Gülen'in Şaibeli Doğum Tarihi Darbe Raporunda! 1938 mi, 1942 mi?
Darbe Komisyonu'nun raporunda, 1942 doğumlu FETÖ elebaşı Gülen'in yazılı beyanlarında doğum tarihinin 1938 olarak geçmesi, Atatürk'ün ölümünden sonraki tarihe işaret ettiğini ortaya çıkardı.
FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek, hazırlanan 652 sayfalık raporu açıkladı. Petek, FETÖ elebaşı Gülen ile ilgili, "Nüfus kayıt örneği bile şaibeli ve karışık. Bazı yerlerde doğum tarihi 1942 olarak geçer, kendi yazılı beyanlarında da 1938 olarak geçmiştir. Farklı yorumlarla Atatürk'ün ölümünden sonraki tarihi işaret etmesi bakımından kullandığı şekilde yorumlara sebebiyet vermiştir." açıklamasında bulundu.
Petek'in konuşmalarından satırbaşları şöyle:
FETÖ / PDY'ye ait kavramların iyi anlaşılması için örgüt terminolojisini ilave ettik. Siz sormadan söyleyeyim, bir gecikme eleştirisi, rapor hala ortaya çıkmadı, gecikmedi mi? Neden gecikti şeklinde. Belki haklılık payı olan eleştiriler oldu. Takiyye ve gizlilik duvarının altına saklanan bu hain yapıyı araştırmak, takdir edersiniz ki pek çok zorluğu da beraberinde getirmektedir. Çok miktarda belge geldi, ama bunları komisyon toplantılarında sadece biz, şu kurumdan şu rapor geldi şeklinde bilgilendirdik. Ama o rapor çok kapsamlı raporlar. Bunları hassasiyetle inceleyip, oralardan rapora ne alabiliriz, bu zamanımızı aldı arkadaşlar. Yeni ve güncel bilgilerin ortaya çıkması… Yurtta Sulh Konseyi olarak anılan dava şu an devam ediyor. Biz 3 Ocak'ta çalışmamızı tamamladığımızda, istediğimiz bilgiler soruşturmanın gizliği çerçevede bizlere gelmiyordu.
"YARIM ASIRDAN BERİ DARBE İÇİN HAZIRLIK YAPILMIŞ"
Bu bir iddianame değildir. 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında FETÖ'nün olduğu gerçeğini elimizdeki somut belgelerle söylemeye çalıştık. Bugün hiç tereddüte meydan vermeyecek şekilde bilgi, belge ve dökümana ulaşmış bulunuyoruz. Suç. İkrarları, itiraflar, iletişim kayıtları, örgüt mensuplarının kullandığı özel programlar, tanık beyanları, devam eden yargılamalarda yeni ortaya çıkan beyanlar, sanıkların FETÖ ile irtibatının gösterir nitelikteki Pensilvanya'dan yeni yeni verilen talimatlar, örgüt mensuplarına moral veren nitelikteki Fetullah Gülen'in açıklamaları değerlendirildiğinde 15 Temmuz darbe girişimine bıulup yetiştirdiği, yarım asırdır hep desteklediği Gülen'in liderliğinde FETÖ PDY'nin karar verdiği anlaşılmıştır.
"HİZMET HAREKETİNİN DARBE YAPTIĞINI BİLİYORDUM"
Cumhurbaşkanlığı külliyesini hedef alan Müslim Macit'in beyanı var arkadaşlar "Bizim, yani hizmet hareketinin darbe yaptığımızı biliyordum. Bilerek atış yaptım" Demek ki Cumhurbaşkanımıza yönelik bir tarafta Marmaris'te suikast girişimi olurken, külliyenin bombalanmasını gerçekleştiren sanık FETÖ mensubu olduğunu ikrar ile ve oradan aldığı talimatla, beyanıyla biliyordum, bilerek yaptım beyanı var.
Bazı FETÖ'cüler darbe girişimi öncesinde televizyonlardan darbe imalarında bulunmuşlar. Vaizliğe müracaatından bir ay sonra ilkokul diplomasını almıştır. Fetullah Gülen bir sahtekârdır. Başka kişiler yaptığında ağır cezaya çarptırılacağı suçlardan ceza almamıştır. Yeşil pasaportu, düzenlediği sahte belgelerle almıştır. Emeklilik işlemlerini sahte evraklarla sağlamıştır.
