Türkiye Yazarlar Birliği'nin 'Kültür Kervanı' Gelibolu'da
Türkiye Yazarlar Birliği'nin Edirne'den Ardahan'a Başlattığı 'Kültür Kervanı'nın Birinci Ayağı Gelibolu'da Gerçekleştirildi. 'Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa ve Rumeli'nin Fethi Bilgi Şöleni' İçin Birlik Üyeleri Gelibolu'nun Bolayır Beldesine Geldi.
Türkiye Yazarlar Birliği'nin Edirne'den Ardahan'a başlattığı 'Kültür Kervanı'nın birinci ayağı Gelibolu'da gerçekleştirildi. 'Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa ve Rumeli'nin Fethi Bilgi Şöleni' için birlik üyeleri Gelibolu'nun Bolayır beldesine geldi.
Bolayır beldesinde bulunan Rumeli fatihi Gazi Süleyman Paşa ve vatan şairi Namık Kemal'in mezarlarının bulunduğu bahçede, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde görevli Yrd. Doç. Dr. Ömer Çakır tarafından '129 yıl sonra Namık Kemal ve Gelibolu Mutasarrıflığı' konusunda konuşma yapıldı. Çakır, "Namık Kemal Tanzimat devri Türk edebiyatında önemli simalardan biridir. Onu önemli kılan hususlar vatan, milliyet ve hürriyet gibi mefhumları daha belirgin bir sosyal misyonla kullanması, heybetli ve merdane edası, fikir ve ahlak terbiyesini hedeflemesi, renkli şahsiyetinin şiirdeki akisleri, hep aktüel kalışıdır. Namık Kemal'in şair ve fikir adamı kimliği ile yakından ilgili bu özellikleri değişik araştırmalarda incelenmiştir. Ancak onun üzerinde pek fazla durulmayan ve yukarıdaki özellikleri ile yakından ilgili başka bir yönü vardır ki, o da 'idari şahsiyeti' ve 'yönetici' kimliğidir. Zira Namık Kemal, Osmanlı Devleti'nin bir mutasarrıfıdır. Mutasarrıf, Osmanlı devlet teşkilatında Tanzimat'tan sonra kaza ile vilayet arasında idari kademe olan sancağın en yüksek idarecisine verilen addır. Namık Kemal'in tercüme odası ve şura-yı devlet (danıştay) üyeliği dışındaki bütün memuriyet hayatı mutasarrıf olarak geçmiştir. Namık Kemal, Gelibolu, Midilli, Rodos, Sakız gibi yerlerde mutasarrıflık yapmıştır. Ancak hemen belirtmek gerekir ki bu görevler sıradan bir atama değil, onu İstanbul'dan uzaklaştırma amacını güden tayinlerdir. İşte bunlardan ilki Gelibolu'ya yapılmıştır" dedi.
Namık Kemal'in Gelibolu'ya gönderiliş sebebinin İbret gazetesinde yazdığı bir yazı olduğunu söyleyen Çakır, Namık Kemal 1870 yılında Avrupa'dan döndükten sonra, birkaç arkadaşıyla birlikte İbret gazetesini çıkarmaya başladığını ve gazetenin başyazarı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"İbret, sosyal problemleri ele alan ve milli heyecanları ifade eden, tam anlamıyla toplumun emrinde bir gazete özelliği taşımaktadır. Ancak, Namık Kemal'in, Mithat Paşa'nın Bağdat valiliğinden istifasıyla ilgili 'Garaz marazdır' başlıklı yazısı üzerine İbret, çıkısından 27 gün sonra 4 ay süreyle kapatılır. Sadrazam Mahmud Nedim Paşa, Namık Kemal başta olmak üzere, İbret gazetesi mensuplarını İstanbul'dan uzaklaştırmak ister. Bu maksatla Namık Kemal Gelibolu mutasarrıflığına atanır. Namık Kemal'in Gelibolu'ya gelişi halkı çok sevindirmiştir. Çünkü Gelibolu'da hükümet işleri pek karışık bir halde olduğundan, halk sorunlarının çözüme kavuşmasını beklemektedir. Namık Kemal bu beklentiyi boşa çıkarmaz ve Gelibolu'ya geldiği günden itibaren şehrin sorunlarıyla ilgilenmeye başlar." Çakır'ın konuşmasının ardından Türkiye Yazarlar Birliği üyeleri, Namık Kemal'in kabri başında dua okudu. Ayrıca mezarların çevresinde bulunan ve Osmanlı dönemine ait tarihi taşları inceleyerek, üzerindekileri hep birlikte okudular. Üyeler, tarihe mutlaka sahip çıkılması gerektiğini belirterek, "Bu taşların yerlerde olması çok üzücüdür. Bu durum tarihimize nasıl önem verdiğimizin bir göstergesidir. Yetkililerden rica ediyoruz. Lütfen bu taşları yerlerden kaldırın" dediler.
Yazarlar Birliği üyeleri daha sonra Gelibolu'da öğle yemeği molası verdi ve Atatürk Kız Meslek Lisesi konferans salonundaki toplantıya katıldı.
(SÇ-MŞ-ÖZ-Y)