Türkiye-Ab Karma Parlamento Komisyonu 68. Toplantısı
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Adalet ve hakkaniyetten uzaklaşan gerçeklere gözlerini kapayan barış, demokrasi ve özgürlük çağlarına kulaklarını tıkayan bir AB dünyaya umut veremez" dedi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Adalet ve hakkaniyetten uzaklaşan gerçeklere gözlerini kapayan barış, demokrasi ve özgürlük çağlarına kulaklarını tıkayan bir AB dünyaya umut veremez" dedi.
Taksim Divan Otel'de gerçekleşen Türkiye -AB Birliği Karma Parlamento Komisyonu 68. toplantısı, eş başkanlar Afif Demirkıran ve Helene Flautre tarafından yapılan açılış konuşmalarıyla gerçekleştirdi. Toplantıya katılan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB'yi eleştirdi. İstanbul'dan önemli mesajlar alınması gerektiğini belirten Bağış, "İstanbul'un vereceği mesajlar doğru okunmalıdır. Esasen İstanbul tek başına Türkiye'nin AB için ne kadar önem arz ettiğini AB'ne Avrupa'nın değerlerine
ne kadar çok zenginlik katacağımızı göstermek açısından yeterlidir. Zira İstanbul Türkiye'nin özeti olduğu gibi aynı zamanda farklı medeniyetlerin farlı kültürlerin de bir özetini sergilemektedir. Avrupa medeniyetinin köklerini içinde barındıran büyük bir çınardır. Asırlar boyunca farklılıkları zenginlik içerisinde yaşatan bu şehir adeta bir kültür ve medeniyet merkezi olarak yükselmiştir. Türkiye'nin bu rönesansa öncülük edebilecek birikime tecrübeye ve isteğe sahip olduğu aşikardır. İstanbul'un
sokaklarında yüründüğü zaman bu ortaya çıkmaktadır. Burada bir gerçeği tekrar etmek durumundayım. AB'ni sadece aynı coğrafyayı, aynı inancı, aynı inancı paylaşan tek düze tek tip bir oluşum olarak görmek AB'nin kuruluş felsefesine ve ruhuna aykırı bir anlayıştır. Ona haksızlık olarak değerlendirilmelidir" dedi.
"Tek tipçi yaklaşımların Türkiye'ye olduğu gibi Avrupa'yı da yıllar boyunca nasıl karanlığın içerine sürüklediğini maalesef hep beraber hatırlıyoruz" diyen Bakan Bağış, "AB işte tam bu tek tipçi yaklaşımlara bir meydan okuma olarak ortayla çıkan insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesidir. Bu yüzden de içinden geçmiş olduğu bütün sıkıntılı sürece rağmen bu barış projesinin bir parçası olmak konusunda her zamankinden daha kararlıdır. Adalet ve hakkaniyetten uzaklaşan gerçeklere gözlerini kapayan
barış, demokrasi ve özgürlük çağlarına kulaklarını tıkayan bir AB dünyaya umut veremez. Bugün insanlığın ümidini boşa çıkaran bir birlik olma konumuna düşme riskiyle karşı karşıya kalması bizi de üzmektedir. Ama şunu da belirtmem gerekir ki biz de sadece eleştiriye kaçıp kolaycılığa kaçacak bir mizaca sahip değiliz. Türkiye olarak AB'nin yaşadığı sorunları sahiplenme ve bu sorunların çözümüne katkı sağlamayı da her zamanki gibi paylaşıyoruz. Ne yazık ki Türkiye'nin AB'ne sahip çıkma noktasında ki
kararlığının karşılığını AB'den istediğimiz ölçüde göremiyoruz. Demokrasi ve özgürlükler konusunda tutarlı olmasını beklediğimiz AB bugün adil yaklaşımlardan uzaklaşma konunda maalesef farklı bir tutarlılığı sergilemektedir. Oysa Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da cereyan eden olaylar bu hususta son derece kritik bir eşikte olduğumuzu ortaya koyuyor" diye konuştu.
