Haberler

Talim ve Terbiye Kurulu Eski Başkanı İrfan Erdoğan'ın Açıklamaları

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Kurulun Ülkenin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Saygın ve Yetkin Kurullarından Biri Olduğunu, Burada Çalışanların Büyük Çoğunluğunun Mesleki ve Akademik Deneyimlerinde Gösterdikleri Başarılar Nedeniyle İstihdam Edildiklerini Bildirdi.

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, kurulun ülkenin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) saygın ve yetkin kurullarından biri olduğunu, burada çalışanların büyük çoğunluğunun mesleki ve akademik deneyimlerinde gösterdikleri başarılar nedeniyle istihdam edildiklerini bildirdi.

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, kurulun eski başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan'ın bir gazetede yer alan röportajındaki iddialarıyla ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ''Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersiyle ilgili program kurulda görüşülmesi sırasında Kuran kursunu andıran şöyle bir teklifle karşılaştım; gruplara ayrılmış bir şekilde düzenlenen sınıfta 'zorunlu olarak Kuran-ı Kerim'in bulunması. Adalet, hoşgörü gibi kavramların kutsal kitap üzerinden münazara edilmesi. Belki daha da önemlisi, benim bu tip konulardaki sorunları ayıklamak için kurulu ikna etmemin yaklaşık 3-4 ay alması..'' iddiası ile ilgili olarak şöyle denildi:

''İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi programı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış ve 09 Kasım 2006 tarihinde Talim ve Terbiye Kurulu'nda görüşülerek kabul edilmiştir. Adı geçen programın hiçbir yerinde ve kurul görüşmelerinin hiçbir aşamasında gazetede ileri sürülen iddia ve benzeri hususlar bulunmamaktadır. Tamamen iftiradan ibaret olan bu iddia belirtilen tarihteki kurul görüşmelerinin sesli ve yazılı kayıtlarından net bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu kanunda gerekirse kurul görüşmelerinin ses kayıtları ve yazılı tutanakları da kamuoyu ile paylaşılacaktır.'' Açıklamada, Erdoğan'ın röportajında, ''Oradaki yapıya tam olarak hakim değildim ama hiçbir bozguncu grubun da hakim olmasına izin vermedim'' değerlendirmesinde bulunduğu belirtilerek, bu konuyla ilgili olarak da şunlar kaydedildi:

''Talim ve Terbiye Kurulu ülkemizin ve bakanlığımızın saygın ve yetkin kurumlarındandır. Burada çalışanların büyük çoğunluğu mesleki ve/veya akademik deneyimlerinde gösterdikleri başarıları nedeniyle istihdam edilmişlerdir. Bu insanları 'bozguncu' olarak nitelemenin bilimsel ve etik hiçbir izahı yoktur. Ayrıca bu insanlar eğer bozguncu ve iddia edildiği gibi yetersiz iseler 2 yıl süreyle bunların sicil amirliğini yapan İrfan Erdoğan tarafından kaç kişi hakkında yetersiz, hatta orta derecede sicil raporu düzenlemiştir. Kaç kişi hakkında bozgunculuk yaptıkları gerekçesiyle disiplin işlemi başlatılmıştır. Bu değerlendirme acaba bu insanların kimi yanlış uygulamalara göstermiş olduğu dirence verilen bir tepki midir?'' Açıklamada, öğretim programlarında yer verilmesi gereken Atatürkçülük ile ilgili konuların Talim ve Terbiye Kurulu'nun 1999/263 sayılı kararı ile ilgili derslerin programlarına yansıtıldığı ifade edildi. Açıklamada, ''2004-2005 yıllarında öğretim programları yenilenirken kurulan yeni bir özel ihtisas komisyonu tarafından aynı konular yeni program yaklaşımı ve içeriğine göre asıl çerçevesine bağlı kalınarak yeniden tasarlanmış, kurulda kabul edilmiş ve ders kitaplarına yansıtılmıştır. Bu çalışma, ilgili resmi kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Mülakatta ve daha önce de bu konuda basında çıkan haberlerde iddia edildiği gibi Atatürkçülük konularında bir noksanlık bulunmamaktadır. Bu konudaki yeterlilik ilgili resmi kurumlarca Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'na gönderilen raporlarda da teyit edilmektedir. 1999, 2005, 2007 yıllarında hazırlanan Atatürkçülük konuları arasında öz, kapsam ve yöntem açısından fark bulunmadığı bizzat İrfan Erdoğan'ın 08 Ocak 2008 tarihinde Atatürkçülük ile ilgili konular kurulda görüşülürken ifade edilmiştir. Aynı husus o esnada kurula ilgili uzman olarak katılan paydaş kurumların temsilcileri tarafından da teyit edilmiştir. Gerekirse bu oturumun da yazılı ve sesli kayıtları kamuoyu ile paylaşılacaktır'' denildi.

''İrfan Erdoğan'ın konu hakkında kendisine bilgi veren kişiler olarak refere ettiği ve uzman olarak nitelediği kaynakların, mülakatta ima edildiği gibi herhangi bir resmi kurum değil, Talim ve Terbiye Kurulu'nda çalışan ve Atatürkçülük konularında hiçbir uzmanlığı bulunmayan bir sınıf öğretmeni olduğu'' ifade edilen açıklamada, şöyle denildi:

''Kaldı ki son 5 yılda yürütülen program çalışmaları dinamik ve geliştirmeci bir yaklaşımla yürütülmüş olup, değişen bilimsel ve eğitsel koşullara göre programlar sürekli revize edilmektedir. Aynı süreç Atatürkçülük konuları için de özenle işletilmektedir. Atatürkçülük ile ilgili yapılan çalışmaların diğer ilgili resmi kurumlar tarafından da incelenerek uygun değerlendirildiği gerçeğine rağmen, diğer program geliştirme çalışmalarından hiç söz etmeyerek sürekli bu konunun basının dikkatine sunulması, Türk toplumunun ortak paydasını ve eğitim sistemimizin felsefi çerçevesini oluşturan Atatürkçülük gibi önemli bir konuyu istismardan başka bir şey değildir. Ayrıca mülakatta İrfan Erdoğan tarafından başlatıldığı belirtilen Atatürkçülük ile ilgili çalışmalar da bu konuda basında çıkan bazı haber ve yorumlar üzerine bizzat Sayın Bakan'ın talimatı ve onun tarafından kurulan bir komisyon tarafından yürütülen çalışmalardır. Sayın Bakan bu konuda sadece belirtilen çalışmayı başlatmakla kalmamış, ayrıca iddialara muhatap olan yetkililer hakkında soruşturma da başlatmıştır.'' (DUY-NÇ-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title