Haberler

Tiskon 2007 Kongre ve Sergisi

Makina Mühendisleri Odası (Mmo) Tarafından Bu Yıl 2.'si Düzenlenen Tıbbi Cihazlar İmalatı ve Sanayi Kongre ve Sergisi'nde (Tiskon 2007) Tıbbi Cihaz Sanayisi Tartışıldı.

Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından bu yıl 2.'si düzenlenen Tıbbi Cihazlar İmalatı ve Sanayi Kongre ve Sergisi'nde (TİSKON 2007) tıbbi cihaz sanayisi tartışıldı.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kongre ve Sergi Merkezi'nde gerçekleştirilen TİSKON 2007'ye Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, TMMB Sağlık Komisyonu Üyesi ve Erzurum Milletvekili Mehmet Gülyurt, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Adnan Sakoğlu, MMO Samsun Şube Başkanı Kadir Gürkan, Azerbaycan, Özbekistan Sağlık Bakanlıkları yetkilileri, çeşitli üniversitelerden

öğretim üyeleri ile iş adamları katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Kadir Gürkan, sağlığın temel insan hakları içinde en öncelikli yere sahip olduğunu ve yüksek düzeyde teknoloji kullanılan alanların başında geldiğini ifade etti. Gürkan, "Bilim, teknolojiye bağlantılı olarak sağlık alanındaki ilerlemelerin insan yaşamı, insanın ömrü ve toplumsal refah ile verimliliğe yansıması, ekonomik-sosyal, politikalarla birlikte bir bütünlük oluşturmaktadır. Bundan dolayı bilim ve teknoloji, tıbbi cihaz üretimi ile sağlık hizmetleri arasında

kopmaz bağlar bulunmaktadır. Günümüz dünyasında ileri teknoloji ürünü tıbbi cihazlar, az sayıda büyük ve tekel konumundaki firmalar tarafından üretilmektedir" dedi.

Tekelleşmiş büyük firmaların inovasyon (yenileşim) yolu ile gelişmekte olan küçük firmaları üretici olsun, pazarlayıcı olsun, satın alarak ele geçirdiğini ifade eden Kadir Gürkan, "Bu yolla rekabeti ortadan kaldırarak, tıbbi cihazların yanı sıra bu cihazlara yönelik sarf malzemesi ve yedek parça satış yoluyla büyük karlar elde etmektedir. Günümüzde dünya tıbbi cihazlar imalat sanayi yaklaşık 500 bin ürün çeşidine ve 180 milyar euroluk bir işlem hacmine ulaşmış olup katma değeri yüksek bir sektör durumuna

gelmiştir. İleri teknoloji ve inovasyon çalışmalarını yoğun bir şekilde hakim olduğu sektörde liderliği yaklaşık yüzde 40'lık pay ile ABD, ikinciliği yüzde 30'luk pay ile AB ve üçüncülüğü ise yüzde 11'lik pay ile Japonya almaktadır" diye konuştu.

Sağlığın insan yaşamının en temel gereksimi olduğunu vurgulayan MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, bu etkinliğin sonuçlarının 15-16 Aralık 2007 tarihinde Ankara'da TMMOB Sanayi Kongresi'ne taşınacağını belirtti. Koramaz, "Ülkelerin bütçelerinde sağlık harcamalarına ayırdıkları pay ve sağlıkla ilintili sektörlere verdikleri önem ülkelerin gelişmişliğinin, uygarlık düzeyinin ve ülke insanına verdiği değerinde önemli bir göstergesidir. Ne yazık ki, tüm geri bırakılmış ülkelerde olduğu gibi ülkemiz

bütçelerinde de sağlığa ayrılan pay çok düşüktür. Bütçelerimizden sağlık harcamalarına 2005'te yüzde 3.5, 2006 yılında yüzde 4, 2007 yılında ise yalnızca 3.3 gibi çok düşük bir pay ayrılmıştır. Türkiye OECD ülkeleri içinde sağlığa gayri safi milli hasıladan en az pay alan ülkedir. Bu pay 2006 için Almanya'da yüzde 16, Hollanda da yüzde 15, ABD de yüzde 19, Japonya'da ise yüzde 18'dir" şeklinde konuştu.

