Haberler

    Spor Yazarları Neler Söyledi?

    Mehmet Demirkol - Fanatik

    Fenerbahçeliler kontağı kapatmış!

    Sarı-Lacivertli oyuncuların çoğu, Başakşehir maçından sonra kontağı kapatmış. Galatasaray'da ise bunun tam tersiydi. Hatta fazla konsantrasyondan enerjilerini biraz hesapsız kullandılar.

    İlk yarı boyunca Van Persie'nin ayağına doğru düzgün top değmedi. Bunu sağlayan Emre'nin, Selçuk'un yanındaki iyi oyununa Sneijder'in de dahil olmasıyla Galatasaray'ın topa sahip oluşu. Ligin aksine bunu başardılar. Ligde oynanan son maçta Fenerbahçe, orta sahayı pas geçen bir oyunla direkt, uzun toplarla rakip kaleye gitmişti. Dönenleri topladılar. Alamadıklarında rakip Donk'la paslı çıkamayınca Fenerbahçe baskı yarattı. Bir çok net pozisyon buldu.

    Acemice ve aceleyle

    Bu kez böyle olmadı. 2 sebeple. Fenerbahçe'de oyuncuların çoğu Başakşehir maçından sonra kontağı kapatmış. Bu durum ikinci yarıda top onlara geçtiğinde rakip alana yerleştiklerinde bile atlatılamadı. Çok acemice ve aceleyle bitirdiler akınları. Müthiş bir hamlık vardı. Ligdeki kısır dönemlerin de ötesinde. Yani hem bir hücum planı olmadan bireysel beceriye dayalı bir oyununuz varsa... ve hem de bireyler kontağı maç içinde açmaya uğraşıyorsanız, iş çok zorlaşıyor.

    Tek pozisyon verdiler

    Galatasaray'da ise durum bunun tam tersiydi. Hatta fazla konsantrasyondan enerjilerini biraz hesapsız kullandılar. Ancak ikinci yarıda oyun Fenerbahçe'ye geçtiğinde dahi yapısal bir sorun yaşamadılar. Ancak Sneijder-Chedjou değişikliği çıkmalarını engelledi. Baskı yediler ama Ba'nın kornerden gelen kafasının direğe vurması dışında pozisyon vermediler.

    Uğur Meleke - Hürriyet

    Galatasaray bağlı Fenerbahçe kopuktu

    İKİ perdeli bir maç izledik Antalya'da:

    İlk yarıda Galatasaray yüzde 56 topla oynadı, 9 şut attı, kurduğu mutlak hakimiyetin karşılığını da Podolski'nin golüyle aldı. 15'te Podolski'nin şutuyla sonuçlanan frikik organizasyonu ve 30'da gelen çalışılmış korner golü, Galatasaray'a maçı kazandıran

    konsantrasyon ve isteğin net göstergeleriydi zaten. İkinci devrede senaryo değişti: Riekerink'in çekingenliği arttı, Sneijder-Sinan yerine

    Chedjou-Sabri girişiyle Galatasaray tamamen durdu. 45 dakika boyunca oyunun tek hakimi olan Fenerbahçe'ydi, ama yemek için

    çabalayan Galatasaray'a gol atacak enerjileri yoktu sanki. Sarı lacivertliler için esas tehlike de bu galiba.

    75'te OPTA'dan pas istatistiklerini rica ettim, rakamlar tahmin ettiğim gibiydi: Maç boyunca Nani-Alper arasındaki isabetli pas sayısı 1. Nani-Van Persie arasında da öyle. Alper'le Van Persie'nin maç boyunca birbirlerine tek bir isabetli pasları yok, Volkan'la Alper arasında da pas sayısı sıfır.

    Galatasaray bağlı, Fenerbahçe kopuk.

    Kupanın anahtarı da buydu zaten. Maça bağlı olan, kupaya bağlı olan, birbirlerine bağlı olan Galatasaray kazandı. Sezondan kopan, oyundan kopan, birbirlerinden kopan Fenerbahçe kaybetti. Caner kadro dışı. Gökhan manasızca kulübede. Alper ruhen sahada yok. Fenerbahçe gelecek sezonu kurtarmak istiyorsa öncelikle kopan bağları tamir etmeli sanki.

