişare toplantısında yaptığı konuşmada, gelişmelerle ilgili yaptıkları değerlendirmelerin hükümet kanadında tepkilere neden olduğunu belirterek, "Bu TÜSİAD'ın alışkın olduğu bir tutumdur. Yine de, demokrasi kültürü açısından, sivil toplum örgütlerinden gelen uyarılara gösterilen bu geleneksel tepkinin, iktidar partisinde hala kendisine yer bulabilmesini doğrusu yadırgadık" dedi.

-"DÜNYADAKİ EKONOMİK GELİŞMELER BORÇLANMA MALİYETİNİ ARTIRABİLİR"-

Dünyada yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendiren Yalçındağ,

ABD'nin yüksek riskli konut kredilerine bağlı olarak finansal sektörde oluşan zararların, son on yılın en büyük likidite sıkışıklığına yol açtığını söyledi. Piyasalarda şimdiye kadar oluşmuş zararların dünyanın ekonomik büyümesinin bir parça yavaşlatmasının beklendiğinin altını çizen Yalçındağ, Çin ve Hindistan ekonomileriyle ilgili beklentilerin de likiditenin orta vadede de daralması riskini ortaya koyduğunu kaydetti.

Yalçındağ, bunun küresel mali piyasalara akan likiditenin azalmasını ve önümüzdeki dönemde borçlanma maliyetlerinin artmasını çok olası hale getirdiğine işaret etti.

-"TÜRKİYE YÜZDE 7 BÜYÜMELİDİR"-

Yüksek cari açığın Türk ekonomisinde olası küresel mali daralmalara karşı kırılganlık yarattığını vurgulayan Yalçındağ, "Küresel likidite daralmasının, yakın dönem için bir tehdit haline geldiği düşünülürse, Türkiye'nin katma değer üretiminde, gerekli yapısal dönüşümü sağlamak için, hızlı hareket etmesi bir zorunluluktur. Üstelik Türkiye, cari açığı kontrol altına almasını sağlayacak bu dönüşümü, yıllık yüzde 7 büyüme hedefinden, taviz vermeden başarmak mecburiyetindedir" diye konuştu.

-"EKONOMİK DÖNÜŞÜM İÇİN SALİM KAFAYA İHTİYAÇ VAR"-

Türkiye'nin nitelikli iş gücüne, iç tasarrufların artırılmasına, teknoloji ve Ar-Ge'ye ve iyi işleyen kamusal kurumlara ihtiyacı olduğunu dile getiren Yalçındağ, hükümetin bu vizyonla hükümetten eşgüdümlü yol haritası koymasını istedi. Vergi reformunun tamamlanmasının ilk adım olması gerektiğini belirten Yalçındağ, Sosyal Güvenlik Sisteminde yapılacak değişiklikle toplanan primlerin finansal sistem içinde verimli yatırımlara dönüştürülmesine imkan verilmesi gerektiğinin söyledi. Yalçındağ, hükümetin tüm toplumun sahipleneceği bir ekonomik dönüşüm projesini biran önce oluşturması gerektiğini ifade ederek, "Kuşkusuz bunu gerçekleştirebilmek için, dingin bir siyasal ortamda, salim kafayla çalışmaya ihtiyaç vardır" dedi.

-"ANAYASA TARTIŞMALARI TOPLUMUN ENERJİSİNİ EMİYOR"-

Seçimlerden sonra başlayan Anayasa tartışmalarının toplumsal enerjinin bir bölümünü emdiğinin kaydeden Yalçındağ, konuşmasına şöyle devam etti:

"Eğer, bireysel özgürlükleri geliştiren, demokratik siyasal işleyişin önündeki engelleri kaldıran, laiklik prensibini zedelemeyen, toplumu çağdaşlaştıran, gerçek anlamda toplumsal sözleşme niteliği taşıyan bir Anayasa oluşturabilirsek, bu atılım fırsatını yakalayabiliriz. Bunu yaparken, birey ile devlet arasında doğru dengeler kurarak, devletin kurumları arasındaki dengeyi ve karşılıklı denetim mekanizmalarını gerektiği gibi oluşturarak, bu atılımı uzun soluklu bir toplumsal değişim sürecine dönüştürebiliriz."

-"ANAYASA'DA KISMİ DEĞİŞİKLİK YAPILMALI"-

Yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılmasında uygun bir yöntemin seçilmesinin asli bir önem olduğunu vurgulayan Yalçındağ, yeni Anayasa tanımının ancak mevcut Anayasa'nın temel ilkelerini değiştirmek söz konusu olduğu zaman doğru olacağını kaydetti.

Yalçındağ, "Böyle çok kökten bir değişiklik arayışı ile yola çıkılmışsa, o zaman da, Anayasa hukukunun ortaya koyduğu biçimde, tüm kesimlerin katıldığı özel bir kurul oluşturarak taslak metni hazırlanmalıdır" dedi.

Mevcut Anayasa'nın kurucu ilkeleri ve temel çizgileri içinde kısmi değişiklikler yapılması gerektiğinin altını çizen Yalçındağ, yöntem meselesini "tali" bir mesele olarak görmenin yerinde olmadığını söyledi.

-"HÜKÜMET LAİKLİK KONUSUNDA TOPLUMUN ENDİŞELERİNİ GİDERMELİ"-

Yalçındağ, "Anayasa tartışmalarında laiklik konusunun ön plana çıkması, bugün de görev başında olan bazı hükümet üyelerinin, parti mensuplarının ve yerel yöneticilerin, geçmiş dönemlerdeki eylem ve söylemlerinden kaynaklanmaktadır" diye konuştu.

Hükümetin, toplumun bu konudaki endişelerini gidermede yeterince somut ve ikna edici olamaması durumunda, Anayasa tartışmalarının kaçınılmaz olarak tek bir noktaya kilitleneceği uyarısında bulanan Yalçındağ, 21. yüzyıla yakışan, özgür, demokratik, çağdaş, atılımcı bir Anayasa'nın diğer unsurlarının tartışılmasının imkansız hale geleceğini ifade etti. Yalçındağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Anayasa çalışmasında öne çıkarılması gereken en önemli prensip, birleştirici, bütünleştirici olmaktır. Türkiye'de siyasal güçler rejim mücadelesine devam ediyor izleniminin sürmesine yol açacak bir Anayasa'nın ülkeye yarar değil zarar getirir."

-"EN KISA VADEDE TCK'NIN 301. MADDESİ DEĞİŞİTİRİLMELİ"-

AB Komisyonu'nun bu yılki Türkiye ilerleme raporunu nispeten ılımlı bir havada açıklamasını umduklarının vurgulayan Yalçındağ, genel havanın son derece berrak olduğunu ve AB ile ilişkilerde orta vadede zamanın Türkiye'nin lehine işlediğini kaydetti. Yalçındağ, kısa vadede TCK'nın 301. maddesini değiştirilmesi ve demokratik reformların hızlandırılması gerektiğine işaret etti.

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title