"Bir ülkenin bilim ve teknoloji alanında yetkinleşmesi, bu konuda ülke devletinin vereceği desteklerle ilintilidir" diyen Koramaz, "Bugün teknoloji üretiminin yüzde 95'i gelişmiş ülkelerde yapılmaktadır. Bu ülkelerde 10 bin nüfus başına düşen araştırmacı sayısı 120, gelişmekte olan ülkelerde ise en fazla 40, Türkiye'de ise 7.5 kişidir. Dünya genelinde elektronik, kimya ve makine sektöründe çalışan firmalar, tıbbi cihaz ve malzeme alanında yıllık işletme gelirlerinin yüzde 8'inin AR-GE'ye ayırmaktadır. Bu

oran Türkiye'deki firmalarda ise yüzde 0.8 civarındadır. Bu faktörler bütün üretici sektörlere ve tıbbi cihaz sektörüne de yansımakta, uluslararası tekeller bizim gibi ülkelerdeki pazar ve rekabet koşullarını istedikleri gibi yönlendirmekte ve küçük firmaları ele geçirmektedir" dedi.

İthalatın kontrolsüzlüğü sonucunda kırsal kesim başta olmak üzere birçok bölgede cihaz sıkıntısının çekildiğini kaydeden Koramaz, "Serbest ithalat rejimi dolayısıyla ikinci ve üçüncü el tıbbi cihazlar kolaylıkla ithal edilmektedir. Gerek bu durum gerekse yeterli servis ve bakım hizmetlerinin bulunmayışı sonucunda ülkemiz bir cihaz hurdalığına dönüşmüştür. Bu etkenler sonucunda ülkemiz tıbbi cihaz, alet ve sarf malzemesinde büyük oranda dışa bağımlı kılınmıştır. Tıbbi cihazların neredeyse tamamı, alet ve

sarf malzemelerinin büyük kısmı ithal edilmektedir. Bu aletleri üreten yerli firmalarımız vardır. Ancak bunların birçoğu yabancı büyük firmalarla rekabet eder durumda değildir. Tıbbi alet ve malzemelere yönelik küçük ölçekli de olsa yerli üretim bulunmakta ancak yerli ürünlere güvensizlik ve genel ekonomik politikalardan ötürü KOBİ niteliğindeki yerli üretim bir türlü belirleyici olamamaktadır" ifadelerini kullandı.

Koramaz, Türkiye'nin tıbbi cihaz alet ve sarf malzemelerinde büyük çapta ithalat yaparak, dışa bağımlı bir yapı sergilediğini söyledi. Tıbbi cihaz, alet ve yedek parça üretimi yapan firmaların genellikle KOBİ niteliğinde olup hammadde yönünden ortalama yüzde 60 gibi yüksek bir oranda dışa bağımlı olduğuna işaret eden Koramaz, tıbbi cihazdaki bağımlılık oranının ise yüzde 85 ile yine yüksmık pay ile ABD, ikinciliği yek bir seviyede olduğuna dikkat çekti. Yerli üretimin sadeci yüzde 15'te kaldığını öne

süren Koramaz, şöyle devam etti:

