Haberler

TBMM Genel Kurulu

Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, HDP'ye, "PKK terör örgütüne karşı durduğunuzu açık bir şekilde ifade edin.

Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, HDP'ye, "PKK terör örgütüne karşı durduğunuzu açık bir şekilde ifade edin. Eğer o bölgede yaşayan vatandaşlarımızı seviyorsanız, o bölgede yaşayan insanlarımızla el ele, kol kola yürümek istiyorsanız, geliniz, korkmayınız, vesayetten kurtulunuz artık" diye seslendi.

Elvan'ın, TBMM Genel Kurulu'nda, HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile ilgili bilgi vermesinin ardından, gruplar adına başkanvekilleri kürsüye çıktı.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Elvan'ın, hiçbir konuda somut bilgi vermediğini, son derece kısa bir açıklamada bulunduğunu savundu.

Hükümetin, bazı milletvekillerinin Genel Kurul'da dile getirdiği konularla ilgili ayrıntılı, somut bilgi vermesi gerektiğini belirten Akçay, milletin, terör olaylarının iç yüzüne dair bilgi alma hakkının bulunduğunu kaydetti. Meclis'in de bu bilgileri alma hakkının olduğunu dile getiren Akçay, Genel Kurul'un bugüne kadarki görüşmelerinde hükümetin, bilgi vermekten, tartışmaya girmekten özenle kaçındığını savundu.

Akçay, ülkenin geleceğine, milletin varlığına, bütünlüğüne yönelik tartışmalar yapıldığında AK Parti Grup başkanvekillerinin açıklama yapmaya çalıştığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İktidar partisi ne zaman zıplıyor, Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanı'na yönelik eleştiri olduğunda sataşmadan söz alıyor. Ülkede yaşanan olaylarla ilgili hükümet, sadece propagandaya yönelik açıklama yapmakla yetiniyor. Terörle mücadelede kararlılık var mı, bu konuda ciddi endişelerimiz var. AK Parti, günü kurtarma, geçiştirme içinde. Hangi talebi karşılanırsa karşılansın PKK hiçbir zaman silah bırakmayacaktır. PKK, hak arayan örgüt değildir aynı zamanda emperyalist ülkelerin kullandığı bir aparattır. Bugün PKK, yarın MKK olur. Bakan, 'dik duruş' diyor. Dik duruşu önce iktidarın sağlaması gerekiyor. Ülkemiz çok büyük, tehlikeli oyunun girdabına sürükleniyor."

-"Bu sorun parlamentoda çözülecektir"

HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, Elvan'dan, Sarıyıldız ve yanında bulunan kişilerle ilgili bilgi alamadıklarını belirterek, kendilerinin Sarıyıldız ile görüştüklerini kaydetti.

Elvan'ın, Cizre'de yaralıların olduğu yere ambulansın gönderildiğini söylediğini anımsatan Demirel, ancak ambulansın gelmediğini öne sürdü. Demirel, yaralıların olduğu yerin açık adresini vererek, Sarıyıldız'ın başına bir şey gelmesi halinde sorumlusunun hükümet, parlamento olduğunu iddia etti.

Parlamentonun bir üyesinin, seçilmişlerin şu anda yaşamının tehlikede olduğunu ileri süren Demirel, "Polis, asker, gerilla, kadın, çocuk, yaşlının, hiç kimsenin yaşamını yitirmesini istemiyoruz. Ablukalarla, sokağa çıkma yasaklarıyla bu sorun çözülmez. Bu sorun parlamentoda çözülecektir" dedi.

-"Teröre karşı net tavır"

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bütün partilerin teröre karşı, "ama"sız, "fakat"sız, net tavır alması, devletin de terörle etkin mücadele etmesi gerektiğini kaydetti.

Hiçbir insani, sosyal, kültürel hak talebinin terörizme meşruiyet, teröriste masumiyet kazandırmayacağını vurgulayan Altay, "AKP'nin iki türlü terörle mücadele politikası ya da AKP'nin iki türlü Kürt sorununa bakışı var, bir seçim arefesi politikası, iki seçim ertesi bakışı, politikası var. Hendek, barikatlar bu politikaların ürünüdür. Eğer demokrasi varsa, hiçbir güvenlik kaygısı temel hak ve özgürlüklerin gasbedilmesine dayanak olmamalı" dedi.

Altay, hükümetin asıl görevinin, hendek ve barikatları kurdurmamak olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, çözüm sürecinde bölgeye cephane, silah, mühimmat ve insan kaynağı yığıldığını söylediğini belirten Altay, Erdoğan'ın, durum tespiti yaptığını kaydederek, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın şunu da söylemesi lazım, 'O dönemin sorumlusu olarak Başbakan Erdoğan yanlış yapmıştır, sorumludur, kusurludur.' Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu. Biz bunlardan siyasi çıkarsama, bunları siyasette oya tahvil etme peşinde değiliz. Bir damla kana CHP'nin 10 yıl iktidarı feda olsun. Bu sorun, ne Kandil'de ne adada ne dağda ne ovada çözülür, bu sorun TBMM'de çözülür dedik" diye konuştu.