    1 FENERBAHÇELİ'YE 3 GALATASARAYLI

    G.SARAY'ın bütün olarak Fenerbahçe'den istekli oluşu maçın anahtarlarından. İsteği gösteren bir kareyse maçın özeti gibiydi: 43'te Volkan sol açıkta duraksadı ve önünde 3 G.Saraylı'yı buldu: Semih, Emre, Sinan. Maçı da bu arzu farkı çözdü.

    SİNAN GÜMÜŞ FRANSA'YA GİTMELİ

    TÜRK futbolunun bu yıl çıkardığı en önemli yıldız. 22 yaş İngiltere'de-Almanya'da çok genç kabul edilmez ama Türkiye'de sorumluluk almak için çok erken sayıyoruz genelde. Sinan'sa bir Avrupalı yaşıtı gibi hem enerjik, hem de yeterince olgunlaşmış. Dün doğal yeteneğini iki ayrı pozisyonda gösterdi yine: İlk çeyrekte serseri gelen bir topu sağ açıkta önüne alışı klas göstergesi. Yarım saat biterken de seken topa vurduğu doğru bir vole var. O topları Yasin, Volkan gibi milli futbolcularımız genelde 5 metre uzaklarına stop edebiliyorlar! Onlar milli takımdayken Sinan nasıl yok, anlayamıyorum doğrusu

    GÖKHAN KULÜBEDE

    Düzgün bir sporcu. Mutsuz olmadığını göstermek için çok uğraştı. Ama takımının onun liderliğini ve ruhunu aradığını düşünüyorum.

    MAÇIN HAKEMİ

    Şener-Carole, Selçuk-Volkan gibi birkaç pozisyonda faul hatası var. Ama bir derbinin daha üstesinden iyi geldi bence. En büyük avantajı, oyunculara verdiği güven.

    TEKNİK DİREKTÖR KARNESİ

    JAN OLDE RIEKERINK

    YAPTIĞI en doğru rötuş, orta sahada 3 yetenekliyi bir arada oynatabilmesi.

    AMA ikinci devrede bir kez daha çekingen değişikliklerle oyunu rakibine verdi.

    VITOR PEREIRA

    NOT almasına saygı duyuyorum. Ama 26 Mayıs, not alma değil eyleme geçme

    zamanı.

    KULÜBEDE oyunu değiştirecek adamı yok gibi. Markovic 46'da neden girmez,

    anlayamadım...

    Erman Toroğlu - Fotomaç

    Pereira'nın hediyesi...

    Lig kupasını Beşiktaş'a veren Pereira, Türkiye Kupası'nı da Galatasaray'a hediye etti. Hayırlı olsun!..

    Türkiye Kupası finali iki takımın teknik direktörleri için de önemliydi. Yeni bir başlangıç olabilir, ikisinin de sonu olabilir veya birinin sonu olabilirdi...

    Galatasaray ilk yarıda daha etkiliydi.

    İstediklerinin çoğunu sahaya yansıttı. Daha çok sol taraftan Sneijder ve Podolski ile Şener'in kanadına hücum ettiler. Fenerbahçe, Şener'i çok yalnız bıraktı. Yardıma gitmediler. Buna karşılık Fenerbahçe, Volkan Şen ile Semih'in tarafına çalıştı. Semih çabuk bir oyuncu değil, süratli de bir oyuncu değil. Karşısındaki Volkan Şen ise tam tersine çok çabuk ve süratli bir oyuncu. Galatasaray, Semih'i fazla hücuma sokmadı. Herhalde yeni evli olduğu için 'fazla ileri gitme, dönemezsin' demişler. Galatasaray'da iki tane sol ayaklı oyuncu var: Podolski ve Sinan. Bir de Emre Çolak'ı ekleyin. Bu rakip için çok ters! Top çevirmede rakibe ters gelme bir takım için büyük avantajdır.

    Sağdan sol ayaklı ortalar defansı inanılmaz rahatsız eder. Pis toplardır. Fenerbahçe'de böyle bir üçlü yok. Sneijder, Podolski, Emre Çolak ilk yarıda orta sahada sazı ellerine aldılar. Ama Fenerbahçe'ye bakıyorum, sazı eline alan yok. Saz kenarde duruyor ama eline alan yok. Şahsi birkaç pozisyon ürettiler o kadar. Ama diyeceksin ki orta sahada kim oynuyor? Mehmet Topal var, Josef var. Böyle olunca top Galatasaraylı oyuncuların ayağına daha fazla yakışıyor tabii ki. Bir de kenarda bekleyen Bilal var.