"Genel olarak düşük katma değerli ürünler imal edilmektedir. Her biri kendi alanlarında bir zincir oluşturan elektrik, elektronik, kimya, tıbbi malzemeler, gibi dallarda uluslararası tekeller ile rekabet oldukça zor görünmektedir. Dış ticaret istatistiklerine göre tıbbi cihaz ve malzeme ithalatı 2005 yılında 510 2006 yılında 920 milyon doları bulmaktadır. İhracat ise 2006'da sadece 65 milyon dolardır. İthalatı yüksek katma değerli ileri teknoloji ürünlerini kapsamakta olan bu cihazların yıllık yedek

parça ihtiyacı 100 milyon dolara ulaşmaktadır. Ayrıca ülkeye ikinci ve üçüncü elden cihazlar da girmektedir. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 14 civarındadır. Türkiye bu alanda dışa bağımlıdır ve uygulanan sanayi politikaları ve ekonomik programlar bu bağımlılığı pekiştirmektedir. Sektörde 2 bin civarında firma üretimde bulunmakta ve üretimleri imalat sanayisinin yüzde 0.83'ünü istihdamın da yüzde 0.81'ini oluşturmaktadır. Sektördeki firmaların yüzde 57.39'unu teknolojik yenilik yapmaksızın

üretim yapmaktadır. Bu sorunların aşılması için güçlü bir kamu destek ve teşviklerinin verilmesi, AR-GE alt yapısının oluşturulması, odalar, meslek kuruluşları, üniversiteler, sanayi iş birliğinin kurularak geliştirilmesi, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve nihayet ulusal tıp teknoloji sanayisinin oluşum ve gelişmesine çalışılmalıdır."

TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Adalet ve Kalkınma Partisi Erzurum Milletvekili Mehmet Gülyurt ise hükümetin 2006 yılında 5593 sayılı yasayı çıkartarak firmalara üretim, pazarlama ve patent desteği getirdiğini kaydetti. Milletvekili Gülyurt, üreticilere yatırım desteğini sağladıklarını kaydederek, "2006 yılında AR-GE'ye 450 milyon YTL pay ayırdık. Ancak bunun 50 milyon YTL'si kullanıldı. Üniversiteler bu imkanlardan yeterince faydalanamadı. Bu yasa sektörel bazda teşvik ve sağlık alanındaki yatırım teşvikini

sağlayacak. Hükümetimiz 2008 yılında bilim ve teknoloji bakanlığı kurmak için gerekli çalışmaları yapıyor, bundan sonra bilim ve teknoloji alanındaki tüm çalışmalar bu bakanlık tarafından yürütülecek. Yerli malını unuttuk. Son yıllarda ithal mallara büyük rağbet gösteriyoruz. Yerli malının kalitesini artırarak üretim haline getirmeliyiz. Aksi halde özgür ve tam bağımsız bir ülke olamayız. Sağlık sektöründeki dışa bağımlılığı azaltmalıyız. Yerli üreticilere sahip çıkmalı, onları yurtdışı ile rekabet

edebilecek hale getirmeliyiz. Ayrıca şu an sadece Başkent ve Yeditepe Üniversitelerinde olup, devlet üniversitelerinde bulunmayan biyomedikal mühendisliği bölümünü açmamız gerekiyor. Üniversitelerde kadrosu var, ancak mühendisimiz yok" açıklamasında bulundu.

Vali Hasan Basri Güzeloğlu da Türkiye'nin işbirliği konusunda yeterli noktada olmadığını vurgulayarak, "Bu eksiklik bizi kısıtlı bir noktada bırakmaktadır. Kamu olarak bu işbirliği gerçekleştirme konusunda zorunlu bir görevimiz vardır. Türkiye'de 40 bin KOBİ içerisinde 200'ü medikal ve tıp aletleri üzerine faaliyet göstermekte, bunların 20'si Samsun'da bulunmaktadır. Şüphesiz bu rakam azdır. Bunu artırmalıyız. Samsun sağlık sektörümık pay ile ABD, ikinciliği y kurulu oluşturduk. Önümüzdeki dönem hizmet,

imalat, gelişim ile üniversitemizde bu yolculuğumuza devam edeceğiz" dedi.

OMÜ Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay ve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Adnan Sakoğlu'nun da birer konuşma yaptığı TİSKON 2007 Kongre ve Sergisi 2 gün sürecek.

(İG-SA-SN-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title