Türbanla İlgili Düzenlemeye Tepkiler...

Yurdun çeşitli yerlerinde, türbanla ilgili yasal düzenlemeye tepki gösterildi.

Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (EKAM) ve İzmir Kadın Kuruluşları Birliği üyeleri, ''Yüksek öğretimde türbanın siyasi simge olarak kullanılmasına hayır'' konulu imza kampanyası başlattı.

EKAM Müdürü Prof. Dr. Nurselen Toygar, yüksek öğretimde türban yasağının kaldırılmasının dinin eğitime girmesi anlamına geldiğini belirterek, ''Üniversiteler, dini inançların değil, bilimin ve araştırmaların özgür olarak yaşandığı çağdaş kurumlardır'' dedi.

TBMM'nin kendisini yargı organı yerine koymaması ve yargı kararlarını değiştirmemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Toygar, şunları kaydetti:

''Bir kez daha milletvekillerimize sesleniyoruz. Oyunuzu kullanırken TBMM'ye milletimizin vekili olarak gittiğinizi, görevinizin onları temsil etmek olduğunu, ülkemizin refah, bütünlüğü ve huzuru için söz verdiğinizi, toplumun yararına görev yapacağınızı taahhüt ettiğinizi, ülkenin aydınlık veya karanlık günlerinde sizin de payınızın olacağını bir kez daha düşünerek, sağduyulu karar vermenizi istiyoruz.''

İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan bazı oda, dernek ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinden oluşan grup da başörtüsü için anayasa değişikliği yapılmasına tepki gösterdi.

İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Ferda Kardelen, türbanın üniversitelere girmesinin, ''laik-demokratik Cumhuriyete saplanmış bir hançer olduğunu'' savunarak, ''Laik, demokratik, sosyal hukuk devletine, Anayasa'ya bağlılık yemini etmiş siyasilere, milletvekillerine sesleniyoruz, ettiğiniz yemine sadık kalın, halkımızı bir de laik, anti-laik gibi tehlikeli kamplara bölmeyin'' diye konuştu.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde (ESOGÜ) bir grup akademisyen, Meşelik Yerleşkesi'ndeki Atatürk Anıtı'na kadar yürüyerek, buraya çelenk bıraktı.

Grup adına açıklama yapan ESOGÜ Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülkadir Koçak, türbanla ilgili anayasa değişikliğinin sadece üniversite öğrencilerini kapsayacağı varsayımının tamamen geçersiz olduğunu ve gerçeğin saptırıldığını öne sürdü.

Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ardıç, bilimin üniversitelerin varlık nedeni olduğunu vurgulayarak, ''Üniversitede her fikir özgürce tartışılmalıdır. Fikirlerin özgürce tartışılabilmesi için tartışacak her kişinin siyasi, dini, etnik, bölgesel aidiyetini belirleyecek simgeler ve ön yargılar taşımaması gerekir'' dedi.

Üniversite olaylarını yaşamış yöneticiler olarak, tarihin tekerrüründen endişe ettiklerini bildiren Prof. Dr. Ardıç, toplumu yönetme sorumluluğunu üstlenenlerin, bu öngörülerini dikkate almalarını dilediklerini kaydetti.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, üniversite senatosu adına yaptığı yazılı açıklamada, laiklik ilkesinin çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vazgeçilmez, olmazsa olmaz en önemli kuruluş ve yaşama ilkesi olduğunu belirtti.

Toplumu yönetmek ve toplumsal yaşamı düzenlemek için yapılan yasaların, inançsal kurallara göre oluşturulmasının laiklik ilkesine aykırı olduğunu ifade eden prof. Dr. Bernay, şunları kaydetti:

''Türban giysisinin, üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliği kabul edilirse, Cumhuriyetimizin en temel ilkesi olan laiklik ilkesi onarılamaz biçimde zedelenmiş olacaktır. Ayrıca Cumhuriyet tarihimizde devletimizin, kadınlarımıza birçok ülkeye öncü olacak biçimde verdiği demokratik haklar düşünüldüğünde, bugün yalnızca kadınlarımız üzerinden yapılan bu tartışma düşündürücü ve kaygı vericidir.''

Başörtüsü konusundaki anayasa değişikliği çalışmalarının durdurulmasını isteyen Prof. Dr. Bernay, ''Sonuçlarının nereye varacağı belli olmayan bu anayasa değişikliği girişimi, Türk toplumunun vicdanında yasalar yoluyla rahatsızlık, baskı, bölünme ve de akıl parçalanmalarına neden olacaktır'' dedi.

Antalya Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulunca yapılan açıklamada da 'Örtünmenin özgürlük maskesi altında serbest bırakılmak istenmesi, toplumun, özel olarak da üniversitelerin ve kadının toplumsal konumunun geriletilmesine ve daha fazla bağımlı kılınmasına yönelik bir girişimdir'' denildi.

Bunun ilköğretim kurumlarından öğrenci yurtlarına kadar her alanda örtünmeme özgürlüğünü ortadan kaldıracak gelişmelere yol açacağı ve farklı inanç simgelerini karşı karşıya getireceği öne sürüldü.

Haberler