TÜM KATEGORİLER
Samsunspor Teknik Direktörü Ümit Özat: Hedefimden Sapma Olmayacak
Samsunspor Teknik Direktörü Ümit Özat, "Bu takım yeni kurulmuş bir takım. Ben buna rağmen hiç korkmadan cesurca hedefimi ortaya koydum. Bu hedefimden de hiçbir zaman sapma olmayacak" dedi.
Samsunspor Teknik Direktörü Ümit Özat, "Bu takım yeni kurulmuş bir takım. Ben buna rağmen hiç korkmadan cesurca hedefimi ortaya koydum. Bu hedefimden de hiçbir zaman sapma olmayacak" dedi.
Kulüp binasında haftalık basın toplantısını düzenleyen Ümit Özat, hiçbir zaman mazerete sığınmadığını söyledi. Kazanırken de, kaybederken de, berabere kalırken de aynı olduğunu belirten Özat, "Ben takımda eksikler varken şampiyonluk hedefi koydum. Bundan sonra da fikirlerimde değişiklik olmayacak. Bu takım yeni kurulmuş bir takım. Ben buna rağmen hiç korkmadan cesurca hedefimi ortaya koydum. Bu hedefimden de hiçbir zaman sapma olmayacak. 20-25 milyon lira maliyeti olan Karabükspor takımının karşısında bu takım onca eksiğine rağmen 35 dakika pozisyon vermeden oynadı" dedi.
Maçlara hep tek tek baktığını ifade eden genç teknik adam, "Elazığspor maçına da öyle bakıyorum. Bizim oradan alacağımız 1 puan bile çok önemli puan. Çünkü ondan sonra karşılaşacağımız takımlar, sıralamada 10'uncu sıranın altında olan takımlar. Yani Samsunspor gerçek performansını ortaya koyduğu zaman kazanabileceği maçlar periyodu gelecek. Bu takım 9 maç yapmış, 1 mağlubiyet almış, 4 galibiyet ve 4 beraberlik almış. Puan kaybedebilirsiniz ama inancınızı kaybetmeyeceksiniz. Ben inancımı hiçbir zaman kaybetmedim. Bu takımın oluşumuna bakın. Kalecisi yeni, Canberk 2 sene boş geçtikten sonra oynamaya başlamış, Oğuzhan, Ousmane, Ersel, Alperen, Ercan yeni, Burhan oyunda, 2 stoper hariç sahada 9 tane ofansif oyuncuyla oynayan bir Samsunspor. İnsanlar 11'e 9 diyor. Olabilir. Biz Galatasaray'ı 7 kişiyle 1-0 yendik, 10 kişiyle 6-0 yendik. Futbolun garantisi var mı? Gün gelecek belki 1 kişi eksik biz maç kazanacağız. Şu algının oluşması yanlış. Bu takım içeride dışarıda 4 atacak. Karşında bir rakip var sonuçta. Ona da saygı duymalısın. Kim istemez içerde dışarda 3-4 atmayı" diye konuştu.
Takımının maç oynadıkça çok daha iyi yerlere geleceğini belirten Ümit Özat, "Bu yolda düşmeler kalkmalar olacak. Ama önemli olan inancı kaybetmemek. Bu takım gol yemediği her maç başarılıdır. Gün gelir içerde 3, dışarda 1 alırsınız, gün gelir içerde 1, dışarda 3 alırsınız. Onun için ben oyuncularımın çoğunun göstermiş olduğu performanstan son derece memnunum. Bir takımın 3'te 3 yapması kadar, 3'te 0 yapması da normal. Belki Elazığspor maçını da kaybedebiliriz. Olmaz mı, böyle bir ihtimal yok mu? Kimse yenilmez değil mi? Bu takım geçen sezon 16 maçta 17 puan aldı, şimdi 9 maçta 16 puanı var. Ne bu takımın geçen sezon 16 maçta 17 puan alması normaldi, ne de 8'de 8 yapması normaldi. Bu lig böyle. Bazen 3 maç kazanıyorsunuz yukarı çıkıyorsunuz, bazen de 3 maç kaybediyorsunuz. Önemli olan o aradan kopmamak. Bu arada Taha gelirse, Ivanov gelirse daha iyi olacak. Şu bir gerçek ki formsuz oyuncular da var. Takım girip çıkan olarak 17-18 kişinin üzerinde gidiyor. Oynayan olarak da 10-11 kişinin üzerinde gidiyor. Dolayısı ile Allah o çocuklardan razı olsun" dedi.