-"Tiyatrolara gözünü kapattı"

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, sataşma gerekçesiyle Altay'a yanıt verdi.

HDP Grup Başkanvekili'nin bir konuda hassasiyetini dile getirdiğini, kendilerinin de bunu paylaştıklarını söylediklerini anımsatan Turan, yasama faaliyeti ve hükümetin gündeminin farklı şeyler olduğunu kaydetti.

Turan, CHP Grup Başkanvekili'nin, "1 saate kadar ara verelim" dediğine işaret ederek, Meclis'in, Kurtuluş Savaşı'nda dahi kapanmadığını anımsattı. Turan, provakasyona, iftira, polemiğe rağmen Meclis'i kapatmayacaklarını, yasama faaliyetlerine devam edeceklerini bildirdi.

Terörle mücadelelerinin son ana kadar devam edeceğini dile getiren Turan, "Bununla ilgili mesele üzüm yemekse, bağcıyı dövmek, kavga etmek, içtüzüğü zorlayarak ara vermek, kapatmaksa millet bu tarz tiyatrolara gözünü kapattı. Hangi partinin, hangi partiyle adeta yan yana gelip Meclis'i kapatma tehditinde bulunduğunu gördü" görüşünü dile getirdi.

Bunun üzerine Altay da "Eğer bu ülkede kan duracaksa Meclis, 10 gün de kapanıversin bir şey olmaz. Siz burada 6 ay Meclis'i çalıştırmadınız. Kan duracaksa, barış sağlanacaksa herkesle yan yana geliriz" karşılığını verdi.

-"Elinde silah olanın söyleyeceği ne olabilir?

AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, siyasi partilerden çeşitli olaylara ilişkin hükümetten açıklama talep edebileceğini belirterek, ancak bunu yerine getirirken Meclis'e ara vermenin doğru bir tutum olmadığını söyledi.

Bostancı, yapılması gerekenin, bilgi talep ediliyorsa hükümetin bunu vermesi, Meclis'in de kendi çalışmasına devam etmesi olduğunu kaydetti.

Sarıyıldız'ın, diğer milletvekilleri gibi bütün Türkiye'nin vekili olduğunu dile getiren Bostancı, "bugün bana, yarın sana" anlayışı çerçevesinde davranmanın yanlışlığına işaret etti.

Bostancı, şunları kaydetti:

"Her kim demokratik zeminlerde bu işler müzakere edilirken 'Ben de elime silah alıyorum, hendek açıyorum, kafama göre öz yönetim uyguluyorum, Ortadoğu'daki gelişmelerden faydalanarak, Suriye'den esen rüzgarlar üzerinden yelkenlerimi doldurarak bu ülkede birtakım oldu bittiler yaratmak istiyorum' derse, bunu diyenler Türklerin de Kürtlerin de düşmanıdır, herkesin düşmanıdır. Çünkü, demokratik zeminler açıkken, insanlar konuşabilirken elinde silah olan insanların bu topluma söyleyeceği ne olabilir? İktidar kim olursa olsun, topluma ve devlete elindeki silahla meydan okuyan insanlara karşı ricacı olmaz. Onlara karşı devletin meşru gücünü, kudretini kullanmak durumundadır. Devletin asli görevi, daha çok terörist öldürelim değildir. Devletin asli görevi, devlete karşı, halka karşı suç işleyen varsa onları hukukun karşısına çıkartmaktır.Teröre karşı ortak tavır şu çatının altında bulunan herkesin her şeyden önce ahlaki ödevidir, hepimizin ahlaki ödevidir. "

-"Yaralandığına dair bilgi yok"

Başbakan Yardımcısı Elvan, daha sonra eleştirilere yanıt verdi.

Hükümetin kaçamak cevap verdiği eleştirilerine işaret eden Elvan, gerçek neyse, onu paylaştıklarını bildirdi.

Ambulansın ikinci kez gönderilmesine, uzun süre bekleyip anons edilmesine rağmen yaralıların getirilmediğini ifade eden Elvan, bunun üzerine kaymakamlığın belediye ile görüştüğünü anlattı. Elvan, belediyeden ambulansın bölgeye intikal ettirildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Terörle mücadele etmeye devam edeceğiz, bundan hiçbirinizin kuşkusu olmasın. Ama terörle mücadeleye devam ederken eğer bir milletvekili, özellikle terör örgütüne mensup olan grubu korumaya yönelik bir girişimde bulunursa, bu doğru olmaz. Elbette milletvekilinin güvenliği, bir milletvekilimizin güvenliği son derece önemli bir husus. Bize gelen bilgilerde Sayın Sarıyıldız'ın yaralandığına dair bir bilgi söz konusu değil.

