Haberler

Terörizm İnsanlığa Karşı İşlenmiş Bir Suçtur

Başbakan Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda Düzenlenen Yüksek Düzeyli Toplantıda Kaynağı, Gerekçesi ve Hedefi Ne Olursa Olsun, Terörizmin İnsanlığa Karşı İşlenmiş Bir Suç Olduğunu Söyledi.

Can Kamiloğlu bildiriyor- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'ın dinler arası diyalog girişimi çerçevesinde BM Genel Kurulu'nda düzenlenen yüksek düzeyli toplantıda bir konuşma yaptı. Erdoğan, konuşmasında, "Kaynağı, gerekçesi ve hedefi ne olursa olsun, terörizm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Kim bir insanı öldürürse sanki tüm insanlığı öldürmüş gibi olur, kim bir insanı kurtarırsa, tüm insanlığı kurtarmış gibi olur" dedi. Erdoğan, BM Genel Kurul salonunda yaptığı konuşmada, "Artık iyi terörist, kötü terörist" ayrımı tamamen ortadan kaldırılmalı, başkalarının teröristlerini barındırıp onlara destek vermekten kaçınılmalıdır" diye konuştu.

Erdoğan şunları söyledi:

"Kıymetli Devlet Adamı ve kardeşim, Sayın Suudi Arabistan Kralı'nın himayelerinde başlatılan Dinler arası Diyalog Girişimi vesilesiyle buradan sizlere seslenmekten büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Çok sayıda Devlet ve Hükümet Başkanının bu Yüksek Düzeyli Toplantıya katılmaları, Sayın Kral'ın dinler arası diyalog meselesine gösterdikleri şahsi ilginin haklılığını da ortaya koymuştur. Tabiatıyla, böylesine değerli bir topluluğu bir araya getiren olgu hepimizin malumudur:Bu olgu, uluslararası camiada baş gösteren kutuplaşmanın, anlayış eksikliğinin ve ayrımcılığın ulaştığı tehlikeli boyuttur."

-"HEPİMİZ GÜVENDE DEĞİLSEK HİÇBİRİMİZ GÜVENDE DEĞİLİZ"

Başbakan Erdoğan farklılıklara saygı gösterilmesi ihtiyacını karşılamak üzere atılacak adımların niteliği ve bunların kaydedeceği mesafenin önümüzdeki on yıllarda uluslararası ilişkilerin mahiyeti üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olacağını vurguladı.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"20'inci yüzyıla ait davranış kalıplarının artık geçerliliğini yitirdiği ve dünyamızın "modern zamanlarda" birçok yeni risk ve tehditle karşı karşıya olduğu inkar edilemez. Terörizm, kitle imha silahlarının yayılması, kaçakçılık ve örgütlü suçlar küresel boyutlar kazanmıştır. Küreselleşme sayesinde yakın geçmişte üretimde ve refah seviyesinde büyük ilerleme kaydedilmesine rağmen, bu refahın adil şekilde paylaşıldığı ve dünyamızın daha güvenli bir hale getirildiği söylenemez. Hep birlikte yaşadığımız acı tecrübeler ışığında diyorum ki "hepimiz güvende değilsek, hiçbirimiz güvende değiliz."

-"HEDEFİ NE OLURSA OLSUN TERÖRİZM İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR"

Erdoğan, konuşmasında iyi terörist, kötü terörist ayrımının tamamen ortadan kaldırılmasının gerektiğini belirterek, "Başkalarının teröristlerini barındırıp onlara destek vermekten kaçınılmalıdır Bu özellikle terörizm bakımından geçerlidir. Bu fırsatla şu noktayı özellikle vurgulamak istiyorum: Artık "iyi terörist, kötü terörist' ayrımı tamamen ortadan kaldırılmalı, başkalarının teröristlerini barındırıp onlara destek vermekten kaçınılmalıdır" diye konuştu.

Kaynağı, gerekçesi ve hedefi ne olursa olsun, terörizmin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, "Biz inanıyoruz ki, "Kim bir insanı öldürürse sanki tüm insanlığı öldürmüş gibi olur, kim bir insanı kurtarırsa, tüm insanlığı kurtarmış gibi olur" dedi.

