Haberler

Sezer: "Rejim, Tehlikeyle Karşı Karşıya"

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye'de Siyasal Rejimin, Cumhuriyet Kurulduğundan Beri, Hiçbir Dönemde Günümüzde Olduğu Kadar Tehlikeyle Karşı Karşıya Kalmadığını Belirterek, 'Laik Cumhuriyet'in Temel Değerleri İlk Kez Açıkça Tartışma Konusu Yapılmaktadır' Dedi.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye'de siyasal rejimin, Cumhuriyet kurulduğundan beri, hiçbir dönemde günümüzde olduğu kadar tehlikeyle karşı karşıya kalmadığını belirterek, ''Laik Cumhuriyet'in temel değerleri ilk kez açıkça tartışma konusu yapılmaktadır'' dedi.

Sezer, Harp Akademileri'nde verdiği konferansta, dış güçlerin, Türkiye'nin İslam ülkelerine model olabilmesi için öncelikle siyasal rejiminin 'laik Cumhuriyet'ten, 'demokratik Cumhuriyet' adı altında, 'Ilımlı İslam Cumhuriyeti'ne dönüştürülmesini öngördüklerini bildirerek şunları söyledi:

"Ilımlı İslam, Devlet'in sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal düzeninin din kurallarından belli ölçüde etkilenmesi anlamına gelmektedir. Bu niteliğiyle Ilımlı İslam modeli, İslam'ı kabul eden diğer ülkeler için bir ilerleme sayılsa da, Türkiye Cumhuriyeti yönünden büyük bir geriye gidiş, daha açık söylemiyle, 'irticai' bir modeldir. Türkiye bölge için ancak laik, demokratik hukuk devleti niteliği ile örnek oluşturabilir; bu yöndeki deneyimlerini paylaşmaya hazırdır."

Sezer, Türkiye Cumhuriyeti rejimini ılımlı İslam'a dönüştürmek için dış ve kimi iç odakların çıkar birliği yapmaları ve bunu demokratikleştirme adı altında gerçekleştirmeye çalışmalarının dikkat çekici olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Sezer, şunları kaydetti:

''Oysa bu odakların bilmesi gereken üç önemli gerçek vardır: Birincisi, ister 'ılımlı', ister 'köktenci' olsun, din devleti ile demokrasinin yan yana getirilmesi, tarihe ve bilime ters düşen bir yaklaşımdır. İkincisi, ılımlı İslam'ın çok kısa sürede radikal İslam'a dönüşmesi kaçınılmazdır. Üçüncüsü de Türkiye Devleti, rejim seçimini, Cumhuriyet'in kuruluşuyla birlikte 84 yıl önce yapmıştır. Bu rejim, Atatürk ilke ve devrimleri ile Atatürk ulusçuluğuna bağlı, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti temelinde biçimlenen aydınlanmacı ve çağdaş bir rejimdir."

Sezer, ''Türkiye'de de stratejik konu ve kuruluşların özelleştirilmesinden vazgeçilmelidir'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'nin henüz tam olarak küresel sistemin egemenliğine girmemiş olması, sistem ülkelerini rahatsız etmektedir. Bunun nedeni, tüm çabalara karşın hala sağlam bir Atatürkçü yapının sürüyor olması ve Cumhuriyet'in anayasal kurumlarının ulusal çıkarlardan ödün vermeyen sağlam bir duruş sergilemeleridir.

Ulus devletin, ulus birliği ve ülke bütünlüğünün, tekil devlet ve laik Cumhuriyet'in koruyucusu ve güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri de, ilk kez iç ve dış odakların hedefi durumuna gelmiştir. Bu odaklar niyetlerini açıkça sergileyerek işi 'hesap sorma' söylemine kadar vardırmışlardır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, anayasal rejimin korunması yönünden, tüm anayasal organ ve kurumlar gibi görevli ve taraftır. Orduyu yıpratarak etkisizleştirmek için, zamanlaması ayarlanmış bir oyun oynanmaktadır.

Oysa, özellikle bölgesel karışıklıkların yoğunlaştığı ve küresel güçlerin Ülkemiz üzerindeki planlarının açığa çıktığı günümüzde Ordumuzu yıpratmak, bu planlara destek olmak amacı taşımıyorsa, hiç düşünülmemesi gereken bir olgudur.''

Cumhurbaşkanı Sezer, Cumhurbaşkanının anayasal ilkelerden yana taraf olmasının ''siyasal taraflılık'' olarak yorumlanamayacağını da söyledi.

Kaynak: AA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title