O sokaklara konan bariyerler ambulansın girişini engellemek için, insanların rahat bir şekilde pazarına, çarşısına gitmesini engellemek için yapılan bariyerlerdir. Eğer terör örgütünün zerre kadar oradaki vatandaşı düşünen bir anlayışı olsaydı böyle bir yapı içerisinde hareket etmesi düşünülür müydü? Bilakis, yörede yaşayan vatandaşlarımız, halkımız ısrarlı bir şekilde terör örgütüne karşı mücadelemizi devam ettirmemizi istiyorlar, terör örgütüne karşı bu mücadelemizin sonuna kadar devam etmesini istiyorlar. Vatandaşımızın, o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın bizden talepleri bu. Halkımız hiçbir şekilde ateş altında değildir. Orada mücadele sadece ve sadece terör örgütüne yönelik yapılmaktadır, yapılan mücadele budur. Sokağa çıkma yasaklarının bu kadar uzun sürmesinin en temel nedeni oradaki vatandaşlarımızın hiçbirinin gerçekten bu olaydan etkilenmemesi için gayret sarf edilmesidir ve bu konuda her türlü hassasiyet gösterilmektedir, gösterilmeye de devam edecektir."

-"Kimler tarafından öldürüldüğü açık"

Elvan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, hükümetlerinin, hiçbir zaman sivillerin öldürülmesine yönelik bir girişimde bulunamayacağını vurguladı.

Vatandaşların korunmasına yönelik mücadele ettiklerini, etmeye de devam edeceklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Elvan, bugün yapılan mücadelenin, sadece ve sadece terör örgütüne yönelik olduğunu kaydetti.

Elvan, siviller, yaşlılar öldürülüyorsa bunların kimler tarafından öldürüldüğünün çok açık ve net bir şekilde ortada olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"En son yapılan saldırıya, çocukların, yaşlıların öldürülmesine, hele hele kucakta bir bebeğin öldürülmesine hepiniz şahit oldunuz. Ben samimi olarak şunu söylemek istiyorum özellikle HDP Grubu'na yönelik olarak, siz TBMM'nin birer milletvekilisiniz…Ülkemizin birliği, bütünlüğü, kardeşlik ruhumuzun daha da geliştirilmesi, derinleşmesi için birlikte mücadele etmek zorundayız ama lütfen PKK terör örgütüne ve bu silaha karşı durduğunuzu açık bir şekilde ifade edin. Eğer o bölgede yaşayan vatandaşlarımızı seviyorsanız, o bölgede yaşayan insanlarımızla el ele, kol kola yürümek istiyorsanız, bu kardeşlik ruhumuzun daha da güçlenmesini istiyorsanız geliniz, korkmayınız, vesayetten kurtulunuz artık. Şunu söyleyiniz, 'Biz terör örgütüne karşıyız' deyiniz. Bunu söylediğiniz anda zaten problemin önemli bir kısmı çözülecektir.

Bir sorun, evet, var, ne olur gelin, bu meseleyi biz burada konuşalım, burada tartışalım ama siz eğer terör örgütünün sözcülüğünü yapmaya kalkarsanız, terör örgütünün talimatları doğrultusunda hareket etmeye kalkarsanız bu sorun çözülemez. Siz, o bariyerleri, açılan çukurları, yakılan okulları, hastaneleri tasvip ediyor musunuz? O okullarda kimler okuyor? O okullarda, orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin çocukları okuyor. O hastanelere kimler gidiyor? Orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin çocukları, anneleri, babaları gidiyor. Bunları niye kınamıyoruz? Niye korkuyoruz? Kınayalım bunları. Biz sizinle bire bir görüştüğümüzde samimi kanaatlerinizi ifade ediyorsunuz ama lütfen gelin, bu terörü birlikte ortadan kaldıralım. Bunu yapabiliriz, yapabilecek de güçteyiz ama ne olur, terör örgütünün arkasında durmayalım."

Başbakan Yardımcısı Elvan, Sarıyıldız, Belediye Başkanvekili ve beraberindekilerin, belediyeye intikal ettiklerini belirterek, yaralıların da hastaneye sevk edildiklerini aktardı.

TBMM Başkanvekili Pervin Buldan ise her siyasi partinin milletvekillerine ve grup başkanvekillerine eşit şekilde söz verdiğini belirterek, ara vermesinin olağanüstü bir durumdan kaynaklandığını, başka bir milletvekilinin başına da Sarıyıldız'ın başına gelen bir şey gelirse aynısını yapacağını söyledi.

Kaynak: AA / Politika

Recep Tayyip Erdoğan Faysal Sarıyıldız Engin Altay Politika Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title