Haberler

TBMM Genel Kurulu

TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Pervin Buldan başkanlığında toplandı.

TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Pervin Buldan başkanlığında toplandı.

Buldan, demokrasilerde herkesin aynı fikirde olması zorunluluğunun bulunmadığını belirterek, hangi görüşten olursa olsun, toplumun bütün kesimlerinin parlamento çatısı altında temsil edilme, hak ve taleplerini bu Meclis'in çatısı altında ifade etme ve arama hakkının olduğunu ifade etti.

Pervin Buldan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu nedenle her bir milletvekili, kendi şahsiyetinden çok daha fazlasını, kendisini temsilci olarak belirleyen halk çoğunluğunun iradesini ifade eder. Dolayısıyla parlamento, halk iradesinin tecelli ettiği yerdir. Bu nedenledir ki demokrasilerde yasama dokunulmazlığı elzemdir. Zira parlamento farklı siyasi temsiliyetlerin bir diğer temsil gücünü baskı altına aldığı, susturduğu ve derdest ettiği bir zemin değildir, olmamalıdır da. Aksi durumda parlamentonun meşruiyeti tartışma konusu olur ki içi demokrasiyi engelleme çabalarıyla doldurulmuş son asrın bu ülkenin omuzlarındaki ağır yükü dayanılmaz hale getirilir."

"HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Grup Başkanvekili İdris Baluken ve 7 milletvekilinin, antidemokratik bir şekilde tutuklandıklarını" iddia eden Buldan, "Kimi zaman askeri, kimi zaman siyasi iktidar gücüyle gelen antidemokratik müdahaleler sonuçta tek bir amaca hizmet eder, o da parlamentonun işlevsizleştirilmesi, halk iradesinin ve demokrasinin üzerine sünger çekilmesidir." diye konuştu.

Milletvekillerinin yerinin cezaevleri değil, yasama alanı olduğunu kaydeden Buldan, "Milletvekilleri tutuklu bulunan 26. Dönem Millet Meclisinin bünyesinde açılan büyük eksiklik, sayın milletvekillerinin olmaları gereken yere, parlamentoya dönmeleriyle ancak kapanabilir. Bu durum, yerelden merkeze bütün seçilmişler için geçerlidir." değerlendirmesinde bulundu.

Ahmet Türk'ün tutuklanmasıyla, Türkiye'de barışı ve huzuru çağıran diyalog diline ve demokratik siyasete olan inanca ağır bir darbe vurulduğunu savunan Buldan, milletvekillerine ve diğer bütün seçilmişlere yönelik bu uygulamalardan üzüntü duyduğunu bildirdi.

Gündem dışı konuşmalar

Genel Kurul'da gündem dışı söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Fatma Benli, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü" nedeniyle yaptığı konuşmada, kadına şiddet konusunun her gün üzerinde düşünülmesi ve nasıl çözüleceğinin ele alınması gereken bir konu olduğunu belirterek, bunun günümüzün en can alıcı sorunlarından biri olma niteliği taşıdığını vurguladı.

Sadece yasaları çıkarmakla yetinilmemesi gerektiğini aktaran Benli, bu sorunla mücadele için milletvekillerine çağrıda bulundu.

CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu ise Olağanüstü hal (OHAL) uygulamalarının ülke demokrasisine etkileri konusundaki konuşmasında, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin sonrasında birtakım hukuksuz uygulamaların gözlendiğini savunarak, "Bu yapılanların hesabını hiçbir yerde veremezsiniz." diye konuştu.

HDP Mardin Milletvekili Ali Atalan, Mardin'deki "İnsan Hakkı İhlalleri" konulu konuşmasında, HDP'lilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara değinerek, "Onur ve bir halkın iradesi dört duvar arasına sığdırılamaz." ifadesini kullandı.

Antalya milletvekilleri Kara ve Enç arasında tartışma

AK Parti Antalya Milletvekili Gökcen Özdoğan Enç, CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara'nın, "15 Temmuz kalkışması Cumhurbaşkanının bilgisi dahilinde yapılmıştır" şeklindeki sözlerinin, "Deli saçması olduğunu" ve bunu kınadığını belirterek, "Bunu, ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmek imkansızdır." dedi.

Kara'nın hayal aleminde yaşadığını ve kendi ürettiği, dayanağı olmayan suçlamalarla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan söylemlerde bulunduğunu aktaran Enç, "Kendisini kınamakla kalmıyor en kısa zamanda psikologlardan ve psikiyatrlardan, akıl sağlığı için destek almasını istiyorum." ifadesini kullandı.

Sataşma gerekçesiyle söz alan Kara ise "Bir kere arkadaşımızın sözlerini iade ediyorum. Bir beyin cerrahı olarak, sağlık sorunu varsa, ona da yardımcı oluruz." dedi.

Gökcen Özdoğan Enç'e "Kendi akrabanız, enişteniz Fetullahçı Niagara Vakfı'nın yöneticisi midir?" sorusunu yönelten Kara, "Kim besliyor seni? Maaş aldığınız yetmedi mi? Fetullahçı terör örgütlerine verdiğiniz 150 milyon dolar, himmet parası nerede? Cevabını verin." diye konuştu.

