Tse Başkanı ve Çorum Tso Başkanı Malatyalı'dan Açıklamalar

Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı ve Çorum Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Malatyalı, ekonomik göstergelerin umut verici olmasa da, 2007 yılının Türkiye için iyi bir yıl olacağını temenni ettiklerini söyledi.

TSO Meclis Toplantısı'nda genel ekonomik gelişmeleri değerlendiren Malatyalı, 2007 yılının Türkiye için nasıl bir yıl olacağına ilişkin tahminlerde bulunabilmesi için 2006 yılının verilerine bakılması gerektiğini ifade etti. Bu noktada ilk bakılması gereken verinin enflasyon rakamları olduğunu belirten Malatyalı, "Hepinizin malumu olduğu üzere hükümetin 2006 yılı enflasyon hedefi yüzde 5 olarak belirlenmişti. Ancak özellikle Mayıs-Haziran döneminde dalgalanmanın etkisiyle yükselen enflasyon bu hedefe ulaşmayı imkansızlaştırdı. Enflasyonda hedef ikiye katlandı, ancak yine de yılı tek haneli enflasyon rakamıyla kapatabildik. Son rakamlara baktığımızda aralık ayında TÜFE yüzde 0.23 arttı, ÜFE yüzde 0.12 geriledi, yıllık enflasyon TÜFE'de yüzde 9.65 oldu, ÜFE'de yüzde ise yüzde 11.58 olarak gerçekleşti. 2005 yılı enflasyonunun yüzde 7.7 düzeyinde olduğunu hatırlarsak, 2006 yılında yüzde 9.65'lik enflasyon rakamının iyi bir performans olmadığını söyleyebiliriz" dedi.

Dış ticaret rakamlarına ve cari işlemler açığına baktığımızdaysa şöyle bir tabloyla karşı karşıya olduklarını belirten Malatyalı, "Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin rakamlarına göre Türkiye'nin ihracatı, 2006 yılında yüzde 16.77 artarak 85 milyar dolarla rekor düzeye ulaştı. Aralık ayındaki ihracat da yüzde 19.18'lik artışla 8 milyar doları aşarak aylık bazda rekor kırdı" diye konuştu.

2006 yılının ilk 9 ayında gelen 10.4 milyar dolarlık doğrudan yatırımın niteliği son derece önemli olduğunu belirten Kenan Malatyalı, "Bu para arzu edildiği gibi, yatırım yapan, istihdam üreten, know-how sağlayan, ihracat yaparak ekonomik katma değer oluşturan bir sermaye değildir. Bugün itibariyle cari işlemler açığını kapatan bir sermaye girişi olarak görülebilir. Ancak bu sermaye, Türk Telekom'un özelleşmesinden, GSM şirketlerinin, bankaların ve süpermarketlerin satışından elde edilen gelirdir. Bugün itibariyle cari işlemler açığını kapatan bir girdi olarak görülse de kısa süre sonra önemli miktarda kar transferleri yaparak, cari işlemler açığını dramatik bir şekilde büyüten bir tehlike haline gelecektir. Bankalar, hazineye vereceği borç paranın faizini, diğer şirketler de oldukça karlı olan gelirlerinin katma değerlerini transfer edecektir. Eğer bunların Türkiye'de kalarak yatırıma tahvil edilmeleri sağlanmazsa birkaç yıl içinde cari işlemler açığının bugünkü seviyesinden çok daha büyük rakamlara ulaşması söz konusu olacaktır" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin dışa bağımlı olduğu kalemlerdeki seyrini de iyi değerlendirmek gerektiğini kaydeden Malatyalı, "2005 yılında 21.2 milyar dolar olarak gerçekleştirilen enerji ithalatı, 2006'nın ilk 10 ayında 23.4 milyar doları bulmuş. Tahminlere göre 2006 yılının sonunda 30 milyar doları bulacak. Yani giderek büyüyen bir açık ya da daha doğru bir tanımla borçla karşı karşıyayız. Botaş'ın bugün itibariyle 9 milyar YTL'yi bulan alacaklarının da altını çizmekte yarar var. Son beş yılda Türkiye arka arkaya yüksek bir büyüme oranı yakaladı. Bu, Türkiye'nin ekonomik istikrar yolunda attığı adımların, küresel sermaye akımlarıyla desteklenmesi sayesinde gerçekleşti" ifadelerini kullandı.

(BÖ-RO-RO-E)

Haberler