Salihli'de "Karakaya Davası" Sil Baştan

ODTÜ'de Öğrenci Temsil Kurulu Sözcüsü iken 1977 yılında jandarmayla girdiği çatışmada ölen Ertuğrul Karakaya'nın Manisa'nın Salihli ilçesindeki mezarı başında anma töreni düzenleyerek TCK'nın 53/1 ve 215/1 maddelerini içeren "Suçu ve suçluyu övme" suçundan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan aralarında Ertuğrul Karakaya'nın gözleri görmeyen 73 yaşındaki annesi Ayşe Karakaya'nın da bulunduğu 20 kişinin yargılandığı dava, beraat kararının ardından savcının temyiz başvurusu sonucu iptal

edilince dosya tekrar açıldı.

Ertuğrul Karakaya'yı ölüm yıldönümünde mezarı başında anan annesi Ayşe Karakaya (73), kardeşi Erol Karakaya ve yeğeni Ayşe Karakaya'nın aralarında bulunduğu 20 kişi, "Suçu ve suçluyu övdükleri" gerekçesiyle Salihli ilçesinde 1.Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanmış ve 16 Kasım 2007 tarihinde beraat edilmişlerdi. Ancak Salihli Cumhuriyet Savcısı Bülent Canoğlu, Ertuğrul Karakaya'nın suçlu olduğunu öne sürdüğü temyiz dilekçesinde anne Ayşe Karakaya, ağabey Erol ile yeğenler Nurşen ve Ayşen Karakaya dışındaki

16 sanığın "suç ve suçluyu övmek" suçundan cezalandırılmasını istedi. Beraat kararının Yargıtay tarafından kısmen bozulmasını isteyen Savcı Bülent Canoğlu, Ertuğrul Karakaya'yı öldürmek suçundan yargılanan jandarma görevlisi Osman Ö.'nün de beraat ettiğini hatırlattı. Savcı Canoğlu'nun temyiz başvurusu kabul edilerek beraat kararı iptal edildi.

Dava dosyasının tekrar açılmasıyla ilgili tepkilerini dile getiren sanıkların avukatı Hasan Baykal ise Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan temyiz itirazlarının yerinde olmadığını beyan etti. Baykal, yasama-yürütme ayrılığının fiilen adeta ortadan kalktığını belirterek şöyle konuştu: "Kağıt üzerinde olmaktan ibaret hal almıştır. Yargının bağımsız olmadığı yüksek yargı organları başkanlarınca dahi dile getirilmektedir. Gidişat yargının da siyasallaştırılmasına doğrudur. Bu durumu oluşturan anlayışın

işlettiği sistemin uyum sağlamayanları bertaraf etme tutumu içinde olmaları şaşırtıcı değildir. Nitekim böylede olmaktadır. Tolerans gösterilmesi bir yana aşırı tahammülsüzlük içinde olunmaktadır. Herkesin kendileri gibi olması istenilmektedir. Hiç kuşku yoktur ki sanıklar 8 Haziran 2006 tarihinde Salihli Asri Mezarlığı girişinde lokma döktürselerdi yargıya düşürülmezlerdi."

Baykal, temyiz dilekçesinde Ertuğrul için 'Eylemi suçtur ama öldüğü için kamu davası açılamamıştır' demeye getirildiğini söyledi. Yani, Ertuğrul'un suçlu sayıldığını anlatan Baykal, şöyle konuştu: "Oysa ki, bir kimsenin eyleminin hüküm tarihi itibariyle yasada suç olarak düzenlenmiş olması onun suçlu sayılması için şarttır. Mevzuat değişikliği ile ve sonradan yürürlüğe giren yasa ile önceden suç teşkil eden eylemlerin suç olmaktan çıkması ise olmayan bir şey değildir. Kaldı ki davada tatbiki istenilen

yasa hükmü uyarınca suç teşkil eden eylemi övme değil suçu ve suçluyu övme cezalandırılmaktadır. Temyiz incelemesinde bu yaklaşımımızın da göz önünde bulundurulmasını dilemekteyiz."

(ES-ÖA-HO-Y)

Haberler