    Fenerbahçe'ye bakıyorum bir şey yapması lazım ama yapmıyor. Hiçbir şey yapamıyorsa Galatasaray'ın oyununu çomaklaması lazım. Tekere çomak sok, onu boz. Onu da yapmıyorsun. Sarı-kırmızılılar yakalarsam hızlı gideyim anlayışındaydı. İkinci yarıya başlarken Pereira, Van Persie'yi kenara alıyor. Tamam ama ona top götürebildin mi ki ilk yarıda? Götüremedin! Fernandao'ya da top

    götürmezsen o ne yapacak!

    Van Persie'yi 2. yarı aradı

    Galatasaray'da Sneijder'in çıkması dezavantaj oldu. Böyle bir maçta böyle bir isim her zaman avantajdır. Sneijder oyunun kaptanıydı. Alıyordu, veriyordu, terse dönüyordu. Çıkınca Galatasaray o organizeyi kaybetti. Oyun Fenerbahçe lehine terse döndü. Ama Pereira'nın burada yanlışı ortaya çıktı. Markovic'i oyunu alacağına çift santrfora dönebilirdi. Galatasaray'ın en zayıf yanı defansı. Van Persie ile Fernandao iyi işler de yapıyorlar birlikte. Van Persie'yi çıkarması ayağına kurşun sıkmak gibi bir şey oldu. Pozisyon geliyor ayağına kullanacak adam lazım. Van Persie gibi bir adam lazım ama o yok. Galatasarayın fizik olarak ne olduğu belli. Sen atamazsan bile yıkacaksın. Yıkmak için bir değil iki adam lazım. Sen iki adam varken niye birini çıkarıyorsun?

    Lig kupasını Beşiktaş'a veren Pereira, Türkiye Kupası'nı da Galatasaray'a elleriyle hediye etti, hayırlı olsun!..

    Durdurması doğru

    Podolski'nin golünde Hasan Ali ofsaytı bozuyor. Zamanında çıkamadı.

    Gol kararı doğru.

    Gol oldu, sahaya tribünlerden meşale atılıyor. Yapmayın bu işi kardeşim. Yazık günah. Sahaya da günah, insanlara da günah. Muslera ile Ba arasındaki itişme sonrası ortalık karıştı. Muslera herhalde oyunu ateşlemek için yaptı. Yoksa öyle çok tepki gösterilecek bir durum yok. Hakem bu pozisyonu dışarıdan takip etti, doğru yaptı, aferin. İçine girse oyuncular daha fazlasını yaparlar. Ancak aynı Mete Kalkavan'ın el işaretleri biraz tuhaftı. Önce autu gösterir gibi sonra korneri gösteriyor. Sonra çarşı karışıyor. Net göstermesi lazım.

    Emre ile Selçuk'un kafa kafaya çarpıştığı pozisyonda oyunu durdurması doğru. Ki önce pozisyonu oynatıyor. Netice alamayınca durduruyor. Hakemlere söylenen şu; boyun ve kafa darbelerinde durduracaksın. Adam küçük dilini yutabilir, her şey olabilir. 10 saniye önce durdursan hayat kurtarabilirsin. Nasıl olsa sonra onu oynatacak.

    Güntekin Onay - Vatan

    Daha çok istemek yetti

    G.SARAY'IN dün akşam sahaya çıkan orta sahasının teknik kapasitesi F.Bahçe'ye oranla daha yüksekti. Nitekim sarı-kırmızılılar pas kalitesi yüksek Selçuk İnan, Emre Çolak ve Wesley Sneijder ile maça daha etkili başladı. Topa daha fazla sahip oldu ve 1-0'a kadar olan bölümü rakip yarı alanda oynadı. İlginçtir, Lukas Podolski kafayla attığı golün bir benzerini de maçın başında ayakla kaçırdı.

    KÖŞE vuruşlarında kaleciler direk dibine oyuncu koymalı mı? Hep tartışılır. Tabii ki bazı durumlarda avantaj getiriyor lakin dünkü gibi direk dibinden çıkan Hasan Ali'nin yakalandığı şekilde ofsaytı bozup golü de yemek mümkün.

    F.BAHÇE, Lukas Podolski'nin golüyla yenik duruma düştükten sonra devre sonuna kadar rakip kalede sadece duran toplarla etkili olmaya çalıştı.