Futbolcularına sesinin sadece sahada yükseleceğini vurgulayan Özat, "Onun dışında yükselmez. Yemelerine, içmelerine, gezmelerine karışmam. Dışarıda her şeyi beraber yapabiliriz. Samsunspor forması giyiyorsan her şeye katlanacaksın. Kimse kusura bakmasın. Bana birisi 18 yaşında bu formayı verecek, bırakın saha kenarında bağırmayı, günde 3 öğünde bana 2 tokat atsın. Hem o formayı giyeceksin, hem de alıngan olacaksın. Öyle bir şey yok. Bir futbolcu taca at dediğin yerde topu alıp rakibe verirse ona tabi ki bağıracağım ben. Ama işler kötü gittiği zaman kimse demiyor 'Helal olsun bu adama. 6 tane 18 yaşındaki adamı oynatır' demiyor. Ben bu riski alıyorsam gerekli fırçayı da atarım. Onun getirisi götürüsü bana ait. Ben öyle aslanım kaplanım diyemem. Bir de şu var. 'Bu adam Ofoedu'ya, Ekigho'ya hiçbir şey demiyor, Alparan'e, Canberk'e söylüyor' derseniz tamam. Ama çocuklara bir sorun. Ofoedu ve Ekigho'dan daha sert, daha fazla fırça yiyen var mı acaba. Benim için hayatta tek ideal, akşam eve gittiğimde çocuklarıma, Ahmet ile Mehmet arasında hak yememiş, işini doğru yapmış bir hoca olarak ekmek getirebilmek. Eğer ben Alperen'e, Canberk'e, Ersel'e bağırdığım yerde, Ofoedu'ya, Ekigho'ya, Musa'ya aynı dozda değil, hak ettikleri zaman daha fazlasını bağırmıyorsam o zaman ben işimi doğru yapmıyorum" dedi.
Ofoedu ile konuştuğunu söyleyen Ümit Özat, şunları dile getirdi:
"Ofoedu'da da, Türk futbolcularda da bir şey var. Ronaldo penaltı ya da duran topun başına gelirken 2 bacağını açar. Bir duruşu var topun başında. ya da bir gol sevinci var. Kendisine dedim ki, 'Ofoedu güzel, ama sen Ronaldo'nun en kolay tarafını örnek alıyorsun. Gol sevinci ile Ronaldo olunmuyor. 2 bacağını açarak topun başına gelmeyle Ronaldo olunuyorsa, ben 120 kiloyum ben de olurum. Bunun örnek alacağım başka tarafları var. Çalışma ile Ronaldo olunuyor. Adam Malaga'ya yenildiği zaman ağlıyor. Sen kazanıyorsun yılda 220 bin Euro, onun aylık maaşı 1 milyon Euro. Maç kaybettiği zaman ağlıyor. Örnek alacağınız adamları giyimiyle, saç tıraşı ile bindiği arabası ile konuşması ile değil, bu adamlar buralara nasıl gelmiş ve nasıl orada kalıyorlar bunları örnek almalısın. Yoksa 1 maç çıkayım gol atayım, 5 maç yokum, böyle Ronaldo olamazsın.' Yıldız futbolcu her maç 6-7-8'lik oynayan futbolcudur. Yıldız futbolcu bir maç 2'lik, bir maç 10'luk oynayan oyuncu değildir. Bakın bu takım Kone'nin olmadığı 3 maçı kazanamadı. Ama bu takım Ofoedu'nun olmadığı maçları da kazandı, bir başkasının olmadığı maçı da kazandı. Yarın bir gün Kone'nin olduğu maçı da kaybedebilir. Ama takım oyuncusu olmak başka bir şey."
32 yaşında teknik adamlığa başladığını ifade eden Samsunspor Teknik Direktörü Ümit Özat, şöyle devam etti:
"Benim kadar genç oyuncu çıkartan başka bir antrenör yok. Ben bu riski göze alıyorsam, karşılığını da alacağım. Vermeden almak Allah'a mahsus. İstesem gençleri oynatmam. Burhan'ı oyuna almasam, Alperen'i almasam, Ersel'i oynatmasam hanginiz oynamalı derdi. Ben onların bir ağabeyiyim, babasıyım. Ben onlara güveniyorsam tabii ki kızacağım. İşler kötü gittiği zaman futbolcu gitmiyor, hoca gidiyor. Benim dediğimi yapacaklar. Bir laf vardır. Davul benim boynumda, tokmak başkasının elinde olmayacak. Davul da benim boynumda olacak, tokmak da benim elimde olacak. Gerekirse sandalyeye kendim tekme atarım, ama kimseden medet ummam. Şunu da belirtmek isterim ki, futbolculuk ve teknik adamlık hayatımda dedikodusu olmayan tek oyuncu grubu, Samsunspor'daki oyuncu grubudur. Muhteşem bir grup. Allah onlardan razı olsun. Ben Murat'ı Alanyaspor maçında 25'inci dakikada oyundan aldığım için kadroya almamazlık yapmadım. 1 hafta boyunca çalışmadığı için aldım. Belki bu hafta oynayacak. Çünkü ben kindar bir adam değilim. Mesela ben bir an önce Erdi'yi oynatmak için çabalıyorum ama Erdi istemiyor oynamayı." - Samsun
