Türkiye 7'inci Çerçeve Programı'na 500 Milyon Euro Aktaracak

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, 7'inci Çerçeve Programı kapsamında Türkiye'nin Ar-Ge fonlarına 500 milyon euro katkı sağlayacağını açıklayarak, Türkiye'nin AB fonlarından ayrılan kaynakların tamamını kullanması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin kendi koyduğu parayı kullanamadığına dikkat çeken Şener, Türkiye'nin 6'ıncı Çerçeve Programı'ndan sadece 60 milyon euro kullandığına işaret etti.

Şener, 2006 yılında KOBİ'lerin kullandığı kredilerin, toplam nakdi kredileri içindeki payının yüzde 24'e çıkarak 50 milyar YTL'ye ulaştığını belirtti.

Türkiye Ekonomi Bankası'nın düzenlediği TEB Akademi toplantısının açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Şener, KOBİ'lerle finans sektörü arasındaki ilişkilerin önemine değinerek, KOBİ'lerin büyük işletmelerden daha dinamik olduğunu söyledi. KOBİ'lerin istihdam yaratma potansiyellerinin çok yüksek olduğunu dile getiren Şener, KOBİ'lerin ekonomide sinerji yaratarak, bölgesel kalkınmanın kaçılmaz denge unsurları olduğunu dile getirdi. Küresel rekabette KOBİ'lerin rekabetinin de düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Şener, "KOBİ'lerin kredilerden aldığı paydan genelde şikayet edilir. KOBİ'lerin özel desteklerle nereye gelebileceği ayrı bir konu olmalıdır. Dünya ekonomisinin nereye gidiyor? Ekonominin kuralları nereye yönlenmiş? Bunu iyi görmemiz lazım" dedi.

EKONOMİNİN KURALLARI DA KÜRESELLEŞTİ

Talebin, pazarların ve piyasaların küreselleştiğinin altını çizen Şener, gelişmiş ekonomilere ulaşmak için hedefin doğru belirlenmesi gerektiğini dile getirdi. Ekonominin sadece küreselleşmeyle kalmadığını aynı zamanda ekonominin kurallarının da küreselleştiğine işaret eden Şener, "Artık hiçbir ülke bütün kuralları ben koyarım, bu kurallardan asla taviz vermem ve ekonomik faaliyetleri bu kurallara göre yürütürüm deme şansına sahip değildir. Buna uymazsanız yerelleşirsiniz. Ürettiğiniz malları kimse almaz. İkinci sınıf ülke olarak varlığınızı sürdürme mücadelesi yaparsınız ki bunu da başarmak mümkün değildir. Bunu aşamazsınız" diye konuştu.

Şener, "Ben Dünya Ticaret Örgütü'nü (DTÖ) tanımam, ticaretimi kendi kurallarıma göre yaparım" diyenlerin ikinci sınıf ülke olmaya talip olmuş olacağını kaydeden Şener, dünyadan kopuk ekonomik faaliyetin mümkün olmadığını kaydetti. Finansla ilgili kuralların evrensel özellikler taşımaya başladığını vurgulayan Şener, KOBİ'lerin Basel II kuralları ile kredi kullanırken daha güç durumda düşme endişeleri yaşayabileceğini ifade etti. Şener, durağan yapıların savunulamayacağının altını çizerken, KOBİ'ler konusunda Türkiye'nin duyarsız olmadığını belirtti.

ÖZEL SEKTÖR DE AR-GE'YE PAY AYIRMALI

Şener, Türkiye'nin Ar-Ge'ye ayırdığı payın düşük olması eleştirilerine ise şöyle yanıt verdi:

"Gelişmiş ülkelerin Ar-Ge'ye ayırdığı paya baktığımızda elbette Türkiye'nin payının düşük olduğunu görürüz. Ar-Ge ayrılan kaynak denildiğinde mutlaka devleti hatırlamak da doğru değildir. ABD'nin, Japonya'nın Ar-Ge'ye ayırdığı paylara baktığımızda bu paralar devletin bütçe gelirlerinden ayırdığı paralar değildir. Büyük çoğunluğu özel sektörün kendi Ar-Ge çalışmalarına ayırdığı paralardır. Bir firma rekabet avantajlarını kavradığı taktirde kazançlarının önemli bir kısmını geleceğe yatırım olan Ar-Ge'ye ayırmak zorunda olduğunu bilir. Son yıllarda devletin Ar-Ge'ye ayırdığı payın artığını görüyoruz. Daha önceden 100-200 milyon YTL olan Ar-Ge payı, 2007 yılında 903 milyon YTL lirasına ulaştı."