    F.BAHÇE HEP AYNI

    SEZON boyunca "Hücumda planı yok" diye eleştirdiğimiz F.Bahçe, sezonun 58'inci resmi maçında da benzer sorunları yaşadı. Orta alan oyuncuları rakip savunmanın arasına girmiyor, gol bölgesine destek olmuyor.

    LUIS Nani'nin anlık patlamaları ve Volkan Şen'in 1'e 1 çabaları dışında F.Bahçe taraftarı maçı seyrederken heyecanlanmıyor. F.Bahçe çok para harcadı diye süper bir kadro oluşturduğunu savunan dostlara bir sorum var: "Aynı kadroyla yeni sezona başlasın mı?" Teknik direktör Vitor Pereira'nın da hataları mutlaka oldu ama bu kadronun kapasitesi sanıldığı kadar da yüksek değil.

    MARKOVIC'İN İZAHI YOK!

    İKİNCİ yarıda F.Bahçe, Wesley Sneijder'siz sarı-kırmızılılar karşısında daha üstün görünse de net

    pozisyonlar Ba ve Denayer ile karşılıklı geldi.

    TEKNİK direktör Vitor Pereira'nın 110 gündür 1 dakika oynamamış Lazar Markovic'i umut olarak oyuna almasının ise hiçbir izahı yok. Son 20 dakika yürüyecek hali kalmayan G.Saray karşısında pozisyon bile bulamayan F.Bahçe, sezonu kupasız ve hayal kırıklığı kapadı.

    G.SARAY ise kötü geçirdiği sezonu ilk 30 dakika iyi oynayarak kupayla ve derbi zaferiyle noktalamayı başardı.

    Hakan Ünsal - Hürriyet

    En kötü, kupası garanti...

    G.SARAY için en fazla kazandığı finaldi bu. Ama ilk defa kupayı kazanmak bu denli önemliydi. Bu maç, bir final veya derbinin

    ötesinde sonuçları olacak bir maçtı G.Saray için. Yönetim için bu maçın kazanılması yeniden seçilmek demekti!

    F.Bahçe içinse, şampiyonluğu kaybetmiş olmanın moral bozukluğunu telafi etme ödülüydü. Fakat, bozulan moralleri düzeltebilecek kadar ne zaman geçmişti ne de maç kazanılmıştı. Ligin sonlarına doğru yakalanan tempo ve üretkenlikten eser yoktu.

    ÇOK iYi iLK YARI

    G.Saray, maça iyi girdi. Dahası, golü bulana kadar en çok isteyen taraftı. İlk yarıdaki görüntü ligin tam tersiydi: Galatasaraylaşmış bir Fenerbahçe'ye karşı Fenerbahçelileşmiş bir Galatasaray... Defansı hata yapmayan, orta sahada top ayağındaki rakibe hemen 3'lü baskı yapan ve topu kazanan; önde ise hareketli ve değişken bir hücum hattı vardı. Savunmadaki iyileşmenin sebepleri,

    1-) Savunma odaklı oynamak. Semih ve Carole nerdeyse hiç çıkmadı.

    2-) Van Persi'nin yakın savunmada teslim olması.

    3-) Riske hiç girilmemesi.

    Orta sahadaki farkın nedenleri:

    1-) Rakibe yakın, sert ve sayı olarak fazla baskı yapıp pozisyonu başlamadan

    bitirmek.

    2-) Rakibe, markajdan çıkmışsa, faul yaparak pozisyonu önlemek.

    3-) Sneijder ve Sinan'ın ekstra yardımlarıyla rakibi en diri bölgede pasifize etmek

    Hücumdaki üretkenliğin özellikleri

    1-) Elbette Sinan. Direkt kaleyi düşünen, adam eksilten ve fırsatı bulduğunda şut atan Sinan.

    2-) Sinan'ın gelmesiyle rahatlayan ve etkinleşen şut makinası Podolski'nin istekli hali.

    3-) Sneijder'in orta sahaya, hatta savunamaya da yardım etmesi.

