'Türkiye Basını Beni Cezaevinde Görmek İstiyor'
Hamburg'ta 'Kürt Sorunu ve Çözümü' Konulu Toplantıda Konuşan Demirtaş, 'Kaçtı Gibi İddialar Var. Bu İddialar Yanlıştır. Türkiye Basını Beni Cezaevinde Görmek İstiyor, Muhtemelen Yargıda Basın...
Türkiye'ye dönüp dönmeyeceği tartışılan DTP Eşbaşkanı Nurettin Demirtaş hakkındaki iddialara Almanya'da katıldığı bir panelde cevap verdi. Hamburg Üniversitesi'nde Kürt komitelerinin organize ettiği 'Kürt Sorunu ve Çözümü' konulu toplantıda konuşan Demirtaş, "Nurettin Demirtaş kaçtı gibi iddialar var. Bu iddialar yanlıştır. Türkiye basını beni cezaevinde görmek istiyor, muhtemelen yargıda basından etkileniyor" dedi.
DTP'nin kapatma davasının basının haberlerine dayanarak açıldığını ileri süren Demirtaş, "Tutuklama kararı söz konusu değil. Tutuklanmaya da, ölüme de bin kez razıyım.Ben devleti de özgürlüğü de cezaevinde tanıdım. Aralık ayının 17'sinde dönüyorum, tutuklanmamı isteyenler gözünüz aydın. O duvarları hep beraber yıkacağız, içeride olanları da çıkaracağız" dedi.
Hamburg Üniversitesi'nde gerçekleştirilen "Kürt Sorunu ve Çözümü" toplantısında terör örgütü PKK'ya methiyeler dizildi.
İlk olarak kürsüye gelen Federal Sol Parti Milletvekili Prof. Dr. Norman Paech, "Burada yapacağımız değerlendirme, partimizin tamamının ortak görüşüdür. 8 yıl önce Türkiye adaylık başvurusu kabul edildi. 2005'te resmen aday ülke oldu fakat şimdi Türkiye'de yapılan referandumlarda, Türkiye'nin AB'ye girmesini Türk halkının yarısı istemiyor. Kürt sorunu Türkiye'nin AB sürecinde çok önemli. Özal ve şimdiki Erdoğan döneminde Kürt sorunu çözümü için önemli çalışmalar yapıldı ama bazı güçler tarafından
durdurulmaya çalışıldı. Bu gelişmelerin içerisinden en kötüsü Sayın Abdullah Öcalan'ın yakalanması ve idama mahkum edilmesi olmuştur. Kürt sorunu için ihtiyaç duyulan muhataplar, bir şekilde ortadan kaldırılıyor. PKK ve diğer Kürt partileri dikkat alınmıyor. Türkiye'nin Kürt politikası, İsrail'in Filistinlilere uyguladığı politikaya benziyor" dedi.
Ardından kürsüye gelen Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın avukatı Mahmat Şakar, terör örgütü PKK'yı övdüğü konuşmasında, "Irkçılığın, şovenizmin arttığı bir süreç yaşıyoruz. 4 ülke toprakları üzerinde bulunan Kürdistan coğrafyası son yıllarda savaş alanına dönüştü. Bu sadece PKK sorunu değil. Bunun arkasında tarihsel sebeplerde yatmaktadır. Asıl sorun Kürtlerin varlıklarının yok sayılması ve haklarının inkar edilmesidir. Türkiye Cumhuriyet 1923'te Kürtlerle birlikte
kuruldu. Fakat 1924'ten itibaren varlıkları inkar edilerek asimilasyon dönemi başladı. Kürtlerin ayaklanmalı kanla bastırıldı. Gelişmeler Kürtlerin sadece kendilerini silahlanmayla ifade edebileceği ortamı oluşturdu. Ya yok ol ya silahlan durumu oluştu. 1990 dönemlerde siyasi mücadele dönemi imkanı oluştu. Barış çabalarına rağmen devlet terörü uygulayanlar şuandaki gelişmelerden sorumludur" dedi.
Toplantı için Türkiye'den gelen yazar Kiraz Biçici ise "PKK, ABD ile çalışmakla suçlandı ama onlar namusuyla antiemperyalizmin bayrağını taşıyor ve halkını savunuyor. PKK Kürt askerlerinden oluşan politik bir harekettir. Daha önceki yazılarımda 'ne yazık ki devlet Öcalan ile muhatap olacak' demiştim ve çok seviniyorum ki bunun zamanı geldi. Çünkü artık başka çareleri yok. Dünyada bunun örnekleri görebiliriz" diye konuştu.
DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş ise toplantıya katılma amacını "demokratik özerklik" olduğunu belirterek, "Türk üniversitelerinde Kürt sorununun demokratik olarak tartışılabileceği ortamların oluşacağını ümit ediyorum. Eskiden 'Kürt yoktu' deniliyordu. Dün 'Kürtler var ama hakları var' deniliyordu. Bugün ise 'PKK sorunu var' deniliyor. Nihayet varlığımız kabul gördü. Kürt halkından bahsetmek bile büyük bedeller gerektiriyor. Kürt sorununu sınırlara dokunmadan şiddetsiz olarak halletmek istiyoruz.
Türkiye'de şovenist dalga olduğu için bunları Türkiye'de konuşamıyoruz o yüzden buraya geldik. Burada özgürüz. Diyarbakır'da bir halk kongresi yaptık. Burada Kürtlere 'devlet istiyor musunuz?' diye sorduk. Çoğu 'devlet değil özgürlük istiyoruz' dedi. Biz, sınırları değil özgürlüğü hedefliyoruz. Kürtler, zaten etrafında devletler olduğu için ayrıca devlet kurma ihtiyacı hissetmedi ama yaşadığı baskı ve şiddetlerden dolayı zaman zaman devlet kurma arayışına girdi. Ben de buraya demokratik özerklik projesi
ile geldim. Merkeziyetçi bürokratik yapıya karşı üretilen bir proje bu. Türkiye'de tekçi bir zihniyet var. Tek din tek dil tek bayrak. Halkın yüzde 90'ı bunu istemiyor. Ama askeri baskı bu konuda dayatıyor. Milletvekillerimiz saldırılardan korkmuyor ama halkımız bu saldırıların cezasını verir diyor korkuyor" şeklinde konuştu.
(İHA-CY-CY-ÖK-D)