"Sözünü ettiğim risk ve tehditler uluslararası işbirliği ve dayanışmayı her zamankinden daha fazla gerekli kılıyor" diyen Erdoğan, bu risk ve tehditlere karşı ortak bir siyasi irade göstermekte yeterli derecede başarı kaydedildiğinin söylenemeyeceğini belirtti. Erdoğan, "Özellikle uluslararası toplumda görülen kutuplaşma, anlayış eksikliği ve ayrımcılığı ortadan kaldırmaktan hala uzağız. Bu yolda daha çok mesafe kat etmek durumundayız" dedi.

-SUUDİ ARABİSTAN KRALININ BAŞLATTIĞI GİRİŞİM MEMNUYET VERİCİ

Suudi Arabistan Kralının başlattığı girişimin memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Farklılıklara saygı gösterilmesi ihtiyacını hissederek bu alanda yeni bir girişim başlatan veya mevcut çabalara katkıda bulunmak isteyenlerin sayısında artış olması da memnuniyetle not edilmesi gereken bir gelişmedir. Değerli Dostum ve kardeşim Sayın Suudi Arabistan Kralı'nın başlattığı girişimi de bu çerçevede değerlendiriyoruz. Bu konuda gösterdiği gayret için kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Erdoğan şunları söyledi:

"Din adamlarımız, bu girişim çerçevesinde, Mekke'de 2008 Haziran ayında düzenlenen Müslüman din adamları toplantısına ve Madrid'de 2008 Temmuz ayında tertiplenen diyalog toplantısına katılmışlardır. Bu girişimin, dinler ve kültürlerarası diyalog çabalarına büyük bir katkı sağlayacağı şüphesizdir. Dün ve bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda tertiplenen Yüksek Düzeyli Toplantı'da yapılan görüş alışverişinin, uluslararası toplumun artan hassasiyetinin bir göstergesi olarak algılanmasının uygun olacağını düşünüyorum. Bu alanda yürütülen diğer girişimler de artık mesajın anlaşıldığının, kutuplaşma ve çatışmanın çözüm olmadığı gerçeğinin görüldüğünün birer ifadesidir. Tüm bu girişimlere ve bunları destekleyenlere kalbi teşekkürlerimi sunuyorum."

"Medeniyetler İttifakı, BM Genel Sekreterinin desteğiyle bir BM süreci haline gelmiştir" diyen Erdoğan, "Genel Sekreter tarafından eski Portekiz Cumhurbaşkanı Jorge Sampaio (HORGE SAMPAYO) İttifakın YüksekTemsilciliğine atanmış, BM çatısı altında kurulan Dostlar Grubu da giderek gelişmiştir" diye konuştu.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

Medeniyetler İttifakı, bugün itibariyle 78 ülke ile 13 uluslararası kuruluşu bünyesinde barındırmaktadır. Tüm bu gelişmeler, İttifakın ilke ve hedeflerinin uluslararası toplum tarafından her geçen gün daha da kuvvetle desteklendiğini göstermektedir. Medeniyetler İttifakı, demokrasi, insan hakları ve yasaların hakimiyeti gibi bizleri birleştiren temel değerlerin, kültürel farklılıklarımızdan daha güçlü olduğunun bir kanıtıdır."

-"GELECEĞE GÜVENLE BAKABİLMEK İÇİN TUTARLI BİR VİZYONUMUZ OLMALI"

Erdoğan BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Daha önce değindiğim iki aşırı ucun yarattığı potansiyel tehlikenin kontrol altına alınabilmesi için, bu alanda mevcut olan tüm girişimlere ihtiyaç vardır. Bunların başarılı olmasına elbirliğiyle katkıda bulunmalıyız. Bu girişimleri, rekabet içinde gelişen çalışmalar olarak değil, birbirini destekleyen ve tamamlayan süreçler olarak görüyoruz. Söz konusu her bir süreç kendi mecrasında yürümeli ve göreceli üstünlüğe sahip olduğu alanda katkısını sürdürmelidir. Medeniyetler İttifakı da BM çatısı altında katkısını geliştirmeye çalışacak ve özellikle resmi icraat ve söylemlerin ılımlı ve sorumlu bir çerçevede tutulmasını sağlamaya gayret edecektir.