KOMİSER YARDIMCISININ TELEFONUNA GELEN MESAJLAR
O gece, emniyet genel müdürlüğüne silahların teslim edilmemesi, silahlı kalkışmaya direnilip karşı konulması talimatına rağmen, örgüt mensubu olan emniyet görevlileri bunlar kendi mahiyetlerinde bulunan polis memurlarına, darbe girişimindeki askerlere direnilmemesi talimatını verip bozgunculuk yaptıkları, eyleme destek verdikleri tespit edilmiştir. Ama gece yarısından sonra darbenin başarısız olduğu saatlerde durum değişiyor. Bir komiser yardımcısı Ersal Gölüm'ün telefonunda ele geçirilen belgeler. 16-7-2016 günü saat 05:20-29 arasında, gönderilen uyarılar. "Önemli durum, durum kötü. Çok acil duyuru. Tüm imamlara, abilere, ablalara iletin. Tüm hizmet mensupları darbeyi şiddetle kınayan açıklama yapsın" çevir kazı yanmasın.
"Meydanlara inip kendisini kamufle etsin. Resim çektirip sosyal medyada yayınlasın. Ama fazla da muhterem hoca efendinin adı geçsin. Hepimizi alabilirler, televizyonda gördüm ilk kez desin. Asla hükümete ve Tayyip'e dönük açıklama yapmayın." Bu şekilde mesaj göndererek örgüt mensuplarına kendilerine kamufle etme şeklindeki talimatı görüyoruz.
"92-94 ARASINDA HARP OKULU'NA GİRENLER..."
Hangi yıllarda TSK'ya girenlerin darbe teşebbüsüne katıldığının dökümünü çıkarttık. 1992 – 94 arasında Harp Okulu'na girenlerin daha fazla darbe girişimine katıldığını tespit ettik. Dikkat çeken bir şey, darbeye iştirak eden 228 askeri personelden 205 tanesinin yurt dışı görev verildiği yine bize gelen resmi kayıtlarda belirtiliyor.
DARBENİN SİYASİ AYAĞI
Sık sorulan, kapsamlı araştırma yapıldı ama neden siyasi ayağıyla ilgili bir durum ortaya koymadı, tespit yapmadı. Zaman zaman eleştirilerle muhatap olduk. Gerçekten FETÖ ile ilgili yaptığımız tespitlerde sadece bir siyasi partiyle irtibat, olmadığını tespit etmiş bulunuyoruz. Dönemsel olarak siyasi iktidarda bulunan, iktidardaki partilere yakın davranıp, başta mülkiye adliye olmak üzere devlet üst organlarına sızmak için kendilerince siyaseti kullanma yolu sektikleri anlaşılmaktadır.
RAPORDAKİ "1938" DETAYI
Dikkat çeken belgelerden bir tanesi, kendisi ilkokul mezunu olmadan vaizliğe atandı. 1967 yılında bakıyorsunuz bir partiye, CHP'ye bir tahsilat 5 bin lira bağışta bulunduğu anlaşılıyor. Sözüm yanlış anlaşılmasın ama bu örgütün amaçlarına hizmete edeceğini düşündüğü siyasi partilerle işbirliği yapabildiğini gösterdiği bir belge olarak… Nüfus kayıt örneği bile şaibeli bile karışık. Bazı yerlerde doğum tarihi 1942 olarak geçer, kendi yazılı beyanlarında da 1938 olarak geçmiştir. Farklı yorumlarla Atatürk'ün ölümünden sonraki tarihi işaret etmesi bakımından kullandığı şekilde yorumlara sebebiyet vermiştir. Pasaport istek formu var. Anne adını nüfus kayıtlarına aykırı olarak "Rabin" olarak doldurduğu görülüyor.
MİT'TEN GELEN RAPOR...
MİT'ten gelen rapor, komisyon üyelerimize dağıtıldığı için onun hakkında detaylı bilgiye girmek istemiyorum. Merak ettiğiniz en önemli bölüm olarak, acaba 15 Temmuz günü, hep sorulan "O gün neler yaşandı, bu açıklanmadı. MİT Müsteşarı komisyona bilgi vermedi, raporun bu yönü eksiktir" şeklinde eleştiriler olduğu için o bölüme işaret etmek istiyorum.