Amaçlarının Türkiye'yi her alanda AB standartları ile donatmak ve çağın gereklerini yerine getirmek noktasında ki eksikliklerimi kapatarak geleceğe daha güvenli bakan bir ülke olmak olduğunu ifade eden Bakan Bağış, "Bulunduğumuz noktasında AB'nin gelecek vizyonunun Türkiye'den gelecek tasavvurunun daha çok geride kaldığını maalesef şahitlik ediyoruz. Birliğin kuruluş felsefesinin her geçen gün daha da aşındığını yine üzülerek izliyoruz. Amacımız Türkiye'yi her alanda AB standartlarıyla donatmak ve çağın
gereklerini yerine getirmek noktasındaki eksikliklerimizi kapatarak geleceğe daha güvenli bakan bir ülke olmaktır" şeklinde konuştu.
2012 yılının Türkiye'nin AB süreci için kolay bir yıl olmayacağının belirten Bağış, "Maalesef üye ülkelerin en büyüklerinden bir tanesi olan Fransa'da Mayıs ayında gerçekleştirilecek olan seçimler ve Temmuz itibariyle Rum dönem başkanlığının, eğer adada bir çözüm olmazsa, adanın sadece yarısını temsil eden bir yönetimin tek başına 500 milyon Avrupalının dönem başkalığını üstlenecek olması Türkiye'nin AB süreci açısından sıkıntılı bir dönem olacaktır" dedi.
Pozitif gündem konusuna da değinen Bakan Bağış, şunları kaydetti:
"Biz zaten pozitif düşünüyoruz. Zaten pozitif düşünmeseydik müzakere tarihi almak için 45 yıl bekler miydik? Biz pozitif düşünmeseydik Türkiye geriye kalan yirmi faslın on yedisi üzerinde siyasi engel varken, halen bu konudaki kararlığını iktidarıyla muhalefetiyle sürdürüyor olur muydu? Pozitif gündem hiçbir şekilde bizim katılım müzakerelerimizin yerini alamaz, almayacaktır. Pozitif gündem yalnızca komisyon ve Türkiye'nin oluşturduğu bir platform olarak görülmemelidir."
Türkiye'de yeni bir anayasa süreci yaşadıklarını belirten Bakan Bağış, "Cumhuriyet tarihimizde ilk defa seçmenin yüzde 87'sinin katılımıyla oluşan daha da önemlisi kullanılan oyların yüzde 95 inin yansıdığı bir meclis tablomuz var. Bu meclisteki tüm siyasi partilerin eşit temsilcilerle oluşturduğu uzlaşı komisyonu Türkiye'ye yakışır, sivil, her bir vatandaşımızı kucaklayacak anayasaya kavuşmamız için ciddi bir çalışma içindeyiz. Her ülke 23. ve 24. faslı açmadan müzakerelere başlayamaz. Öte yandan bu
karar alınırken ona destek veren, oy veren ülkelerden bir tanesi müzakere sürecinin ortasında bulunan bir ülkenin 23. ve 24. faslı açmasını engelleyecek. Burada bir akıl tutulması var. Avrupa Parlamentosunun saygın üyelerinin bu akıl tutulmasına artık dur demesinin vakti gelmiştir" şeklinde konuştu.
Türkiye'de basın özgürlüğü kısıtlamaları tartışmalarını ele alan Bakan Egemen Bağış, "Şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bundan birkaç ay evvel Türk milletinin yüzde 50 sinin oyunu alan ve 9 yıl boyunca tarihte görülmemiş bir reform sürecine imza atan AK Parti hükümetinin basın özgürlüğüne ya da herhangi bir özgürlüğe karşı bir tutum içerisine girmesi düşünülemez. Böyle bir düşünce haksızlıktır. Türkiye'de basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu düşüncesi, açıkça söylüyorum, Türkiye içindeki vesayetçi
sistemin kalıntılarının yürüttüğü manipülasyondur" dedi. - İSTANBUL