Süt ve Et Üreticileri Bilgilendirme Semineri
AB ile Gap İdaresi, Güneydoğu'daki Süt ve Et Üreticilerine Yönelik Eğitim Çalışmaları Sürürken, Gap Kırsal Kalkınma Projesi Çerçevesinde 2007 Kasım Ayına Kadar Üreticiye 16 Milyon Euro'luk Hibe Desteği Sağlanacağını Belirtti. AB Türkiye Delegasyonu'ndan Proje Lideri Andrew Winter Taylor, Hibe Programından Dağıtılan Paranın Zaman Zaman Yanlış Algılandığını Söyledi.
AB ile GAP İdaresi, Güneydoğu'daki süt ve et üreticilerine yönelik eğitim çalışmaları sürürken, GAP Kırsal Kalkınma Projesi çerçevesinde 2007 Kasım ayına kadar üreticiye 16 milyon euro'luk hibe desteği sağlanacağını belirtti. AB Türkiye Delegasyonu'ndan Proje Lideri Andrew Winter Taylor, hibe programından dağıtılan paranın zaman zaman yanlış algılandığını söyledi.
AB ile GAP İdaresi tarafından verilen Güneydoğu'daki süt ve et üreticilerine yönelik eğitim semineri, Diyarbakır'da turistik bir otelde yapıldı. GAP Kırsal Kalkınma Projesi çerçevesinde 2007 Kasım ayına kadar üreticiye 16 milyon euro'luk hibe desteği sağlanacağı belirtilirken, Güneydoğu'daki üreticilere pazarlama bilinci kazandırılması hedefleniyor. GAP Kırsal Kalkınma Projesi kapsamındaki ilk pazarlama semineri olma özelliğini taşıyan ve Sütaş, Pınar gibi büyük firma temsilcilerinin de yer aldığı geniş katılımlı seminerin ilk oturumunda konuşan AB Türkiye Delegasyonu'ndan Proje Lideri Andrew Winter Taylor, hibe programından dağıtılan paranın zaman zaman yanlış kullanıldığı ve "hayır parası" olarak algılandığı belirterek "Hibe bir hediyedir ancak her verilen hibenin aynı zamanda bir işi başlatmak için sermaye olduğu unutulmamalı" dedi.
Taylor, bu algılamanın Güneydoğu'daki üreticinin yanı sıra gelişmekte olan diğer ülkelerde de geçerli olduğunu söyledi. Amaçlarının kalıcı ve ayakta kalabilen işletmeler kurulmasını sağlamak olduğunu anlatan Taylor şöyle konuştu: "Bize bir hediye geldi, bitince yenisi gelecek anlayışını kırmamız gerekiyor. Şu anda yürüttüğümüz 84 proje var. Bunların içinde bitki, çilek, süt, kiraz, et, kilim, ipek böcekçiliği projeleri de yer alıyor. Türkiye'deki projelerin yarısından fazlasını iyi seviyede görüyoruz. İngiltere'de kurulan işlerin yüzde 75'i 4. yıldan sonra başarısız oluyor. Türkiye'de ise başarı oranı yüzde 50'nin üzerinde."
SÜT SEKTÖRÜNDE GÜRCİSTAN VE UKRAYNA MODEL ALINACAK
Ukrayna, Gürcistan ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde süt ve et sektöründeki yetersizliklere değinen Taylor, Türkiye'de de tıpkı Ukrayna ve Gürcistan'da olduğu gibi küçük işletmelerin olduğunu ve bu işletmelerin birleşme fikrinden uzak durdukları için başarılı olamadıklarını söyledi. Taylor, "Türk firmalarının da temel eksiklikleri belli bir bölgeye satış yapmaları, daha iyi işletmelere daha iyi fiyata ürün satamayacak kadar küçük olmaları ve birleşme fikrine sıcak bakmamaları" diye konuştu.
Üreticilerin en büyük probleminin ise güven sorunu olduğunu anlatan Taylor, gelişmekte olan ülkelerde genelde bu mantığın yürütüldüğünü dile getirdi. Ancak AB hibe fonlarından sağlanan kaynakla Ukrayna ve Gürcistan'da hayata geçirilen 2 projede büyük başarı sağlandığını ve bu modellerin Türkiye'de de uygulanabileceğini ifade ederek, "Gürcistan Süt Toplama Projesi kapsamında 3-5 ineği olan 200 üretici birleşip bir örgüt oluşturdu. 4 süt toplama noktası kuruldu. Çiftçilere de eğitim verildi. Projeyle çiftçiler 4 yıldır başarılı birer üretici olarak yollarına devam ediyor. Ukrayna'da da benzer bir modelle ciddi bir başarı elde edildi" dedi.
Taylor, pazarlamada doğru ürünle, doğru yer, doğru zaman ve doğru fiyat sisteminin uygulanmasıyla küçük işletmelerin ayakta kalabileceğini sözlerine ekledi.
GAP Kırsal Kalkınma Projesi Pazarlama Sorumlusu Ahmet Arslan, Türkiye'de yıllardır uygulanmakta olan ve kalite süt üretiminin önünde engel teşkil eden kapı kapı süt toplama ve nokta toplama sisteminin son yıllarda azalmaya başladığını belirterek, "Ülkemizde et ve süt toplamada çok karmaşık bir pazarlama ağı mevcut. ABD ve AB ülkelerinde sütün büyük bir kısmı kooperatifler kanalıyla pazarlanmaktadır. Türkiye'de ise kooperatiflerin payı çok düşük. Bu karmaşa tüketicinin ürünü pahalıya tüketmesine neden oluyor" açıklamasını yaptı.
"1 mililitre sütte 10 bine kadar mikrop bulunması normal. Sokakta satılan sütlerin 1 mililitresinde ise 100 binden fazla bakteriye rastlanıyor" diyen Arslan, 200 bin hücre barındıran, antibiyotik ilaç kalıntıları olmayan ve kokmayan sütü sağlıklı olarak tanımladı.
(SK-FA-GS-ÖK-Y)