Trabzon: 1. Ulusal Heyelan Sempozyumu

Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Dönüşüm Alanları Hakkında Yasa Tasarısı'nın imar affı olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu belirterek, bu kanun tasarısıyla sağlıksız yapılaşmanın önüne geçilerek düzenli yerleşimlerin sağlanmasının hedeflendiğini söyledi.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi'nce düzenlenen ve 2 gün sürecek '1. Ulusal Heyelan Sempozyumu' Zorlu Grand Otel'de başladı. Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere Türkiye'nin karşı karşıya olduğu heyelan riskleri ve bu risklere karşı yapılan çalışma ve araştırmaların çeşitli akademisyen ve uzmanlar tarafından sunulacağı sempozyumun açılışında konuşan Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, heyelanların başta Doğu Karadeniz Bölgesi olmak üzere çok sayıda can ve mal kaybına yol açtığını, bunun sonucunda konutların yıkıldığını, alt yapılar ve karayollarının hasar gördüğünü, tarım ve orman alanlarının da kullanılamaz hale geldiğini söyledi.

Türkiye'de heyelanlardan etkilenen yerleşim birimlerinin dağılımına bakıldığında bunların yaklaşık 3'te 1'inin Karadeniz Bölgesi'nde olduğuna işaret eden Bakan Özak, iller bakımından da Trabzon, Bingöl, Rize ve Erzurum'un heyelan afetinden en fazla etkilenen iller arasında ilk sıralarda geldiğini dile getirdi. Türkiye'de doğal afetler sonucu son 100 yılda 100 bin insanın hayatını kaybettiğini ve afetlerde can ve mal kaybına maruz kalmanın insanların kaderi olmaması gerektiğini vurgulayan Bakan Özak, "Afet tehlike ve riskleriyle sık sık karşılaşılan ülkemizde sivil toplumun ve devletin işbirliği içerisinde afetler konusunda zarar azaltma odaklı bir afet yönetim sistemi geliştirmek zorundayız. Afet zararlarının azaltılması ve ülkemizdeki yerleşimlerin afetlere karşı güvenlikli hale getirilmesi, kararlı bir şekilde sürdürülen, geniş kapsamlı ve toplumsal olarak içselleştirilmiş bir mücadele kültürüyle desteklenmesi gereken toplumsal bir hedef olmalıdır" dedi.

Heyelanların da arasında bulunduğu doğal afetlerin zararlarının azaltılması noktasında düzenli yapılaşma ve kentleşmenin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Bakan Özak, bakanlığının bu çerçevede yürüttüğü çalışmalarda önemli mesafeler alındığını kaydetti. Gecekondulaşmayla mücadele ve kentsel dönüşüm konularında büyük mesafeler alındığını vurgulayan Bakan Özak, konuyla ilgili olarak hazırlanan Dönüşüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı'nın Meclis Bayındırlık Komisyonu'ndan geçtiğini ve Aralık ayı içinde de Meclis Genel Kurulu'nda görüşülerek kanunlaşacağını ifade etti. Mevcut yasa tasarısının bazı çevrelerce imar affı olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunun altını çizen Bakan Özak, imar aflarının geçmişte yapıldığını ve kendilerinin buna karşı olduğunu söyledi.

Bakan Özak, "Geçmişte vatandaşlarımız gelip devletin arsasına oturuyordu. Daha sonra ona Tapu Tahsis Belgesi veriliyordu. Bu geçmişte yapıldı ama bizim yaptığımız bu değildir" diyerek, şunları kaydetti:

"Biz vatandaşlarımıza 'Kardeşim bu alanlarda oturamazsınız. Burayı yıkacağız, sana da başka bir yerde, planlı bir şekilde ev yapacağız. Bunun bedelini de 20 yılda ödeyeceksin' diyoruz. Bunu bir imar affı ya da rant olarak değerlendirmek çok yanlış."

Türkiye'de köyden kente akım oranının yüzde 50-50'lerden bugün yüzde 71'e 29'a dönüştüğünü belirten Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, bu durumun beraberinde sağlıksız yapılaşma ve sağlıksız yaşam alanlarını getirdiğini dile getirerek şunları söyledi:

"Bu sağlıksız yapılaşmanın sonucunda gecekondu var, depreme dayanıksız yapılar var ve bunlar büyük bir risk oluşturuyor. Şu an Türkiye'de 60 bin konut risk altında. Bu bakımdan bu çirkin ve sağlıksız yapılaşmanın yerine sağlıklı yapılaşmanın gelmesi için Dönüşüm Alanları Hakkında Yasası'nı hazırlıyoruz. Bu yalnızca şehirleri de kapsamıyor. Özellikle kırsal alanları da bunun içine alacağız. Tekrar edelim, bu bir af değil. Biz affa karşıyız. Bu geçmişte yapıldı. Biz şu anda kaçak yapıları yıkıp buralarda oturan vatandaşların ruhsatlı ve sağlıklı yapılarda oturmalarını sağlamaya çalışıyoruz."

Sempozyum çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Özak, Karadeniz Sahil Yolu'nun Trabzon Şehiriçi Geçişi'ne Trabzon Belediyesi tarafından 'Atatürk Bulvarı' isminin verilmesi üzerine başlatılan tartışmalarla ilgili olarak, bu yola isim verme hakkının Trabzon Belediyesi'nde değil kendilerinde olduğunu, ayrıca Atatürk ismi üzerinden de spekülasyon yapılmaması gerektiğini ifade etti.

Bakan Özak, Trabzon Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'nün de içinde bulunduğu Kültür Merkezi'nin bazı bölümlerinin Trabzon Adliyesi'ne devredilmesiyle ilgili soru üzerine, Trabzon'da yargının fiziki şartlarının yetersiz olduğunu, bu bakımdan yargıya bir yer bulunmasının kaçınılmaz hale geldiğini söyledi. Trabzon'da arsa üretmenin son derece zor olduğuna işaret eden Bakan Özak, Trabzon'a yeni bir adliye binası yapılmasının şart olduğunu, bunun için yaklaşık 18-20 dönümlük bir alana ihtiyaç bulunduğunu kaydetti. Gerekli alanın bulunması için çalışmaların sürdürüldüğünü ve bunun temin edilmesinin hemen ardından yeni adliye binasının ihale edilerek yapımına başlanacağını ifade eden Bakan Özak, Trabzon'a ismine yakışır tarzda bir adliye binasının muhakkak kazandırılacağını söyledi.

Kültür Merkezi binasına dokunulmaması için mücadele eden Trabzonlu sanatçılara da seslenen Bakan Özak, "Demokratik tepkilerini ortaya koysunlar. Ama bunu başka yerlere çekerek bizi sanat ve sanatçı karşıtı insanlar gibi göstermesinler, bu doğru değil" şeklinde konuştu.

1. Ulusal Heyelan Sempozyumu, açılış konuşmalarının ardından çeşitli akademisyen ve uzmanlar tarafından sunulan bildirilerle devam etti. 2 gün sürecek sempozyumun ardından sempozyuma katılan bilim adamı ve uzmanlar, Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi tarafından düzenlenen teknik geziye katılarak bölgedeki çeşitli heyelan alanlarında incelemelerde bulunacak.

Haberler