Sataşma gerekçesiyle yeniden söz alan Enç de "Bizimle ilgili söylemiş olduğu şeyleri ben kendisine iade etmiyorum. Kendilerinin ne olduğunu zaten bütün Antalya biliyor. Eniştemle ilgili yapmış olduğunuz iftirayı kesinlikle kabul etmiyorum. Bugüne kadar alnımın akıyla FETÖ'nün uşağı olmadan siyaset yaptım ben burada. İspat edin, milletvekilliğinden istifa edeceğim. İspat edemezseniz siz ne yapacaksınız? Kafanıza huni takıp, Antalya sokaklarında dolaşacak mısınız?" ifadesini kullandı.

"Fırat Kalkanı Harekatı hakkında Genel Kurulun bilgilendirilmesini bekliyoruz"

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini belirterek, şehit olan güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet diledi.

Barajlardaki doluluk oranlarının ise kritik düzeye geldiğini anlatan Akçay, su yönetimindeki çok başlılığın bazı sorunlara neden olduğunu ileri sürdü.

HDP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Tahir Elçi cinayetinin her zaman takipçisi olacaklarını belirtti.

Kerestecioğlu, tutuklu olan HDP eş başkanları ve partililerinin tahliye edilmelerini beklediklerini kaydetti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Fidel Castro'nun ölümünün Türkiye'de de derin üzüntüye sebep olduğunu belirterek, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü kendisine örnek alan ve fikirleriyle, düşünceleriyle yaşamaya devam edecek olan Fidel Castro'yu rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz." dedi.

HDP'lilerin tutuklanmalarına da değinen Altay, milletvekillerinin, yargılanmak kaydıyla suçu sabitleninceye kadar parlamento faaliyetlerine devam etmelerinin demokrasinin olmazsa olmaz niteliklerinden biri olduğunu ifade etti.

Şehit haberlerinin gelmesinin de kendilerini üzdüğünü belirten Atalay, Hükümet'in, Fırat Kalkanı Harekatı hakkında TBMM Genel Kurulu'nu bilgilendirmesini beklediklerini kaydetti.

" Türkiye'nin güvenliği, milli menfaatleri ve izzeti her şeyin üzerindedir"

AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş da şehitlere rahmet dileğinde bulunarak, "Ülkelerinde teröristlerin rahatça faaliyet göstermesine izin verenler, terör örgütünün irtibat büroları, temsilcilikler ve şirketler kurmasına müsaade eden Avrupalı ülkeler bu terör suçuna ortaktır." dedi.

Mehmet Muş, şöyle devam etti:

"Terör örgütü PKK'yı adeta bağrına basan, terör elebaşlarını Türkiye'ye teslim etmeyen Avrupalı ülkeler terörizme verdikleri bu desteği tarihlerine kara bir leke olarak kaydetmektedirler. Bu Avrupa için bir utanç vesikasıdır. Bir yandan 'özgürlükler, demokrasi, Kopenhag kriterleri' diyeceksin, öte yandan canlı bomba eylemleri yapan, çocukları katleden alçak terör örgütüne sahip çıkacaksın. Bir yandan 'insan hakları' diyeceksin, 'temel hak ve hürriyetler' diyeceksin, öte yandan eli kanlı teröriste mermi taşıyan, bomba taşıyan terör mekanizmasını himaye edeceksin. Bu nasıl bir iki yüzlülüktür? 'Senin teröristin iyi, benim teröristim kötü' anlayışıyla 'DAEŞ'le mücadele edelim ama PKK'yı besleyelim' diyenler terörizmden çıkar elde eden menfaat şebekeleridir. Brüksel'de katliam yapana 'terörist', Ankara'da terör eylemi yapana 'özgürlük savaşçısı' nitelendirmesi yapanlar, vicdan, insaf ve insanlıktan nasibini almamışlardır."

Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye kararına da değinen Muş, "Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'ye yönelik aldığı son garabet karar ve terörizme sahip çıkan bu anlayış göstermektedir ki Türkiye, Avrupa Birliği'nden değil, Avrupa Birliği kendi değerlerinden ve ilkelerinden uzaklaşmakta ve terörizme kucak açmaktadır." diye konuştu.

Terörü himaye eden AB'ye, Kopenhag Kriterleri'ni ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni hatırlattıklarını aktaran Muş, şunları söyledi:

"Avrupa'nın teröre desteği ve bu düşmanca tutumları ortada iken kimse bize 'Sessiz kalın ve bunları yutkunun' diyemez. Zira, Türkiye'nin güvenliği, milli menfaatleri ve izzeti her şeyin üzerindedir. Son olarak Avrupa Birliğine şunu söylüyoruz: Sakın ha, böyle bir yanlışın içerisine girmeyin ve Türk milletini karşınıza almayın. Zira, bu millet dostlarına karşı ne kadar müşfik ise düşmanlarına karşı da o kadar gazaplıdır."

Milletvekillerinin yerinin parlamento olduğuna işaret eden Muş, "Yasama faaliyeti için seçilirler ama milletvekili teröriste destek veremez, milletvekili teröriste lojistik sağlayamaz, milletvekili teröriste, terörizme propaganda yapamaz. Eğer bir milletvekili bunu yaparsa, o ülkede hukuk ve kanunlar vardır. Hukuk ve kanunlara göre hareket edilir." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA / Politika

Niyazi Nefi Kara Pervin Buldan Antalya Türkiye Politika Güncel Haberler

title