    ÖNCE OYNADI SONRA YÖNETTİ

    İlk yarıda G.Saray adına tek olumsuzluk duran toplardı. Ne enteresandır ki G.Saray golü de zaafı olan duran toptan buldu. İlk yarıda bu kadar iyi işleri en son Beşiktaş derbisinde yapmıştı G.Saray. O maçın 2. yarısı düşüş yaşanmış, Sneijder, çıktıktan kısa

    süre sonra gol gelmiş ve kaybedilmişti. Benzer bir durum yaşandı 2. yarıda. Sneijder, bu kez daha erken çıktı ve hakimiyeti

    F.Bahçe aldı. Galatasaraylılar, sarı kartlarla süslenen bolca faul yapıp temponun yükselmesini engelledi. Rakibin fiziki kapasitesinin daha iyi olmasından dolayı yüksek tempoyu daha iyi oynamasını engellemek ve son yarım saatte ayakta kalamama zaafına düşmemek için bunu yaptılar.

    Maçın G.Saray için özeti: İlk yarı oynadı, 2. yarı yönetti. Sezon nasıl biterse bitsin Türkiye Kupası garanti!

    Serhat Ulueren - Vatan

    Hak eden kazandı

    İLK 45 dakika her iki takım da 10 kişi oynuyordu. Van Persie ve Sneijder'i ara ki bulasın? Ama Türkiye'de uzak ara en çok parayı kazanan da bu iki Hollandalı... Nasıl iş anlamadım.

    NEYSE ki, Vitor Pereira ve Jan Olde Riekerink gerçeği gördü ve 2 formsuz, duran adamı oyundan çıkardı. İyi ki çıkardı en azından ikinci yarı daha kaliteli ve zevkli bir maç izlemiş olduk.

    G.SARAY bu karşılaşmayı kazanmayı daha çok istedi ve haklı bir galibiyet aldı.

    GÖKHAN Gönül'ün bir gün önceki basın toplantısına katılıp dünkü ilk 11'de oynamaması manidar. Madem son 15 dakika Gökhan'ı oynatacaktın neden onunla başlamadın. Sanki Pereira da acı gerçeği kabullenmiş gibi. Tahminimce bugün-yarın kendisine teşekkür edilip gönderilecek... İlk yarı yerinden kalkmadı. Yanında bir Türk Kahvesi, bir de nargilesi eksikti. Bunlar da olsaydı tam olurdu.

    İkinci yarı, belki de talimat gelmiş olacak yerinden kalkar gibi oldu ama heyecanını kaybetmiş Portekizli. Veyahut gönderilmek için her şeyi yapıyor, teknik adamlık yapmadan parası alma derdinde...

    G.SARAY ilk yarı çok iyi oynadı ama ikinci yarı Sinan'ı alıp Sabri'yi sokmak, orta sahayı defansa bu kadar yakın oynatmak ciddi bir teknik adam yanlışı. Yakalamşsın 1-0'ı, biraz akıllı atağa çıksalar 3, 4 olurdu. Denayer müthiş oynadı, Semih her şeye rağmen sırıtmadı ve sonuçta ilk yarı çok iyi, ikinci yarı çok kötü oynayan G.Saray kupaya uzandı.

    DANDİK KUPAYLA...

    F.BAHÇE'DE bugünden itibaren yaprak dökümü başlar. En az 5-6 futbolcu takımdan ayrılır, buna

    Gökhan Gönül de dahil. Beşiktaş'la görüştüğü için dün başkanı tarafından kesik yemiş olabilir. 3.5 aydır oynamayan Markovic'i nihayet 25 dakika izledik ama o da hikaye... Niye geldi, niye oynadı, nasıl, ne zaman sakatlandı anlamak mümkün değil.

    OYUNCULAR iyi niyetli, tribünler nispeten olgun ama hakem Mete Kalkavan bir o kadar formsuzdu. Adeta F.Bahçe'nin gol atması için her şeyi yaptı. de Souza, Emre Çolak'a arkadan kasıtlı vuruyor ama kart yok, G.Saraylılar dokunuyor anında sarı kart.

    KÖTÜ bir zeminde G.Saray kupayı kazandı ve sezona sözüm ona kurtardı. Asla böyle olmamalı. G.Saray yönetimi bu dandik kupayla oyuncuları ve kendilerini başarılı göstermeye kalkarsa önümüzdeki sezon daha büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaşırlar. Üstelik bu sezon 3 ayrı göğüs reklamıyla sahaya çıkarak rekor kırdılar.

    KUPA geldi, Avrupa cezası çekilecek. Ama bu yönetim kaldığı sürece G.Saray daha çok cezalarla karşı karşıya kalır, benden söylemesi...

    Kaynak: Sporvadisi.com / Spor

    Mehmet Demirkol Wesley Sneijder Galatasaray Fenerbahçe Spor Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title