Dostlar Grubu üyeleri, hazırlamakta oldukları Ulusal Planlar yoluyla hem ittifakın amaçlarının kendi kamuoylarına duyurulmasını temin edecekler, hem de özellikle medya, gençlik, eğitim ve göç alanlarında ortak projeler üreterek günümüzün diyalog eksikliğine çözüm bulmaya çalışacaklardır. Geleceğe güvenle bakabilmemiz için tutarlı bir vizyonumuz olmalıdır."

-"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ MEDENİYETİMİZİN VAZGEÇİLMEZ UNSURU"

İfade özgürlüğü ile inançlara saygı ilkelerinin bağdaştırılması hususunun bu meyanda akla gelen en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "İfade özgürlüğü, medeniyetimizin vazgeçilemez unsurları arasındadır ve diğer özgürlüklerin de temelidir. Ancak bu özgürlüğün, hoşgörü ve bir arada yaşama kültürünü güçlendirecek şekilde ve sorumluluk anlayışı içinde kullanılması gerektiğine inanıyorum. Zira, inanç özgürlüğü ve dini değerlere saygı da yine, medeniyetimizin temel ilkeleri arasında yeralır. Burada kastettiğim, eleştirme veya sorgulama hakkının kısıtlanması değildir. Özgür toplumlarda sorgulama hakkı kutsaldır" diye konuştu.

-KARİKATÜR KRİZİ KIŞKIRTICI

Erdoğan konuşmasında geçtiğimiz yıllarda yaşanan karikatür krizi ile ilgili olarak da "İfade özgürlüğü ile ayrımcılığa ve hatta şiddet kullanımına teşvik eden kışkırtıcı tutumlar arasındaki çizginin zaman zaman çok inceldiğini de üzülerek görüyoruz. Son yıllarda yaşadığımız Karikatür Krizi benzeri gelişmeler, ifade özgürlüğü kavramıyla izah edilemeyecek ölçüde kışkırtıcı olmuştur. Ortaya konulan düşüncelerin, farklı kültürlerde, farklı dinlerde, farklı coğrafyalarda ne tür etkilerinin olacağı mutlaka ve mutlaka dikkatle incelenmelidir. Birbirimizi daha iyi anlamamız, hassasiyetlerimize karşılıklı olarak saygı gösterebilmemiz ve bize benzemeyenleri 'öteki' diye nitelendirmek yanlışından kurtulmamız ancak böylelikle mümkün olabilir" diye konuştu.

-BİRLİKTE YAŞAMAK MÜMKÜNDÜR

Erdoğan, konuşmasında, küresel huzur için Arap-İsrail ihtilafının çözümlenmesine ve Irak'ın kalıcı biçimde istikrara kavuşturulmasına ihtiyaç olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Evrensel olduğuna inandığımız değerler temelinde tüm insanlık için, ırk, dil, din ayrımı gözetmeksizin ortak bir medeniyet bağının söz konusu olduğunu icraatımız ve söylemimizle ortaya koyabilmeliyiz. Aksi yöndeki tüm söylemlere, tüm çabalara ve tüm girişimlere rağmen, bizler, şunu yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz. Birlikte yaşamak mümkündür. Farklılıkları birer zenginlik olarak görmek mümkündür. Çatışma kolay olan, uzlaşma ise zor olandır. İnanıyorum ki, bizler, bütün samimiyetimizle ve kararlılığımızla bu zor olanı gerçekleştireceğiz. Konuşmama hepinizi 2009 yılında İstanbul'a davet ederek son vermeyi arzu ediyorum. Bildiğiniz gibi, Medeniyetler İttifakı İkinci Forumu 2-3 Nisan 2009 tarihlerinde iki kıtayı ve üç semavi dini sinesinde barındıran bu şehirde yapılacaktır. Sizleri İstanbul'da en iyi şekilde ağırlayabilmekten ve bu önemli görüş alış-verişimizi İstanbul Boğazı'na nazır bir konumda sürdürebilmekten büyük mutluluk duyacağım." (ANKA)

(CK/TT/BÜN)

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title