Haberler

Satıcı: "Cari Açık Sıcak Parayla Çözülemez"

Tim Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye'nin Cari Açığının, Ekonomi Üzerinde Yarattığı Kırılganlık Dışında Hiç Bir Önemli Siyasi Ve Ekonomik Riski Bulunmadığını Belirtti. Satıcı,"Cari Açığın Oluşturduğu Ödemeler Dengesi Riski 'Olur Hallederiz'le Veya Sıcak Parayla Çözülemez. Sıcak Para Kendisi Başlı Başına Sorun Olan Bir Çözüm Türüdür" Dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye'nin cari açığının ekonomi üzerinde yarattığı kırılganlık dışında hiç bir önemli siyasi ve iktisadi riski bulunmadığını ileri sürerek, cari açığın oluşturduğu ödemeler dengesi riskinin "olur hallederiz"le ve sıcak parayla çözülemeyeceğini savundu. Satıcı, sıcak paranın kendisinin başlı başına sorun olan bir çözüm türü olduğunu kaydetti.

TİM'in 13'üncü Olağan Genel Kurulu yapıldı. Genel Kurula Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sanayi Bakanı Ali Coşkun, Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Devlet Bakanları Kürşat Tüzmen, Abdüllatif Şener ile Ali Babacan katıldı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun da katıldığı genel kurul, Mumcu ile Erdoğan’ın ilk kez bir arya geldiği bir genel kurul toplantısı da oldu.

"Orkestrasyon şart" sloganıyla toplanan TİM Genel Kurulu açılışında Azeri asıllı Şef Alara Kerimova’nın yönettiği orkestra İstiklal Marşı'nı çaldı.

"OYUN TEK KİŞİYLE OYNANMAZ"

Divanın oluşturulmasının ardından TİM Başkanı Oğuz Satıcı, yaptığı konuşmada Türkiye'nin büyük bir orkestra olduğunu belirterek, "Biz Türkiye'nin hükümeti, Anayasa ve anayasal kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütleriyle büyük bir orkestra olduğunu düşünüyor ve orkestrasyon şart diyoruz" dedi. Satıcı, orkestra örneğini anımsatarak, oyunun tek kişiyle oynanamayacağını herkesin bilmesi gerektiğini söyledi. Satıcı, "Kuşkusuz bardağın yarısı boş yarısı dolu demek mümkündür. Yaptıklarımızla gurur duymalı ve yapmadıklarımız için de özeleştiri yapmalıyız" dedi.

Satıcı, üretici ve ihracatçının Türkiye ekonomisinin büyümesinin sürdürülebilirliğine ve istikrarına iki büyük katkı yaptığını, bunlardan birincisinin 80 milyar dolarlık ihracat ve 7 milyona yakın insana istihdam sağlanması olduğunu belirtirken, "İkinci katkımız ise 3 yıl boyunca uluslararası konjontürün de etkisiyle Türkiye'de oluşan para politikasına yönelik yapıcı eleştirilemizdir" dedi. Satıcı, son 3 yıl boyunca Türkiye'nin rekabet gücünün Türkiye ekonomisinin dinamiği olduğuna dikkat çektiklerini belirterek, "Türkiye'de başta hükümetimiz olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarımız ekonomi bağlamında bu meseleye odaklanmalıdır. Enflasyon ile mücadele meselemiz bu mesele çercevesinde mütala edilmelidir. Çünkü bildiğiniz üzere Türkiye'nin küresel ekonomi karşısında ayakta kalabilmesinin tek yolu büyümesinin ihracat ve üretim merkezli sürdürebilmesidir" dedi.

"SICAK PARA BAŞLI BAŞINA SORUN"

Satıcı, Türkiye'nin cari açığının ekonomisi üzerinde yarattığı kırılganlığın dışında hiç bir önemli siyasi ve iktisadi riski bulunmadığını savundu. Satıcı, "Cari açığın oluşturduğu ödemeler dengesi riski 'olur hallederiz'le veya sıcak parayla çözülemez. Sıcak para kendisi başlı başına sorun olan bir çözüm türüdür" dedi.

Satıcı AB sürecini çok açık bir biçimde desteklediklerini ve desteklemeye devam ettiklerini belirtirken, bu desteğin sadece politik açıdan bu sürece omuz vermek anlamına gelmediğini söyledi. Satıcı, "Bu sürecin temel ilkelerine kendi hayatımıza uygulamakta ısrarlı olmak ve kendi değişimimizin liderliğini yapmak da AB sürücinin desteklemenin en önemli parçalarından birisidir. Hepimiz kendi şirketimize, kendi ilimizde, kendi sosyal ortamımızda değişime liderlik etmek, değişim süreçlerini tetiklemek ve değişimi bir yaşam biçimi haline getirmek zorundayız" dedi.

Satıcı, Türkiye'nin kapitalizme 200 yıl kadar geç başlamanın sıkıntılarını çektiğini, devlet siyaset-ekonomi ilişkilerinin içiçe geçtiğini savunarak "Ödenmesi imkansız vergi oranlarıyla sermaye biriktirme uğraş içindeki küçük müteşebbise daha doğuşu aşamasında vergi suçuna buluştıran ve bu yolla onu suçluluk psikozu içinde daha kolay yöneten devlet ve bürokrasi yapımıza, siyah plakalı arabalara binme merakımız ve devletlu olma arzumuz da eklenince ortaya çıkan sonuç, bugün değiştirmeye çalıştığımız halimizdir. Bu manada biz değişimden söz ederken yalnızca devletin veya siyasetin değil, tüm Türkiye'nin çalışanıyla çalıştıranıyla değişmesinden söz ediyoruz" dedi.

"SİYASİ İSTİKRAR TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ GÜCÜ"

Oğuz Satıcı, Türkiye'nin iki yıldır özelleştirmede son derece başarılı operasyonlar yaptığına işaret ederek, "Yakaladığımız siyasi istikrar atmosferi Türkiye'nin tüm pozitif dinamiklerini harekete geçiriyor. Siyasi istikrarımız Türkiye'nin en önemli gücüdür. Bu gücün kıymetini bilmek, bu gücü yıpratacak davranışlardan kaçınmak, istikrara ve bunun yarattığı iyimserliğe hep beraber sahip çıkalım" dedi.

Yapısal reformların biran önce yapılmasının önemine işaret eden Satıcı, bugün en önemli problemin italatı teşvik eden enflasyonla mücadele tekniğinin gün geçtikçe rekabet gücünü eritmesi olduğunu savundu.

"İHRACATI 160 MİLYAR DOLARA ÇIKARABİLİRİZ"

Oğuz Satıcı, 80 milyar dolara ulaşan yıllık ihracatın 160 milyar dolara çıkabileceğini kaydetti. "Türkiye'nin önünde söz veriyoruz" diyen Satıcı, Türkiye'nin yeni senaryosunun üretim ve ihracat üzerine kurulmasını istedi. Satıcı, böylelikle Türkiye'nin 160, 260, 360 milyar dolarlık ihracat yapabileceğini ve 2013 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabileceğini ileri sürdü.

Satıcı, ihracatçıların yeterli tecrübe ve pratiğe sahip olduğunu belirterek, "Senaryoda artık ihracatçı başrol istiyor" dedi. Satıcı, Türkiye'deki siyasi istikrarın önemine işaret ederek bu konuda herkese görev düştüğünü anımsattı.

Kaynak: ANKA / Ekonomi

Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title