Savcıdan, Sakarya'daki Suç Örgütlerine İlişkin Tespitler
Savcı, Depremden Sonra İnsanların Çalışmayı Terk Ettiğini İleri Sürerek "Yöre Halkı, Ülkemizden ve Dış Devletlerden "Deprem Yardımı" Adı Altında Uzun Süre Yapılan Ayni ve Nakdi Yardımlar Nedeniyle Çalışmadan ve Üretmeden Hızla Tüketen Bir Toplum Olmuştur" Dedi.
Savcı, depremden sonra insanların çalışmayı terk ettiğini ileri sürerek "Yöre halkı, ülkemizden ve dış devletlerden "Deprem yardımı" adı altında uzun süre yapılan ayni ve nakdi yardımlar nedeniyle çalışmadan ve üretmeden hızla tüketen bir toplum olmuştur" dedi.
Savcı Nazmi Okumuş Sakarya'da çete kurarak sahte fatura düzenledikleri öne sürülen 45 kişi hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlandı. Sakarya'da tefecilik yapan ve sahte fatura düzenleyen bir grubun belirlenmesi üzerine, bu grubun teknik takibe alındığını anlatan savcı Okumuş, grubun Sadık ve Süleyman Taşkın liderliğinde çek senet tahsilatı yaparak, haksız kazanç elde ettiğinin anlaşıldığını belirtti. Sadık, Süleyman ve Serdar Taşkın ile Bahri Ocak ve diğer şüphelilerin Sakarya’da kurdukları paravan şirketler aracılığıyla bastıkları irsaliye ve faturaları belli bir komisyon karşılığında ülkenin her tarafına gönderdikleri bu yolla özel ve kamu kurumlarını zarara soktukları, ortada bir hizmet olmamasına rağmen hizmet yapılmış gibi evraklar tanzim edilerek, menfaat temin ettikleri ifade etti.
"Sakarya'da insanlar deprem sonrası çalışmayı terk etti"
şekildeki suçların Sakarya ve civarındaki illerde oluşmasının nedeninin düşündürücü olduğu belirtilen iddianamede, “Ülkemizin en verimli arazilerine sahip olan Sakarya’da maalesef son yıllarda üretim ve çalışma gittikçe azalmaktadır. Özellikle 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden sonra insanlar adeta çalışmayı terk etmişlerdir. Yöre halkı, ülkemizden ve dış devletlerden “Deprem yardımıö adı altında uzun süre yapılan ayni ve nakdi yardımlar nedeniyle çalışmadan ve üretmeden hızla tüketen bir toplum olmuşturö diye ifade edildi.
Savcıdan bürokrasiye eleştiri
Bürokrasinin, mali ve idari denetimlerinde yetersizliği nedeniyle kağıt üzerinde yer alan ve halk arasında paravan şirketler olarak bilinen şirketlerin mantar gibi çoğaldığına dikkat çeken savcı, “Bu şirketler denetlenmediği gibi, yıllarca gelir beyanında bulunmamışlardır. Bu şirketlerin devlete hiçbir katkısı olmayıp, çeşitli muhasebe oyunlarıyla masrafları şişirilmiş veya zararda gösterilerek af kanunundan dahi yararlanmışlardır. Bu konuda yetkililere, eğitimcilere ve sosyologlara büyük görevler düşmektedirö dedi.
Atasözlü tavsiye
Dünya literatüründe sadece bize mahsus olan “Devletin malı deniz….ö şeklinde başlayan atasözünü bilmeyen kalmadığını söyleyen Okumuş , ünlü bir atasözünde belirtildiği gibi “İnsanlara balık dağıtan değil, balık tutmasını öğretenö sistemin yerleşmesinin topluma daha faydalı olacağını anlattı.
Savcı Okumuş, hiç bir şey üretmeden, ekonomiye ve milli gelire herhangi bir katkıda bulunmadan tüketim politikaları ile magazin basınının ve reklamların tüketin çılgınlığına kapılan insanların yapacağı tek şeyin yorulmadan para kazanmak olduğu belirterek, ülkemizde uyuşturucu ve gümrük kaçakçılığının artmasının sebebinin kolay yoldan para kazanmak isteği olduğunu ileri sürdü. Kolay ve gayri meşru yollardan para kazanmanın başka bir usülünün de tefecilik olduğu anlatan savcı, kurulan paravan şirketler adına fatura ve değerli kağıtlar bastırıp, olmayan hizmet ve masrafları var olmuş gibi göstererek özel ve kamu kuruşlarının muhasebe bürolarına sunulması suretiyle yasaların tanıdığı hak ve geri ödemeden yararlandıklarını anlattı. Yapılan çalışmalar neticesinde Sadık ve Süleyman Taşkın kardeşlerin idaresinde hiyerarşi gözetilerek suç örgütü oluşturulduğu , cebir ve şiddet yoluyla zorla senet alarak işleme koydukları, silahlı tehdit ve tefecilik yaptıkları ,ayrıca sahte fatura ve belge tanzim ederek bunları kullandıklarının anlaşıldığını ifade etti.
Hazırlanan iddianamede, Sadık Taşkın ve Süleyman Taşkın'ın da aralarında bulunduğu 11 kişinin 17 yıldan 43 yıla ,diğer zanlıların ise 5 yıldan 38 yıla kadar değişen hapis cezaları istendi.