6'NCI PROGRAMDAN 60 MİLYON EURO KULLANILDI

AB tarafından verilen Ar-Ge fonlarının Türkiye tarafından etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini söyleyen Şener, 6'ıncı Çerçeve Programı'nın tamamlandığını ve bu programa Türkiye'nin katkısının 240 milyon Euro olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin kendi koyduğu parayı kullanamadığına dikkat çeken Şener, Türkiye'nin 6'ıncı Çerçeve Programı'ndan sadece 60 milyon euro kullandığına işaret etti. Şener, Türkiye'nin proje yapma kapasitesini artırması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin AB fonlarından ayrılan kaynakların tamamını kullanması gerektiğini belirtti. 7'inci Çerçeve Programı kapsamında Türkiye'nin Ar-Ge fonlarına 500 milyon Euro katkısı olacağını açıklayan Şener, "AB'nin kendi kaynakları da olacaktır. AB'nin de koyduğu tüm fonların kullanılması gerekir. Ar-Ge sadece kaynak meselesi değil, Ar-Ge kaynaklarını kullanabilme kapasitesi meselesidir. İşletmecilik anlayışıdır" dedi.

KOBİ'LER 50 MİLYAR YTL KREDİ KULLANDI

Bölgesel teşviklerin de KOBİ'lere önemli imkanlar sunduğunu kaydeden Şener, Türkiye'de KOBİ'lerle finansman ilişkilerin farklı ifade edildiğini belirtti. KOBİ'lerin toplam nakdi kredilerden aydığı payın 2002 yılında 5.2 milyar YTL olduğunu vurgulayan Şener, toplam krediler içindeki payının yüzde 8 olduğunun altını çizdi. Şener, 2006'da toplam nakdi kredileri payının yüzde 24'e çıkarak 50 milyar YTL'ye ulaştığını belirtti. KOBİ'lerin kredilerdeki payının sürekli artığını ifade eden Şener, bu kredilerin mevduatlar içerisindeki oranının ise yüzde 17'ye çıktığını söyledi. AB ülkelerinde KOBİ'lerin kullandığı kredilerin toplam krediler içindeki payının yüzde 40 civarında olduğuna dikkat çeken Şener, "Halk Bankası'nın esnafa kullandırdığı kredilerde de ciddi artışlar var. Halk Bankası'nın KOBİ'lere 2002 yılında kullandırdığı kredi 154 milyon YTL iken, 2006 sonu itibariyle 2.362 milyon YTL olmuştur" diye konuştu.

Anadolu Yaklaşımı çerçeve metninin hazırlanmak üzere olduğunu anımsatan Şener, çerçeve metnine göre KOBİ'ler ile bankaların borçlarını yeniden yapılandıracağını dile getirdi. Şener, KOBİ'lerin kredi ve finans imkanlarını genişletmek amacıyla 2007 yılında KOBİ borsaları piyasalarının oluşturulacağını belirten, KOBİ'lerin finans piyasalarından hisse senedi tahsil etmek suretiyle finansman ihtiyaçlarını karşılayacaklarını ifade etti. Sermaye yaratma kapasitesine sahip olamayan ülkelerin büyük ekonomi olma imkanına sahip olmadığının altını çizen Şener, KOBİ borsalarının bu konuda önemli işlevler üstleneceğini dile getirdi.

KAYITDIŞILIK KREDİ KULLANIMINI ENGELLİYOR

Mortgage ile gayrimenkulların teminat gösterilmek suretiyle kredi hacminin artırılacağını vurgulayan Şener, ABD'de kredilerin yüzde 60'nın gayrimenkul ipoteğine dayandığını söyledi. 2007 yılı sonu itibariyle kadastro eksikliklerini tamamlamayı hedeflediklerini dile getiren Şener, şunları söyledi:

"Belli işletmeler kredi mekanizmasında yeterli olarak yararlanamıyorsa kendi yapılarında sorun var demektir. Kredi hacimlerinin artırılması amaçlanıyorsa yapıdaki dönüşüm gerçekleştirilmeli. Türkiye'deki KOBİ'ler modern finansmanı yeterli olarak takip etmiyor. Kayıtdışılık kredi kullanım düzeyinin düşük olmasında en önemli etken. Kayıtdışılık işletme bazında avantaj getirmez. Kayıtdışılıkla mücadele kullanılan kredi miktarını artıracaktır."(ANKA)

Haberler