Tekstilde Hızlı Tüketim Türk Üreticileri Güçlendiriyor
Avrupa'nın Tekstil ve Konfeksiyon Üreticisi Olan Türkiye, Coğrafi Yakınlığı Sebebiyle 4 Hafta İçerisinde İstenilen Özellikte Ürünü Adetli Olarak Teslim Etme Kabiliyetine Kavuşurken, Dünya Pazarında Türk Firmaları Birbirleriyle Rekabet Ediyor.
Avrupa'nın tekstil ve konfeksiyon üreticisi olan Türkiye, coğrafi yakınlığı sebebiyle 4 hafta içerisinde istenilen özellikte ürünü adetli olarak teslim etme kabiliyetine kavuşurken, dünya pazarında Türk firmaları birbirleriyle rekabet ediyor.
Avrupa'daki birçok mağazalar zincirlerine ve dünya markalarına Bursa'dan üretim yapan Akbaşlar Tekstil'in Pazarlama Müdürü Sunay Güler, en büyük avantajlarının iplik üretiminden konfeksiyona kadar her türlü işlemi zincir halinde yapıp 4 haftada malı Avrupa'daki adrese teslim etmeleri olduğunu söyledi. Güler, "100 bin adet bir siparişi, ipliğini büküp örme, apre, baskı ve konfeksiyon olarak 4 haftada teslim ediyoruz. Kumaş ve konfeksiyon dizaynları ile Avrupalılara alternatifler sunuyoruz. Anti stres,
anti baktireyel gibi teknolojik ürünleri geliştiriyoruz. Dizaynırlarımızın tasarladığı ürünler, büyük mağazalar zincirleri tarafından dikkate alınıyor. Dünya çapındaki markaların, Madonna gibi ünlülerle birlikte tasarladığı modelleri de Bursa'daki fabrikalarımızda üretip istedikleri tarihte teslim kabiliyetine sahibiz. Bu özelliklerimiz ile Türkiye olarak Avrupa'nın en çok güvendiği tekstil ve konfeksiyon üreten bir ülkeyiz. Ancak kendi markamızı koyma konusunda henüz cesaretlenemedik. Biz Türkiye'de Gess
Markası ile ürünlerimizi 9 mağazada Türk tüketicilerinin beğenilerine sunduk. Ancak Newyork ve Londra gibi modanın merkezi şehirlerin alış veriş caddelerinde mağaza açma konusunda sağlamcı bir yaklaşımla bekliyoruz. Çünkü dünya marka devleri ile mücadele etme konusunda, dünya ticaretinde ve pazarlamasında yer alma konusunda Türkiye'den Mavi gibi birkaç markanın başarısı ile birlikte, bazı başarısız hamlelerde yaşandı. Bunun için marka konusunda henüz iyi bir ticaret ve pazarlama alt yapısına kavuşmayı
bekliyoruz. Ayrıca Türk firmaları halen Belçika, Danimarka gibi ülkelerdeki firmalara ürün yapıyorlar. Onlarda bunları Avrupa'ya dağıtıyorlar. Ticaretimizi geliştirirsek, bu aracıları da kaldırıp daha geniş pazarlara kendimiz gidebiliriz" dedi.
Kadın fantezi kumaşından, konfeksiyon ürünlerine kadar Avrupa ülkelerinde hızlı bir tüketim anlayışının son yıllarda hakim olmaya başladığına dikkat çeken Güler, "Artık Haziran ayı sonlarında mağazalar yaz indirimine giriyorlar. Türkiye'de de durum bu şekle geldi. 1.5-2 ayda ürünler vitrinden kalkıyor. Moda hızlı değişiyor. Yeni nesil daha da ucuzlayan giyim ürünlerini kısa sürede tüketiyor. 2 ayda bir yenisini alır hale geldi. Bu hızlı tüketim Türkiye'yi Avrupa pazarında çok avantajlı hale getirdi.
Siparişi bir ay sonra teslim ettiğimiz için, Çin'in 5 haftalık yol süresi ile kalite ve tasarımdaki yetersizliği bizi öne çıkartıyor. Yılda 25-30 milyon dolarlık ihracatımızı yeni dizayn ve ürünlerle arttırmayı planlıyoruz" diye konuştu.
İlay Tekstil Üretim Müdür Cemil Parlakay ise her gün 2-3 yeni desen ve ürün dizayn ettiklerini belirterek, "Dünyadaki trendleri yakından takip ediyoruz. Yeni ürünler geliştiriyoruz. Hep yeniyi yapmak için araştırma geliştirmeye önemli bir enerji ve para harcıyoruz. Tekstilde ürün şekli konusunda Türkiye'nin belirleyici konuma geldiğini söyleyebiliriz. Yılda 35 bin metre numune kumaş basıyoruz. Her ay Avrupa'daki müşterilerimizi ziyaret ederek yeni ürünleri ve desenleri anlatıp gösteriyoruz. Sürekli farklı
ürün geliştirmenin peşindeyiz. Bu gayretimizde ihracat rakamlarının artışı olarak bize dönüyor. Ancak Avrupa'daki müşterilerimizde başka bir ülkenin firmaları ile değil, Bursa'daki kendi arkadaşlarımız ile, Türkiye'deki firmalarla rakip konumuna geliyoruz. Bu konuda ülkemiz önemli kayıplar yaşıyor. Avrupa'daki alıcılar bu durumu bildiklerinden bizi birbirimize kırdırıp, önemli miktarda Türk firmalarına kayıp verdiriyorlar. Uludağ İhracatçı Birliği bünyesinde bir araya gelip daha fazla bu meseleleri
konuşabilirsek, fiyat ve uygulamalar konusunda belki önemli bir gelişme kaydedebiliriz. Ancak Türk üreticilerinin birbirleri ile rekabeti, birlikte hareket etme politikası geliştirip ortadan kaldırması gerekiyor" şeklinde konuştu.
(İRF-ÖK-E)