"Taşın Altına Kafamızı Koyduk"

Makine Tanıtım Grubu (MTG) Eşbaşkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye makine sanayinin, dünya ile rekabet edebilmesine rağmen, Türkiye imalat sanayisinin, sektörün kalitesini ve Ar-Ge'deki başarılarını yeterince bilmediğini kaydetti.

Türk makinesini iç ve dış pazarlarda tanıtmak, sektörün pazar ve ihracat potansiyelini yükseltmek için Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği bünyesinde Makine Tanıtım Grubu (MTG) kuruldu.

Dalgakıran, grubun tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ithal ettiği makinelerin yüzde 70'inin, Türkiye'de de üretilebildiğine işaret ederek, “Bugün Türk makine sanayinin geldiği noktaya baktığımızda, dünya ile rekabet ediyor olmamıza rağmen kendi imalat sanayimiz bizi, kalitemizi ve de Ar-Ge'deki başarılarımızı yeterince bilmiyor. Yurt dışından ithal edilen 23 milyar dolarlık makinenin 15 milyar dolarlık kısmı Türkiye'de de üretilebiliyor. Bunun 10 milyar dolarını içeriye çevirebilirsek, 30 milyar dolar olan üretim rakamı 40 milyar dolara çıkacak” diye konuştu.

MTG'nin kuruluşuna, Orta Anadolu İhracatçılar Birliğinin 11 Nisan 2007 tarihinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurulda karar verildiğini söyleyen Dalgakıran, sektörün bugün ulaştığı üst düzey kalite dikkate alındığında, özellikle yabancı makinelere göre Türk makinelerinin fayda/maliyet dengesi açısından daha avantajlı olduğunu vurguladı.

Dalgakıran, MTG tanıtım kampanyasının iki aşamalı olarak planlandığını ifade ederek, ilk aşamada gerçekleştirilecek faaliyetleri söyle sıraladı:

“- Akademik camia ile işbirliğine gidilecek,

- Makine Kalkınma Fonunun kurulmasında öncü rol oynanacak,

- Makine sektöründe standardizasyon konusunda yaşanan sıkıntıların önüne geçilebilmesi için bir makine reyting, güven endeksi oluşturulacak,

- Sektör üyelerine yararlanılabilecekleri teşvikler konusunda eğitim ve danışmanlık veren MTG Teşvik Kurulu adında bir alt birim kurulacak,

- Bir Ar-Ge üssü kurulacak,

- MTG Pazarlama Grubu oluşturulacak.”

Tanıtım faaliyetlerinde önceliğin iç pazara verilmesinin, bir sektörün dünya ölçeğinde var olabilmesi için hem ihracata hem iç piyasaya ihtiyaç duymasından kaynaklandığını belirten Dalgakıran, ikinci aşamanın yurt dışına yönelik olacağını kaydetti.

“ELİMİZİ DEĞİL, KAFAMIZI TAŞIN ALTINA KOYDUK”

Adnan Dalgakıran, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnsan inandığı bir şey için yola çıkar. Biz de Türk makine sanayinin dünyada önemli bir yeri olduğuna inanıyoruz. İçeride daha kuvvetli olursak, ihracatta da büyük bir ivme kazanacağımızı biliyoruz. Bütün bu çalışmalar sadece makine sektörünün gelişimine hizmet etmeyecek. Diğer sektörlere katkısının ne olacağına ilişkin de bir araştırma yapıyoruz. Elimizi değil, gövdemizi, gövdemizi değil, kafamızı taşın altına koyduk.”

Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Dalgakıran, gelişmekte olan bir ülke konumundaki Türkiye'nin ihracatla büyümesi için kur seviyesinin önemli olduğunu belirterek, “Katma değer üreten ülke noktasına geçtiğimiz zaman, ihracatımız kurlarla çok bağlantılı olmayacak. Sanayisi emek yoğun sektörlerden oluşan bir ülke olarak Türkiye'nin, ithalata açık, ihracatın önünde kur engeli olan bir ülke olmasının sağlıklı olmadığını düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“10 MİLYON LİRALIK TANITIM FONU”

AB'de toplam 25 bin, Türkiye'de ise 23 bin makine üreticisi bulunduğuna dikkati çeken Dalgakıran, ölçek ekonomisinin sağlanmasında firmaların birleşmesinin ve bunun önünü açacak mekanizmaların oluşturulmasının önemini vurguladı.

Dalgakıran, tanıtım grubunun şu an için 10 milyon liralık bir fona sahip olduğunu, ancak ileride bu rakamın daha büyüyeceğini ifade etti.

Önümüzdeki dönemde Türkiye makine sanayinin, gelişmiş ülkelere göre avantajlı olacağı bir dönemin yaşanacağını dile getiren Dalgakıran, şöyle devam etti:

“Ancak gizli korumacılığın yaygın hale geleceğine dair bir kanaat var. Bunu nasıl aşabiliriz, kendimizi nasıl koruyabiliriz. Bunun üzerine çalışmalıyız. Türkiye'de ise tercih edilmekte en çok sıkıntı yaşadığımız alan, büyük şirketlerde karar alıcI mühendis arkadaşlarımız. Risk almama adına, para da ceplerinden çıkmadığı için, doğrudan yabancı markaları tercih edebiliyorlar.”

“ÖNÜMÜZDEKİ 5 YILDA YÜZDE 12-15 BÜYÜME”

Makine Tanıtım Grubu Başkanı Ali Rıza Oktay ise, Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden olan makine sanayinde TÜİK verilerine göre, 23 bin küçük, orta ve büyük çaplı işletme bulunduğunu belirterek, bunların yaklaşık 9 bininin ihracata yönelik üretim gerçekleştirdiğini kaydetti.

Türk makine sanayinin 500 bine yakın kişiye istihdam sağladığına işaret eden Oktay, ihracata ilişkin olarak ise şu bilgileri verdi:

“2008 yılında sektör ihracatının en fazla yapıldığı ilk üç ülke Almanya, Rusya Federasyonu ve ABD iken 2009 ocak-mayıs döneminde Almanya, ABD ve Irak olmuştur. Irak'a gerçekleştirilen ihracat söz konusu dönemde yüzde 56 artış göstermiştir. 2008 yılında makine sektörünün tamamına ait ihracat rakamları bir önceki yıla göre yüzde 18,2 oranında artarak 10,9 milyar dolara, ithalat rakamları ise yüzde 0,2 oranında artarak 23,3 milyar dolara yükselmiştir. Toplam makine imalat değeri bakımından Türkiye, Avrupa'da 6. sıradayken Avrupa ülkelerindeki toplam imalatın yüzde 5'ini gerçekleştirmektedir. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde makine imalatındaki yıllık artışımızın ortalama yüzde 12-15 düzeyinde olması beklenmektedir.”

İhracatın yanı sıra iç pazarın önemine de değinen Oktay, imalat değerinin 30 milyar dolar olduğu tahmin edilen iç pazarda da sektör adına önemli adımların atılabileceğini dile getirdi.

Oktay, “Türk makine sektörü, imalatının yüzde 80'ini ihraç ediyor. Ancak bundan daha fazla makine ithal ediliyor” dedi.

Bu arada, daha önce toplantıya katılacağı duyurulan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın, programındaki yoğunluk nedeniyle toplantıda yer alamadığı bildirildi.

Haberler